707 entry daha
  • "sosyal medyadan akıl verenlere çakmışlar" geyiklerini görünce, daha önceden de bu diziyi izleyip bununla ilgili fikir belirttiğim için son bölümünü izledim. ekin atalar bu işe girdiğinden beri aldığı eleştirilerle ilgili kendini aklamak için yazdığı her bölümün abukluğunda bir sahne daha yazmış sadece. belli ki buraları da okuyup coşmuş. üşenmeyip madde madde o bütün isyanlarına bakalım.

    varan 1 - "benim senaryomu eleştirenler işte böyle 17 yaşındaki şişman ergenler"

    hayır güzel kardeşim değil. senin yaz(ama)dığın saçmalıkları eleştiren ben uzun müddettir televizyon dizisi izlemeyen biri olarak bu diziden umutlanıp sektöre dair eğlenceli bir şeyler görme umuduyla izlemeye başlayan biriyim. sektörün de içindeyim. hem de yazarlığın da dahil olduğu birçok koldan. buralardaki "yhaa emir'i harcamasın dijleeğ" yorumları haricinde sayfalarca yazı yazan çoğu kişinin de ergen olmadığına okudukça ikna oluyorum açıkçası. sen yazılandan kimin ergen olup olmadığını anlayamıyorsan bir senaryo yazarı olarak biraz sosyolojiye ağırlık vermeni tavsiye ederim. karakter yaratırken ve sürdürürken de işine yarar. ; )

    varan 2 - "süre çok uzun, uyku uyuyamıyoruz"

    hahah senin o yazdığın yazar ekibi gibi uykusuz kaldığını hiç zannetmiyorum. ha o kadar uğraşıyorsun ve ortaya çıkan şey buysa sana tavsiyem "sen bu işleri bırak". 20 yıldır kendini geliştiremeyen bütün yazarlar niyeyse hemen lafı bu süre meselesine getiriyor. sanki dizi 40 dakika olsa harikalar yaratacakmış gibi. zaten uzun zamandır süre doldurmak için bölüme birden fazla klip koyduğunuzu hiç bilmiyoruz tabii. o uzun uzun bakışmalar, araba sürmeler, kararsız kalmalar, iki kişi konuşurken gerçek hayatta "cevap versene olm duymuyon mu?" denilecek sürelerde diyalog akıtmalarla falan hiç içli dışlı değilmişsiniz de 2 saat boyunca nefes kesen bir kurgu çıkarıyormuş gibi bunu söylemeniz o yazdığın çocuk filmi diyaloglarını günlerce doğal bir şeymiş gibi çekmeye çalışan zavallı set işçilerine hakaret her şeyden önce. birazcık vicdanın sızlasın.

    varan 3 - "neee? helikopter mi kaçırsınlar???"

    kimsenin böyle uçuk fikirlerle kapına dayanıp böyle yap dediğini zannetmiyorum. senin aldığın en büyük eleştiriler sen gelmeden önce bütün karakterlerin orjinale olabildiğince sadık ve belli bir çizgide giderken, ortada zaten gayet ilgi çekici bir konu ve girift ilişki yapıları varken olay akıtmak uğruna alayına olmayacak hareketler yazmış olman ve dizinin başında gayet aklı başında ve gerçekçi davranan karakterleri 7 yaşında birer çizgifilm karakterine dönüştürmen. bağımsız bir kadın portresi çizilerek başlanan karakteri hölö hölö yapan oğlanın karşısında ıbıbı diye konuşturman. işinde başarılı bir menajeri ne yapacağını bilmeyen bir anguta çevirmiş olman. bir kere her şeyden önce senin duvarındaki kilimin motifi belli. sen genç bir kadına "ben önce işime gücüme bakıcam" dedirterek sanki işinde başarılı olmak isteyen hiçbir genç kızın gönül ilişkisi yahut yatıp kalktığı kimse olamaz izlenimi verdiğinin bile farkında olmayan bir yazarsın. daha önce de bu dizi hakkında bir şeyler yazdığımda dediğim gibi; topluma nefret aşılamaya çalışmıyorsan aklına gelmeyecek repliklere imza attın. beren senden önce o kadar da evlat olsa sevilmez bir karakter değildi. totale göz kırpıcan diye bütün karakterlerin grilerini silip ya siyah ya beyaz yaptın. noldu şimdi? izliyor mu teyzeler mesela?

