19 entry daha
  • savant sendromu, önemli ve ağır düzeyde gelişimsel ya da zihinsel olarak yetersizliklerin var olması ile birlikte çoğu insanda bulunmayan sıra dışı zihinsel ya da sanatsal becerileri olan kişileri tanımlamaktadır.
    kişinin genel zekâ düzeyi ortalamanın altındadır. (40-70) doğuştan ve doğum sırasında olabilir veya bebeklik, çocukluk veya yetişkinlik dönemlerinden daha sonra beyin zedelenmesi ile ortaya çıkabilir. bugüne kadar savantları açıklayan kesinleşmiş bir teori ortaya çıkmamıştır.
    savant sendromu'nun oluşumuna dair bilgilerimiz yenidir. genlerle ve genlerdeki değişimlerle ilgili olduğu tezi öne sürülmüştür. araştırmacıların bir kısmı ise sağ hemisferde (bkz: hemisfer) meydana gelen hasarı telafi eden beynin telafi esnasında sol yarımküresine bir çeşit zarar verdiğine inanıyor.

    prof. dr. necate baykoç, " savant beceriler, en sık olarak piyano, müzik; sanat, genellikle çizim, boyama veya heykeltraşlık; takvim hesaplama, çok hızlı hesaplama veya çarpma ve toplama gibi diğer basit aritmetik beceriler olmaksızın asal sayıları hesaplama yeteneğini içeren matematik; mekanik ve üç boyutlu becerileri içerirler." diyor.
    hoca'nın bilgilendirici yazısı şurada
    mesela bazı savantlar 10 temmuz'un 2024 yılında hangi güne geldiğini hemen söyleyebilir ama en basit toplama çıkarmaları yapamazlar.
    bütün savantlar güçlü bir hafızaya sahiptir.
    doktor langdon down'ı unutmamak gerekir. savant durumu ilk olarak 1783 yılında saptanmış olsa da ilk kez 1887'de doktor langdon down tarafından bir terim olarak ortaya konmuştu.

    otizm ile aralarında güçlü bir ilişki olmasına, otistik belirtiler göstermelerine rağmen tüm savantlar otizmli değildir.
    savant sendromu gösteren bireylerin yaklaşık %50’si otizm popülasyonundan gelmekte, diğer %50’sinin ise gelişimsel yetersizlik popülasyonundan ya da merkezi sinir sistemi bozukluğu olan bireylerden geldiği bilinmektedir.kaynak

    kaza, darbe gibi bir travma sonrası oluşmasına, "edinilmiş savant sendromu" deniyor.
    böyle savant olanların bazıları aşağıda; (kaynaktan alıntılanmıştır)

    "franco magnani
    franco magnani italyan bir göçmendi. san francisco'ya geldiğinde yüksek ateş sonucunda havale geçirdi. geçirdiği ateş o kadar yüksekti ki, franco halüsinasyonlar görmeye ve nöbetler geçirmeye başlamıştı. ve franco bir şekilde bu hastalığı yenmeyi başardı. fakat artık hastalıktan önceki adam değildi.
    hastalığından önce italya'da 30 yılını geçirmişti. fakat bu süre boyunca eline neredeyse bir kere bile boya fırçası almadı. hatta bırakın fırçayı resim çizmek için kalem bile tutmadığını iddia ediyor. ayrıca hastalığından sonra yaşadığı bölgeyi de tam olarak hatırlayamıyordu. hastalığını atlattıktan ve iyileştikten sonra, büyüdüğü köyle ilgili çok gerçekçi rüyalar görmeye başladı.
    gördüğü bu rüyalar o kadar gerçekçiydi ki, içten içe bu rüyaları resmetme isteği içinde oluşmaya başladı. ve bu isteğe karşı koyamadı.

    gördüğü bu rüyaları resmetmeye başladı. franco'nun çizdiği resimleri görmeye gelen insanlar, bu resimleri gerçekleriyle kıyasladıklarında inanılmaz benzerlik karşısında çok şaşırdılar. çoğu insan inanmak bile istemedi. çünkü bir hastalık, bir adamın 30 yıl önce gördüğü görüntüleri bu kadar gerçekçi bir şekilde resmetmesini mümkün kılamazdı. fakat franco yine de çizdiği resimlerle bu yeteneğinin gerçek olduğunu kanıtladı.

    jason padgett
    jason padgett 2002 yılında bir bar çıkışında kavgaya karıştı. üzerine atlayan iki kişi, jason'ı fena halde dövdü. bu kavga sonucunda beyin sarsıntısı ve travma geçirdi. bu kazadan sonra jason, baktığı her objede geometrik şekiller görmeye başladı. doktorlara göre kavgada oluşan sarsıntı, jason'ın baktığı her şeyi matematikel bir yapı olarak görmesini sağladı. jason'ın yaşadığı kavgadan önce lisedeyken matematiği o kadar kötüymüş ki, sınavlardan geçmek için kopya çekmesi bile gerekiyormuş. fakat yediği dayak jason'ı geometri, fizik ve hesaplama konusunda bir dâhiye çevirdi.

