738 entry daha
  • sevdiğim bir abimiz olan patrick reisten son durumunun yorumu: https://www.youtube.com/watch?v=g5hcdveaxsu

    edit: yeni bir video ile kur korumalı mevduat için de iki kelam etmiş: https://www.youtube.com/watch?v=29imsq4__9a

    iki kelam da biz edelim:

    *** her şeyden önce ünlü trilemmayı bilmek gerekiyor:
    1- faiz otonomisi
    2- fiat veya sabit kur
    3 - sermaye kontrolü vs serbest sermaye akışı

    bunların arasında bir denge var. aynı anda sabit kur, serbest sermaye ve otonom faize sahip olamazsınız. ya faiz oynayıp denge getirecek, ya fiat olacaksın ki kur dengeye piyasada gelsin, ya da sermaye kontrolü koyacaksın ki kur oynamasın, sen de istediğin faizi uygula.

    sermaye akışı serbest olan bir ekonomi kuru dengede tutmak istiyorsa faiz konusunda otonom olamaz. faiz piyasaya tepki vermek zorundadır ki sermaye çıkışları paranın değerini çökertmesin. türkiye'de sermaye akışı serbest, zaten biz bu sayede negatif cari açığı, sermaye girişleri (pozitif capital account) ile kapatıyoruz. yani ihraç ettiğimizden daha çok ithal ediyoruz, bunu da dış borç ile döndürüyoruz. sermaye kontrolü koysak bir çin olmadığımız için ülkeye para gelmez, göçeriz. ihracat ekonomisi olsak bu durum hallolabilirdi.

    --- spoiler ---

    not: borç alıp ithalat ile büyüyor olmak da kötü bir şey değil. devlettapar zihniyet insanlara küresel ticaret kötü, hep biz üretelim satalım diye merkantilist bir kafa dayattığı için interdependent ticaret ağları ile yükselen refahın önemini idrak edemiyor millet. sanıyorlar ki dünya devletlerin mücadelesinden ibaret. tutup da merkantilist politikaları benimsemeye kalkarsan (iç politik ekonomideki haksızlıklara girmeyeceğim bile), bu sefer devletlerarası rekabeti tetiklersin, sonra herkes merkantilist olmaya karar verir. e ne olacak o zaman? herkes üretim yapıp ihracat yaparsa malı kim alacak? devletler düşen kar marjları arasında savaşlara girişecek ki kendilerine zorla pazar açmak için. geçiniz. küresel açık liberal sistemi ve finansın disipline ettiği borçlu büyümeyi öpüp başınıza koyun.
    --- spoiler ---

    konuya dönersek.

    *son süreçte türkiye yeni lira kullanıma girdiğinden beri en çok volatilitesini yaşadı.

    *yeni bir finansal ürünümüz oldu, hazine arkasında duruyor (yani vergilerimiz).

    *yeni ürün 3 - 12 aylık vadede yatırım yapılabilen bir mevduat, verilen mevduatın üzerinde tl usd karşısında yatırımın yapıldığı vade aralığında değer kaybederse, hazine bunu yatırımcıya tl olarak ödüyor. yani dolar pegli gibi, dolara bağlı bir mevduat. islami hassasiyetleri olan kardeşlerimiz için not düşelim: mevcut faizden daha fazla potansiyel faiz demek.

    *yeni ürüne hanehalkı yatırım yapabiliyor, şirketler yapamıyor.

    * parayı erken çekersen patlıyor, babayı alıyorsun.

    * şimdi, lira değerinin mb'nin verdiği faiz oranından daha çok kaybederse farkı hazine ödeyecek demek vatandaş ödeyecek demek.

    bu para nereden gelecek? ihracat fazlası veren ve sermaye biriktiren bir ekonomi olsaydık belki oradan gelirdi.

    bu şekliyle
    1-vergilerden gelecek
    ya da
    2-para basılacak.

    halihazırda ekonomimiz zaten yıllık olarak 200 küsür milyar dolar dış borca yapısal olarak ihtiyaç duyuyor. şu durumda bu işe girerse harcanabilir geliri olan paralı kesim buna gireceği için parası olmayan ve maaşla zor geçinen vatandaş doğrudan zenginleri vergileri ile fonluyor olacak. saçmalık.