    varan 4 - "yapımcı öyle demiyo ama"

    yapımcı senin senaryona o kadar karışsaydı sana celal gibi bir karakteri de yazdırmazdı, buna eminim. çünkü bir işin başına getirdiği insanın işine karışacak patron ordan kendisine küfür ettirtmez. celal en baştan beri pis biriydi, hepsine yaptığın gibi hemen onu da deforme ederdin patron mutlu edicem diye.

    varan 5 - "siz izleyici olarak mı kalsanız acaba?"

    inan ki bunu biz de çok istiyoruz. o yüzden netflix bu kadar tutuldu sanırım. sen ne dersin? tam türk televizyonunda güzel bir uyarlamanın da izleyicisi olacaktık ki yelda eroğlu, yeşim çıtak ve emine yıldırım'ın yarattığı gül bahçesinin ortasına iş yapar gibi gözükmeye çalışan yeni seçilmiş belediye gibi palmiye ağacı diktin. o yüzden izleyici olarak da kalmıyoruz çoğumuz. şu sulu sepken sahneden haberim olmasaydı da geri dönüp izlemeyecektim zaten bu bölümü de.

    varan 6 - "siz bu işleri kolay mı zannediyorsunuz?"

    kimsenin yapılan işi küçümsediği falan yok. kimsenin seninle şahsi bir meselesi de yok. 8 bölüm övgüler düzülen dizi sen gelince bataklığa gömülmeye başladı. entrikayı sadece aşk üçgeniyle yaparım zanneden bir zihniyet yüzünden gelecek ünlü konuk bile bulamaz olduğunuzun farkında değilsiniz. evet, bu işler gerçekten o kadar kolay değil. senin yaptığın kadar kolay hiç değil. insanlar sana o kolaydan vazgeç dedikleri için eleştiren bunca insana verebileceğin cevap o mizansenle "bunlar ergen işte" mi sadece? bunu yaparken utanmıyor musun?

    varan 7 - "dizi işte, izleyin geçin"

    oldu paşam. bu ülke senelerdir medya kolundan kültürsüzlük, anlayışsızlık, çirkeflik, nefret ve lakayıtlıkla yoğurulmaya çalışılıyor. hem de tam olarak sen ve senin gibilerin yaptığı işlerle. sizin sayenizde. her haltın içinden bir aşk üçgeni çıkarmanız sayesinde. 6 kişilik grubun riyakarca birbirini nasıl düdüklediğini anlatmanız hiç tepki çekmiyor ama iki kişi birbirine dayanamayıp tutkuyla öpüşse iş ceza almanıza kadar gider çünkü. komplo teorisi falan değil bu. elbette kimse sizin kulağınıza böyle yazın diye fısıldamadı. sizin elinizden gelebilen yegane metinler bunlardı ve bunlar da bu ortamı oluşturmak isteyen toplum mühendislerinin işine geldi. insanlar bu ortamda farklı ve aklı başında bir şey izleyeceklerini düşünerek bu dizinin havasının bozulmaması için eleştiriler yaptı. hiçbirimiz geceleri peri masalım'ın afişine sarılıp uyumuyoruz, o kadar delirmedik çok şükür. bize çok az bırakılan güzel şeylerin kırıntılarına biraz duygusal yaklaşıyoruz artık sadece.

    olur da "üff ne yazmış bu bee" diyip hemen aşağı kaydırırsan: insanları salak yerine koymayı bırak.
433 entry daha
hesabın var mı? giriş yap