3 entry daha
  • paul celan
    asıl adı paul antschel’dir. 1920’de romanya’nın czernovitz kasabasında almanca konuşulan yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. paris’te 1938 yılında tıp eğitimine başlamış, ancak ii. dünya savaşının patlak vermesiyle romanya’ya dönmek zorunda kalmıştır. anne-babasını nazi toplama kamplarında kaybeden celan’ın kendisi de savaşın bitimine dek on sekiz ay toplama kampında kalmış ve hayatta kalmayı başarabilmiştir. 1952 yılında yayınlanan mohn und gedaechtnis (gelincik ve bellek) kitabıyla haklı bir ün kazanmıştır. şiir kitapları yanısıra cocteau, michaux, rimbaud ve valéry gibi sanatçılardan yaptığı çevirilerle, alman edebiyatına katkısı nedeniyle “bremen prize” ve “georg büchner prize” ödüllerini kazanmıştır. 60’lı yılların sonunda depresyona giren celan, 1970 yılının 1 mayıs’ında henüz 49 yaşındayken, seine nehrine kendisini atarak intihar etmiştir.
    en onemli siiri todesfuge (olumfugu) siiridir. olümfügü; nazi toplama kampı tel örgüleri arasında mezar kazma ve gömme işiyle uğraşan bir grup yahudinin şiiridir. şiirde geçen “havada bir mezar” deyişi toplama kampında bacalardan tüten duman olarak anlaşılabilir, yani mecaz olduğu kadar yalın bir gerçektir. şiir savaşlarla tutsak edilmiş avrupa’nın dansının ritim ve hızını grotesk biçimde sergiler. celan şiirinin başlığını ilk önce “ölüm tangosu” olarak düşünmüştür. şiirin başlığını “ölümfügü”ne değiştirerek bach’ın ilahi aydınlığını anımsatmıştır. margarete, goethe’nin faust’unda işlediği herşeye karşın sonunda tanrı tarafından affedilen trajik kadın kahramana göndermedir. goethe’nin weimar yakınlarındaki meşhur meşe ağacının buchenwald toplama kampında nazi subaylarınca kesilmeyip korunmuş olması da savaşın karanlığında son derece ilginç bir olgudur. margarete, süleyman’ın şarkısı’ndaki yahudi umudunun kadın sembolü olan ve bağışlanmayan shulamith ile karşılaştırılmıştır. savaş sonrası almanya’da bu şiir okullarda bir dönem ders kitaplarının arasına girmiştir.
    şiir eleştirmenleri bir şiirin aynı zamanda füg tarzında müzikal bir örüntüsü olabileceğini sergileyen bu şiire övgüler düzmüşlerdir. celan ise “dehşet verici güzellik”in karanlık duygusallığına doğru bir eğilimi sezinleyerek, şiiri daha sonra topluluklara okumayı reddetmiştir. nazi toplama kampında hayatta kalmayı başaran bir diğer yazar aharon appelfeld, der ki: “sayılar ve gerçekler katillerin kendi kendilerini kanıtlama araçlarıydı. insanların birer sayıya indirgenmiş olması insanlıktan çıkmanın yarattığı dehşetlerden birisidir.”
    celan “ölümfügü” şiirinde yalnızca olgular ve gerçekler önermez. şiirin her zaman olguların ötesinde olduğunu ileri sürer. böylesi karanlık bir ortamda böylesi bir müzikal aydınlık sergileyerek celan top yekün bir kültürü sorgulamıştır. ölümfügü şiiri, adorno’nun 'auschwitz’i yaşadıktan sonra şiir yazmanın olanaksızlığı'na ilişkin ünlü yargısını boşa çıkarmıştır.
77 entry daha
hesabın var mı? giriş yap