73 entry daha
  • deniz maceralarının sıralı, kısa bir özeti:

    1. macera:
    truva savaşı dönüşü rüzgar odysseus ve adamlarını ismasor'a atar. burası kikonların kentidir. kahramanlarımız şehri yağmalar; altın, gümüş kadın... ne varsa alır, aralarında pay eder. gemilere binip gitmeden önce de bol bol şarap içip sarhoş olurlar. bu arada sağ kalan kikonlar komşularını yardıma çağırır. iyi at kullanan komşular ve odysseus tayfası çetin bir savaşa tutuşur. ekip geride 6 ölü bırakıp gemilere atlayıp kaçar.

    2. macera:
    kikonların elinden zor kurtulan odysseus ve adamları dümeni eve kırar ama tanrılar öyle fırtınalar gönderir ki filo 9 gün boyunca denizde sürüklenir. 10. gün lotosyiyenlerin topraklarında karaya ayak basarlar ( (bkz: lotus eater) burasının kuzey afrika'da bir yer olduğu düşünülüyor). odyssesus birkaç adamı yemek bulmak için keşfe gönderir. adamlar yerel halka karşılaşır. yerel halk misafirlere çok iyi davranır. onlara kendi yiyecekleri olan lotos'dan ikram eder. ekibin geri kalanı da ada halkıyla kaynaşır. ama şöyle bir sorun vardır: tadı bala benzeyen lotos'u yiyen tayfa bir çeşit büyüye kapılır. denize ve eve dönmeyi unutur. kahramanımız odysseus onları ikna etmeye çalışır. bazılarını zorla gemiye zincirleyerek denize açılır.

    3. macera:
    lotosyiyenlerden sonra, zifiri karanlık bir gecede tepegözlerin adasına varırlar. tepegözler; ekin ekmeyen, tarım yapmayan; dağ tepelerinde, mağara içlerinde yaşayan; kanun, kural nedir bilmez devlerdir. ekip sabah olunca ava çıkar bir sürü keçi avlayıp ziyafet çeker. ziyafetten sonra odysseus ve yanına aldığı birkaç kişi keşfe çıkar. aynı zamanda ağıl olarak da kulllanılan bir mağara bulurlar. burası yalnız yaşayan tepegözlerden birisinin evidir. kahramanlarımız mağaraya girer. tepegöz yoktur ama içerisi peynir, süt, koyun, keçiyle doludur. tayfa alabildikleri kadar yiyeceği alıp kaçma fikrindedir. ama odysseus tepegöz'ü bekleyelim der: "bakalım misafirlere nasıl davranıyor?" tepegöz gelir mağara ağzını taşla kapatır, getirdiklerini içeri fırlatır. olanlardan korkan ekip mağara dibine doğru kaçıp saklanır. bir süre sonra ekibi fark eden tepegöz 2 kişiyi yer. sonra mağaradan çıkıp girişi tekrar taşla kapatır. bu sırada, antik dünyanın en kurnaz adamı olan odysseus adamarıyla plan yapmaktadır... akşam eve dönen dev birkaç adamı daha yer. dinlenmek için otururken odysseus devle sohbete koyulur. kendini "kimse" olarak tanıtır. tepegöz'e, kikonlardan aldıkları bal gibi şaraptan ikram eder. bir süre sonra şarabın etkisiyle kendinden geçen dev sızar. fırsat bu fırsat; ekip önceden sivrilttikleri ve közde sertleştirdikleri kazıklarla devin gözüne saldırır. dev kör olmuş şekilde uyanır. bağırarak diğer devleri çağırır. çığlıkları duyan diğer devler mağara kapısından arkadaşlarına ne olduğu sorar. tepegöz "kimse"nin kendisine saldırdığını söyleyince, olayı ciddiye almazlar ve evlerine dönerler. tepegöz'ümüz çaresiz kalınca, kör halde girişteki taşa yaslanıp içeridekileri tek tek elleriyle yoklamaya koyulur. odysseus bir plan daha yapar: koyunları üçerli şekilde birbirine bağlar. her üç koyunun altına da bir arkadaşını bağlar. sabah olup koyunların meraya çıkma zamanı gelince tepegöz kontrollü şekilde, tek tek yoklayarak hepsini kapıdan salar. tepegöz'den kurtulan ekip yanlarına aldıkları koyunlarla arkadaşlarının yanına koşar. gemilere atlayıp adadan kaçarlar. denize açılan odysseus geride kalan tepegöz'e gerçek kimliğini açıklar. tepegöz kahramanımızı tanır ve önceden haber verilen kehanetin gerçekleştiğini anlar. bir yandan yerden aldığı kocaman kayaları gemiye fırlatırken diğer yandan da odysseus'un eve dönememesi, bir şekilde dönerse de bıraktığı gibi bulanmaması için, babası deniz tanrısı posseidon'a yalvarmaktadır.

    4. macera:
    ekip aiolos adasına varır. ada tunç bir duvarla çevrilidir ve yüzer haldedir. adanın kralı, tanrıların da çok sevdiği aiolos'tur ( aiolos bazı rivayetlere göre zeus'un oğludur ve rüzgarla hükmedebilmektedir). aiolos'un 6 oğlan 6 kız 12 çocuğu vardır. kardeşler birbiriyle evlidir. kral, ekibi iyi karşılar. günlerce yerler içerler. artık gitme vakti gelince kral önce razı olmaz. sonra odysseus'la konuşup ona deriden yapılma bir tulum verir. tulumda birçok rüzgar saklıdır. bu rüzgarlar gemiye dönüş yolunda yardımcı olacaktır. ekip yola koyulur. tulumdaki rüzgarların yardımıyla yurtlarına yaklaşırlar. evlerine dönmeye az kalmıştır ki tayfa içinde bir dedikodu yayılır: "odysseus'un tulumda bir sürü altın ve gümüş var. bizimle paylaşmamak için saklıyor." tayfa, odysseus'un uyuduğu bir anda tulumu açar. etrafa saçılan rüzgarlardan oluşan bir fırtına ekibi tekrar ailolos adasına atar. kral,ekibin geri döndüğünü görür ve bu durumun tanrıların laneti olduğunu düşünerek ekibi adadan kovar.

    5. macera:
    6 gün yol alan ekip 7. gün lamos'un sarp kalesine varır. burada laistrygonların, telepylos kenti vardır. laistrygonlar iri yapılı, yamyam insanlardır. ekip gemileri limana bağlar. odysseus birkaç adamı keşfe yollar. adamlar, adını yolda karşılaştıkları birkaç kişiden duydukları kral antiphates'in huzuruna çıkar. çok da açık olmayan sebeplerden kral, misafirlere saldırır. ada halkı yakaladıkları adamları şişe geçirip yer. yaşananları öğrenen odysseus ve adamları geride kalan arkadaşlarına ağlaya ağlaya adadan kaçar.