    tony cicoria
    tony cicoria, bir ortopedi cerrahıydı. yağmurlu bir günde ankesörlü telefondan annesini arayacağı telefon kulübesine düşen şimşek tony'nin ölmesine sebep oldu. en azından bir kaç dakikalığına. tony, hastanede verilen şokla başarılı bir şekilde hayata dönmüştü. fakat unutkan ve halsiz olmaya başladığından şikayetçiydi. bu durumlar da diğer şimşek çarpması vakalarına sahip olan insanların şikayetleriyle neredeyse aynıydı. tony'nin bu şikayetleri uzun süre devam etti. fakat şimşek çarpmasından sonra farklı olan bir şey daha vardı. kendi içindeki piyano müziği dinleme isteğine bir türlü karşı koyamıyordu. hayatı boyunca piyanoya ilgi duymamıştı fakat kazadan sonra tek istediği piyano dinlemekti. ardından kendine bir piyano aldı ama daha önce hiç piyano başına oturmamıştı. piyanosu eline ulaştığında, sanki çocukluğundan beri çalıyormuşçasına çalmaya başladı. hatta piyanoyu aldığı ilk gün, "şimşek sonatı" adlı eserini besteledi.

    ken walters
    ken walters, geçirdiği korkunç kaza sonucunda tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalmadan önce, hayatını bir mühendis olarak geçiriyordu. 2005'te yaşadığı bu darbe, ken walters'a daha önce hiç sahip olmadığı artistik yetenekler verdi. ken artık inanılmaz dijital resimler çizebiliyordu.

    nikolai kryaglyachenko
    nikolai kötü bir kaza sonucunda özel yetenekler kazanan en genç insanlardan birisi. 12 yaşındaki nikolai okuldan eve yürürken durup sırtını bir sokak lambasına yasladı ve sorunlu bir kablo yüzünden elektrik akımına kapıldı.

    tommy mchugh
    tommy gençliğinde başı beladan kurtulmayan ve uyuşturucu bağımlısı olan birisiydi. 51 yaşındayken beyninin iki tarafında meydana gelen bir felç geçirdi. şansı sayesinde hayatta kalmayı başarsa da hastaneden taburcu olduğunda ne yürüyebiliyordu ne de yemek yiyebiliyordu. hatta acıktığının ve yemek yemesi gerektiğinin bile farkına varmıyordu. evde iyileşmeyi beklerken bir anda tommy'e ilham geldi ve kendini bir anda sanata verdi. bu çevresindeki insanlar için oldukça garipti çünkü tommy 51 yıllık hayatı boyunca bir kez bile sanata ilgi göstermemişti. üstün yeteneği ve bir şeyler yaratma isteği ile günün 18 saatini ve haftanın 7 gününü resim yaparak geçiriyordu. 2012 yılında ölene kadar resim çizmeye devam etti. daha önce hiç bir sanat yeteneğinin olmamasına rağmen eserleriyle çevresindeki herkesi büyüledi.

    derek amato
    derek 40 yaşındayken yüzme havuzunun sığ tarafına balıklama atlayarak kafasını havuzun zeminine çarptı. beyin sarsıntısı ve hafıza kaybı geçiren derek aynı anda hiç sahip olmadığı müzik yeteneğini de kazandı. başına aldığı darbeden sonra kendini yeniden yapılandıran beyni savant sendromu geçirmişti. derek artık piyanoyu sanki bütün hayatı boyunca çalıyormuş gibi çalabiliyordu. melodilerini de oluşturabiliyor."
    kaynak

    jason padgett için bir ilave yapalım; padgett miami üniversitesi’nde bilişsel bir sinirbilimci olan berit brogaard ile iletişime geçtikten sonra kendisinde (bkz: sinestezi) oluştuğunu anladı. sinestezi doğuştan olabildiği gibi bir kafa travması sonrasında da gelişebiliyor. jason padgett beyin taramaları yaptırdı. sonuçlar onun, beynin bilinçli erişime sahip olmadığımız kısımlarına erişebildiğini ve görsel korteksin beynin matematiksel işlemler ile ilgili bölümü ile birlikte çalıştığını ortaya koydu.
    yaşadığı dramatik olaydan sonra görme yetisi değişen, her şeyi pikseller olarak gören akabinde fraktallar çizen jason padget'in çizimleri profesyonel bir matematikçinin eline geçtikten sonra o güne kadar satış temsilcisi olan jason padget geometrik çizimler üzerinde uzmanlaştı, halen fizik ve matematik üzerine abd'de çalışmalarına devam ediyor.
    kaynak

    nikolai kryaglyachenko için de eksik kalanı tamamlayalım;
    nikolai geçirdiği kazadan sonra nasılsa hayatta kalmıştı. bir gün evinde yatağında yatarken yatağın içindeki bozuk paraların üzerine yapıştığını fark etti. o tarihten beri tüm metal eşyalar çocuğun üzerinde yere düşmeden yapışık vaziyette durabiliyor.

    binlerce savant vakası yanında 50 kadar "edinilmiş savant" vakası bildirilmiştir.

    bazı insanların ressam olmak piyanist olmak gibi fantastik hayalleri vardır. neden fantastiktir? çünkü tüm trenler kaçmış, bir son vagon şansı bile kalmamıştır. hiç umut yoktur, zaten olmamıştır. mucizeler hariç.. talihsizlik gibi görünen bir şey insanın hayat boyu beklediği mucize olabiliyor.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap