1228 entry daha
  • bir anne olmak istemeyen kadın olarak, #115869857 entryde aslında insanların anne olmak istemeyen kadına baktıklarında genel olarak düşündükleri yazılmış, ama kendi adıma bu genellemenin ne kadar hatalı olduğunu gördüğüm için hakkında konuşabileceğim tek veri olan "öznel" deneyimimi yazmak istiyorum.

    çocukları çok seviyorum, insanın en iyi hali onlar. en saf hali. hele ki gelişimini izleyebilecek kadar yakın olduğunuz çocuklar varsa ne kadar büyük bir mucize olduğunu görebiliyorsunuz bir bebeğin konuşan, anlatan, hisseden, yorumlayan bir bireye dönüşmesinin. tarifsiz. bu demek değil ki kendime ait mucizem olsun isteyeyim. var işte bu çocuklar, neden illa benim de bir tane olsun? illa en çok beni seven bir tanesinin de mi olması lazım? hiçbir çocuk beni benim yeğenimi sevdiğim kadar sevmeyecek bu hayatta. so what?

    rüyalarımda bazen hamile kaldığımı, bazen elime bakan bir çocuk olduğunu gördüğümde, ardından da gördüğümün bir rüya olduğunu anladığımda öyle büyük bir rahatlama yaşıyorum ki. (çok gerçekçi rüyalar görürüm bu arada. çoğu zaman rüyamın rüya olduğunu anlamam uyandıktan sonrasını bulur.) aklım istese vücudum istemiyor belki. belki tam tersi. bilmiyorum. ama bir kaç defa rüyamda deneyimlediğim şekilde "hamile olduğum bilgisi"ni almak her seferinde müthiş bir huzursuzluk, iç sıkıntısı ve çaresizlik olarak yansıdı rüyama. hatta bir tanesinde de fark ettim ki mesele hamilelik de değil, doğurmayacağım ben bu çocuğu diye tutturdum, karnımda kalması sorun değildi.

    bu arada herhalde 20 küsur yıldır bayağı sevişiyorum, evet hep korundum ama hiç kaza kurşunu da olmadı. acaba kısır mıyım diye merak ettim, o netleşse öyle bir rahatlayacağım ki. çünkü nereden baksan toplumda ucundan da olsa içine işleyen bir "sana verilmiş rahmi ziyan ettin ziyan!" tavrı var. valla büyük bir rahatlık olurdu ben çocuk yapmıyorum değil de yapamıyorum demek. o zaman 1300 entry boyunca irdelenmezdim. eşimle ilişkim çocukla taçlanmadığı için insanlar içten içe eşimi sevmediğim, veya yeterli bulmadığım, veya işte çocuğumun babası yapacak bir adamı bulamadığım gibi saçma sapan ve üzücü izlenimlere kapılmazlardı. ah vah deyip geçerdi insanlar. gerçi son kontrolümde jinekolog hamile kalma sorunu çekiyor olabileceğimi, rahmimde eğrilik olduğunu, çocuk istiyorsam bir an önce harekete geçmem gerektiğini ve ona uygun bazı tedaviler de olabileceğini söyledi. ben zaten çocuk istemediğimizi söyleyince ileride fikrimin değişebileceğini, o zaman da çok geç olacağını, hızla karar vermem gerektiğini söyledi. verdiğim karar karar değil yani, çocuk istememek kararı bir kararsızlık olarak kabul ediliyor. ya ironik olan şu ki, kimse anne olmuş kadınlara "pişman mısın" diye sormuyor, sorsa da sorunun dürüst cevabını duymak da istemiyor zaten. eğer ki pişmansa da zaten hangi anne dillendirebilir ki bunu? neyse konudan sapıyorum. şunu demek istiyorum, hamile kalamıyor olmak bilgisi netleşse aşırı rahatlarım.

    koşulsuz sevilmek peşindeyseniz çocuk sahibi olmak çok mantıklı. ama koşulsuz sevmek istiyorsanız, ve çocukları da seviyorsanız, sizin sevginizi de alıp kalbinin köşesine koyabilecek nice çocuk var. sormanız gereken şu, sizin egonuz sevdiğiniz oranda sevilmemeyi kabul eder mi?
1163 entry daha
hesabın var mı? giriş yap