2 entry daha
  • bütün vatandaşlar kanunlar önünde eşittir. bu ibare insan hakları evrensel beyannamesinde de vardır. aynı durum gelişmiş bir ülkede vuku bulsa, o hakim ve savcı görevinden istifa edene kadar medyada haberlerde gündemde tutulurdu. ancak ortadoğuda bu tür şeyler maalesef ki günlük hayatın bir rutini haline gelmiş durumda.

    edit: benzer onlarca mesaj arasından çaylak bir arkadaşın mesajını aynen bırakalım buraya; '' yaz kizim (saka kanki)
    bizzat savci kankam var, izinlerde eve istanbula 800km mesafeden arabasiyla 200km hizla geliyor. onlarca radar isik cezasini da kendisi ‘goreve giderken hiz yaptim’ maddesi sayesinde siliyor iptal edebiliyormus. hic ceza ödemiyor. hatta mahkeme de acilamiyor bunlara savciligin bakanligin izni olmadan caylagim yazamiyorum bunu entryne eklerseniz diger suserler de gercegi ogrenir''

    edit 2: savcı ve hukukçu arkadaşlardan konunun hukuki ve idari durumu üzerine gönderilen mesajları da meseleyi açıklığa kavuşturmak adına ekliyorum: '' hakim ve savcılara ceza yazılamaması diye bir şey yoktur. sadece usul yönünden farklılık vardır, hakim ve savcılara ceza verilecekse yürütme yerine yargının ceza vermesi gerekir. bu nedenle de kural ihlali yapan hakim savcı hakkında tutanak tutulup görev yaptıklara yere en yakın ağır ceza mahkemesine gönderilir. ağır ceza mahkemesi, hakimin bu kural ihlalini yaptığına kanaat getirirse kendisi cezayı verir. anlatılan düzenlemeler de sayfadaki cahil insanların kahvehane muhabbeti için konulmamıştır, hepsinin bir gerekçesi vardır, bu gerekçe de yargı bağımsızlığı ve kürsü teminatıdır.
    anlamayanlara özet; hakim ve savcılara yani yargıya yürütmenin personeli olan ve aynı zamanda hiyerarşik astı konumundaki personeller ceza yazamaz. anladın mı güzel kardeşim? bunu da ekle de oraya bilgisiz kahvehane muhabbetinden kurtulalım.''

    edit 3: ''ben de çaylağım ayrıca cumhuriyet savcısıyım. bunu da editlersen sevinirim. yaklaşık 10 gün önce nöbetimde trafik kazası oldu. iki defa kırmızı ışıkta geçtim ceza yazıldı itiraz ettim. trafik kazası da şöyleydi motosikletteki iki kişi hatalı dönüş yapan tıra girdi birinin bacağı koptu diğerin kafa travması var. şimdi ben bu olay yerine nasıl gideyim. mağdurların (ki bir tanesi olay yerinde vefat etti) ikisi de olay yerinde yatıyor. vefat eden ben gelip inceleme yapmadan kaldırılamıyor. sözlük yazarları engin bilgileriyle beni aydınlatsınlar. olay yerine giderken bisikletle yada yeni moda martı kullanayım. belki ceset kokmaya başlamadan olay yerine varırım.''

    edit 4: akademisyen yorumunu da ekleyelim: ''önceden belirteyim,
    hakim, savcı değilim, ceza alaninda
    akademisyen olarak görev yapıyorum. bu
    mesajı size atmamin sebebi bu eşitsizliği
    savunmak değil, hukuki gerekçesini
    bildirmek. hakimler savcılar kanununun
    93. maddesinde hakim ve savcıların
    kişisel suclari nedeniyle soruşturma ve
    kovuşturma yetkisi başsavcılık ve ağır
    ceza mahkemesine verilmiştir. bu nedenle
    kişisel suç olan trafik cezası yönünden
    doğrudan kolluk tarafından hakim savcıya
    ceza yazılması usule aykırı olduğundan
    trafik cezaları iptal edilmektedir, yani hakim savcıya ceza yazılamaz diye bir durum yoktur. trafik polisinin yazdığı cezalar ise açıkladığım üzere usulen iptal edilmektedir. oysa
    kolluk trafik kuralının ihlal edildiğine
    yönelik tespit tutanağı düzenleyip, ilgili
    yerdeki ağır ceza mahkemesine gonderse,
    usulüne uygun şekilde ceza işlemi
    yapılabilir. ama kolluk bunu yapmıyor.
    doğrudan ceza kesme işlemi de kanun
    uyarınca mümkün değil. yani polis
    uygulamasından kaynaklı bîr eşitsizliği
    değil, doğrudan kanundan kaynaklanan ve
    kollugun bilgisizliğinden kaynaklanan bir
    durum söz konusu. başlığın en beğenilen
    entrisine sahip biri olarak bu yazdıklarımı
    paylasirsaniz, kutsal bilgi kaynağına hizmet
    etmiş oluruz :) saygılar. buna ilişkin makale
    kaynak da sunayim: https://www.google.com/…ovvaw3ahrsp9kcmhjbtebaabccy''
173 entry daha
hesabın var mı? giriş yap