    vergilerden gelmesi enflasyon baskılayıcı etki yaratabilir ancak halihazırda boğulan vatandaşı daha çok boğar. para basılırsa zaten çift hanelerde cirit atan enflasyon daha fena büyür. e bu da ekonomik aktiviteyi feci boğar. bunu yapana kadar faiz artırırdın yani...faizi artırmamaktaki temel motivasyonun zaten ekonominin yavaşlamaması değil mi?
    ----
    kötü senaryo: eğer para basılıp daha çok enflasyon olursa tl'nin usd karşısında değer kaybına gideriz, daha çok para basılıp mevduata yatanların farkını öderken korkunç bir çöküş döngüsü oluşur. bu durum ayrıca tl'yi spekülatif saldırılara karşı da açık bırakıyor. büyük yabancı yatırımcı pat diye para girip çıkarak tl'ye değer kaybettirebilir, sonra mevduattan aradaki farkı aldırır (ama şirketler bu araca yatırım yapamadığı için belki bu önlenir).
    malum, rezerv konusunda iyi bir durumda olan bir mb'de yok ortada. bu da spekülatif riskleri artırıyor. spekülasyon olmasa bile de hassas bir durum var anlamına geliyor. bu fasit döngüye girersek model enflasyon yaratacak, enflasyon tl değerini kaybettirecek, yük hazineye ve halka binecek, millet dolar alacak, mevduat-dolar değeri spreadi açılacak, daha çok para basılacak ve dibe doğru yol alacağız.

    bütün bunlar olmasa bile tl'nin değerini usd karşısında düşürtebilecek dışsal etkenler sıkıntı yaratabilir. bunlar jeopolitik olabilir (savaş falan), yaptırım olabilir, büyüyen cari açık olabilir, seçimler için para saçmaca olabilir. bunlardan herhangi birisi yukarıdaki korkunç döngüyü tetikleyebilir. zaten mevcut makro dengede tl'nin dolar karşısında uzun vadede yavaş da olsa değer kaybetmesi kaçınılmaz gözüküyor. bu da her türlü bu boğucu dengenin tetiklenme ihtimali yüksek anlamına geliyor.

    böyle bakınca, bu kadar risk alacağına faizi artırsaydık da aynı etkiyi öyle elde ederdik tertemiz diyesi geliyor insanın. zaten halihazırda dolarda olan birinin de bu araca geçmesi için bir sebep de yok.

    e hepsini geçtim, bütün dünya fed'in faiz artırmasını bekliyor kaç aydır. sen hayırdır yani?

    iyi senaryo: burada çok hassas bir denge tutarsa kısa vadede başarılı olunabilir. nasıl olacak? tl değer kazanacak, ülkeye sermaye akışı devam edecek, risk misk derken para ülkeden kaçmayacak, ekonomik büyüme sağlıklı gidecek, cari açık daralacak. millet parayı harcamak yerine mevduata koyduğu için enflasyon azalacak, bu sebeple tl sert değer kayıpları yaşamayacak. böylece kur istikrarlı bir şekilde dengeye oturacak.
    millet uzun vadede şu veya bu nedenle dolara güvenip paramı dolara koyayım demeyecek, mevduatta sakin, paniklemeden duracak.
    ticaret-şirketler ani taleplerle doları yükseltmeyecek, dolar borcunu azaltacak ya da döviz girdisini artıracak. bu aslında psikolojik bir atılım. aracın kendisi çok sağlam durmuyor, ancak psikolojik olarak tl'ye güveni oturtabilirse başarılı olabilir. bu da bu ülkede bana çok zor geliyor.

    bu müthiş denge yakalanacak, dış faktörler patlatmayacak, ancak öyle bu model işler. o da bir süre. ben laptop alana kadar olsa bana yeter. zaten adamların bunu tl serbest çöküşteyken acil bir hamle olarak koyduğu çok belli.

    yani kısa vadede tl satış paniğini durdursa da aslında başka bir panik süreciyle de ülkeyi darmaduman etmeye çok müsait. ani bir çöküş milleti bankalar önünde kuyruk yapabilir.
    türkiye'nin makro-ekonomik yapısının bu modeli taşıyacağını sanmıyorum. ben alım fırsatı görüyorum. zaten dediğim gibi, dolar da durmamak için de bir gerekçe koymuyor bu. hani faizin dolar getiriden daha çok olur anlarım ama onu da sunmuyorsun.
    yine vatandaşın emeği ile biriken rezervleri işini bilenlere yedirecekler. ytd.
214 entry daha
hesabın var mı? giriş yap