    6. macera:
    aiaie* adasına varılır. burada güneşten doğan, perseis ve okeanos'un kızı, güzeller güzeli kraliçe kirke oturmaktadır. ekip, adaya varınca oldukları yerde birkaç gün dinlenir. tek başına keşfe çıkan odysseus duman tüten bir konak görür. geri dönüp arkadaşlarıyla konuşur. daha önceki mecaralarda keşfe çıkanların başına neler geldiği hatırlayan ekipten kimse konağa gitmek istemez. odysseus kura çeker ve birkaç kişiyi konağa gönderir. ekip konağı bulur. konak cilalı taşlar, değerli madenler; aslanlar, kurtlar ... dağ hayvanlarıyla doludur. tanrıça kirke de içeride bir şeyler dokumaktadır. bir kişi hariç tüm ekip tanrıçanın yanına giderler. tanrıça misafirleri dostça karşılar. onlara yiyecek ve şarap verir. tanrıça şarabı içen adamlara elindeki sopayla dokununca herkes birden domuza dönüşür. kirke onları ağıla kapatır. konağın kapısında kalıp içeri girmeyen tek adam geri döner ve olanları anlatır. yaşananları öğrenen odysseus, arkadaşlarını kurtarmak için tek başına konağa doğru yola koyulur. yolda karşısına tanrı hermes çıkar. kahramanımız, hermes'ten; kirke'den ve büyülerinden kurtulmak için yapması gerekenleri öğrenir. hermes son olarak yerden kopardığı molü adlı tanrısal otu odysseus'a verir. otu yiyen ve öğütleri alan odysseus konağa varır. tanrıça onu da dostça karşılar, altın tahta oturtur, yiyecek içecek ikram eder. kahramanımız ikramları yer ama kirke'nin büyülerinden etkilenmez. tanrıça'nın şaşkınlığını fırsat bilip kılıcıyla üstüne atılır. kirke korkar ve yalvararak kahramanımızın ayağına kapanır. kim olduğunu öğrenir. ünlü kahraman odyssesus'u tanıyan kirke onu yatağına davet eder. ikili sevişir. sonra hizmetçiler kahramanımız yıkar, giydirir. yiyecek ikrame eder. ama odysseus'un aklı arkadaşlarındadır. kirke durumu anlar ve domuza çevirdiği adamları tekrar insana dönüştürür. odysseus çok mutlu olur. dönüp geride kalan arkadaşlarını da alarak konak'ta yaşamaya başlarlar. tam 1 yıl kirke'nin konağında günlerini gün ederler. 1. yılın sonunda adamlar odysseus'la konuşur. odysseus da kirke ile konuşup eve gitmek istediklerini söyler. kirke kabul eder ama evlerine varmadan önce yollarının hades'e düşeceğini söyler. hades yolculuğu hakkında bazı öğütler, ipuçları verir.

    7. macera:
    hades'e doğru yola çıkılır. okeanos'un kıyısına (o zaman için bilinen dünyanın sonu, bazılarına göre cebelitarık boğazı) kimmerlerin ülkesine varırlar. gemileri bağlayıp karaya çıkarlar. burası hades'e giden yol üstünde karanlık ve sisli bir yerdir. adamlarımız, kirke'nin öğütledikleri gibi bir çukur kazıp içinde kurban keserler. kurbanların kanı çukurda birikir. ölülerin ruhları çukura doğru gelmeye başlar. odysseus, korkan adamlarını cesaretlendirir. kurbanların derilerini soyarlar, hades ve persepone'ye adayarak yakarlar. o sırada etrafta uçuşan ruhlardan bazıları odysseus'u tanır. önce yakın zamanda ölen arkadaşının sonra da annesinin ruhuyla konuşan odyssesus en sonunda kahin teiresias'ın ruhunu görür (teiresias yaşarken de öldükten sonra da antik dünyanın en önemli birkaç kahininden birisidir. adı birçok yunan efsanesinde geçer). kahinin ruhu kurbanların kara kanından içip konuşmaya başlar. odysseus'a eve döneceğini ama yolculuğun henüz bitmediğini, bundan sonraki kısımda da başına felaketler geleceğini söyler (kahin uzun uzadıya kehanetlerde bulunur öğütler verir. hikayenin ilerleyen bölümlerinde hepsi de gerçekleşecektir). odysseus kahinden sonra annesinin ruhuyla konuşur. annesi;nasıl öldüğünü, geride kalan karısının ne yaptığını, babasının durumunu ... anlatır. bu sırada başka ruhlar da kurbanların kararmış kanını içmek için çukura, odysseus'un başına toplanır. gelenler yunan efsanelerinin az çok tanınmış kişileridir. odysseus onlarla uzun uzun sohber eder (agamemnon, aşil, aias, kral minos; tantalos, sisifos ...). bazıları odysseus'a öğütler verir karşılığında geride bıraktıkları yakınları hakkında bilgi alır. odysseus başka kahramanlarla da konuşmak ister ama korkunç sesler yükselmeye başlar. ekip seslerden korkar, çabucak gemilere koşup okeanos'a açılır. tekrar kirke'nin yanına dönülür. kraliçe, adamların geri dönebildiğini görünce önce şaşırır sonra sevinir. ziyafet sofrası kurulur. kirke bu sırada odysseus'u yanına çağırır, çıkacakları yeni macera ve karşılacakları sirenler, scylla ve çatal adası hakkında öğütlerde bulunur.

