4 entry daha
  • formatı biraz boşlayarak kafamda kalanı yazacağım kadın.

    mor çatı'nın organize ettiği bir toplantıda gördüm kendisini. tee istanbul'lardan teypleri, mikrofonları ve sayfa sayfa sorularıyla gelen biraz entel dantel görünümlü iki abla yönetiyordu toplantıyı. mersin gibi her çeşitten, her kesimden insanın eşit olduğu bir şehirde (ki o zamanlar öyleydi) yirmi kadar kadın dertlerini anlatıyordu.

    zaman doğu'dan kente göç zamanıydı, kürt kadınlar tercümanlarıyla nasıl artık yaşayamadıklarını anlatıyorlardı toplantıda. ve korkarım çok haklıydılar. uyum sağlayamamaları ise şehre daha çok haklı oldukları sorunlarıydı.

    işte onca kadının içinde, en çok sesi çıkan kadındı gonca hanım. ağzının içine baktırıyordu. derdini anlatmaya dermanı olamayan her kadının derdi tek cümleydi. kalemler hışır hışır not alıyordu. birebir cümleleriyle hatırlamıyorum ama her derde önerdiği cümleler de bir "vauv, aslında böyle olur evet, çok güzel" cevaplarıyla hem şaşkınlık, hem saygı alıyordu.

    sonra kendinin niye orda olduğu konusu açıldı. şehirliydi. kapalıydı. çok şıktı. okumuştu. türban sorunu o zamanlar yoktu. ya da böyle değildi. çalışmıyorsa bile ekonomik bir sorunu yoktu. yine hayal meyal hatırladığım "bir çözüm arıyorum" gibi bir şeydi. bir şeyleri değiştirmek istiyorum da, bir yol bulamadım. doğrusunun din olduğunu, inanç olduğunu düşündüm "hizbullah"a katıldım ama hayal kırıklığına uğradım. dinime, inancıma uygun olmayan şeyler yapılıyor orada.

    kendisinin de dediği gibi çok heyecanlıydı gonca kuriş. çok tez canlıydı. evde oturmak istememişti hiç ve yapılabilecek bir sürü şey vardı.

    gündemle alakalı şey: şimdi hani en önemli şey, din, inanç ve türban sorunu ya. annesinin samimiyeti savunduğu din konusunda, gonca kuriş'in kızı "zaten imam hatip lisesine gidiyorum. akşama kadar mistizm. eve gelince farklı şeyler görmeyi, duymayı isterim" demişti.

    toplantıyı unutup, üstünden yıllar geçtikten sonra, bir gün haberlerde kaçırıldığını duyduk... vay be demiştim kendi kendime. çok samimi bir kadındı. çok samimi bir dindar kadındı. ama en çok, çok heyecanlı bi kadındı. söyleyecek çok şeyi olan bir kadındı. yapacak çok şeyi de.

    biraz medyanın dolduruluşuna geldiğini düşündüm. söyleyecek şeyi olan herkese mikrofonunu uzatıp, sözlerinin içini boşaltan medya. oysa sözleri anlamlı bir kadındı. inancı/düşüncesi samimi bir kadındı.
102 entry daha
hesabın var mı? giriş yap