• insanı insanlığından utandıran ama insani bir duygu olan kıskançlığın en üst noktası. siz berbat bir haldeyken alt komşudan gelen gülme sesleri, dışarıda patlayan havai fişekler. adamlar kendi hallerinde eğleniyorlar ne güzel işte ama mutsuz insana bu durum öyle gelmiyor ki. insan ruh hali bok gibiyken "aa ne güzel herkes mutlu bi ben kötüyüm" diye sevinemiyor. hem herkes mutsuz olsa daha mı iyi? değil. ee ne öyleyse? göze sokmasalar ya mutluluklarını.

    insanın ruhuna niye saygı yok? "alt katta yaşlı teyze rahatsız oluyor kızım gürültü yapma" deniyor da, "alt komşunın kızı bunalımda yüksek sesle gülmeyelim, şarkı söylemeyelim, anlamsız anlamsız tepinmeyelim" diye niye denmiyor? ayrıca bu durum kesinlikle başkalarının mutsuzluğundan mutlu olmak değil. sadece mutlu insanların mutluluklarına özenmek, bu halin dayanılamayacak raddeye gelmesi, nefret boyutuna ulaşması.

    misal benim sevgilim benden çok uzaklarda diyelim, ki öyle... şimdi yolda gezerken bir çift gördüm... "ayy ne yakışmışlar" dedim. ikinci çifti gördüm... aklıma sevgilim düştü, hatıralar gözümde canlandı. üçüncü çifti gördüm... ne güzel sevgiyle bakıyorlardı birbirlerine ama ağlamak istedim. niye? kıskandım işte.

    misal yılbaşından bir gün sonra vize sınavın vardır(zavallı marmara hukuk öğrencileri), sen yılbaşı gecesi ders çalışırken arkadaşların telefonla seni arayıp, "ahehahahe biz çok eğleniyoruz, şu an pistte neler oluyor bilemezsin" gibisinden bi laf eder. gözlerin seğirir, tik edinirsin. elinde tuttuğun kalemi öyle bir bastırırsın ki kağıda, ucu yamulur. yamuk kalemin ve kalemin gibi yamulmuş psikolojinle en sevdiğin insanlara bin türlü laf sayarsın içinden.

    işte böyle bir şey...
52 entry daha
hesabın var mı? giriş yap