    8. macera:
    gemilere binip yola çıkarlar. sirenler'e doğru yaklaşırlar. odysseus, kirke'nin verdiği öğütlere uyup kendini geminin orta direğine bağlatır. geri kalanların kulağını da balmumu ile sıkı sıkıya ile kapatmıştır. çünkü sirenler muhteşem sesleri (ve güzellikleri) ile gemicileri kendilerine çekip kayalıklara çarpmalarına neden olmaktadır. geminin yelkenleri indirilir, adamlar yavaş yavaş kürek çekmektedir. o sırada sirenler büyülü sesleriyle odysseus'a seslenir. odysseus sözlerden etkilenir, adamlara kendisini çözmelerini emreder. ama olacakları daha önceden bilen tayfa odysseus'un bağlandığı ipleri bir kat daha sağlamlaştırıp yola devam eder.

    9. macera:
    sirenler'den kurtulan adamlarımız yola devam eder. bir boğazdan geçmeleri gerekmektir (burasının sicilya yakınlarında bir yer olduğu düşünülüyor). burada, tanrıça kirke'nin sadece odysseus'a anlattığı skylla yaşamaktadır (skylla, dev bir canavardır; on iki ayağı olup hepsi de biçimsizdir; upuzun altı boynu ve her birinde birer korkunç başı vardır; her kafada dişler sık ve üst üste üçer sıra üzeredir).
    ekip boğazdan geçerlerken skylla gemiye saldırır. adamlardan bazılarını yakalar ve mağarasına çekilip yer. bu sırada başka bir canavar olan ve girdap şekliyle geçen gemileri yutmaya çalışan kharybdis ile de savaşılmaktadır (kharybdis, poseidon'un kızıdır. diğer tanrıların eşyalarını çalmaktan hoşlanmakta, ancak aldığı eşyayı hemen geri getirmesiyle tanınmaktaydı. zeus bir gün kharybdis'i büyük bir girdaba dönüştürür). kahramanlarımız; skylla ve kharybdis'le uzun uzadıya savaştıktan ve birçok arkadaşlarını kaybettikten sonra boğazdan çıkmayı başarır.

    10. macera:
    tehlikeli geçitten kurtulan ekip tanrı güneş'in adasına yaklaşır. adadan koyun ve inek sesleri gelmektedir. aşırı yorgun tayfa odysseus'a karaya çıkıp koyun ve inekleri avlayalım der. odysseus, hades'te kahin teiresias'tan aldığı öğütleri hatırlar ve adamlarını hayvanlara dokunmamaları konusunda uyarır. gemi limana yanaşır ve adaya çıkarlar. ada boştur. günlerce adada takılırlar. yanlarında taşıdıkları erzaklar biter. günlerden birinde odysseus uykuya dalmışken açlığa daha fazla dayanamayan tayfa, güneş'in ineklerinden bağzılarını yakalayıp yer. durumu öğrenen güneş aşırı öfkelenir. zeus'a gidip olan biteni anlatır. zeus olanları duyunca çok sinirlenir...

    11. macera:
    adadan ayrılan ekip yola koyulur. bir müddet sonra, önceki maceradan dolayı öfkeli olan zeus'un gönderdiği fırtına gemiyi sallamaya başlar. fırtına gittikçe şiddetini arttırmaktadır. kısa süre sonra gemi daha fazla dayanamaz ve parçalanır. tayfa fırtınaya kapılıp gözden kaybolur. odysseus yalnız kalmıştır. gemiden kopan tahtalardan birisine tutunur. elleriyle yol almaya çalışır. fırtına parçaları ve odysseus'u tekrar girdap ve skylla'nın olduğu boğaza götürür. odysseus şansının da yardımıyla canavarlarla karşılaşmaz, sürüklenmeye devam eder.

    12. macera.
    dokuz gün boyunca sürüklenen odysseus onuncu gün ogygia adası'na (malta?) varır. adada tanrıça kalypso yaşamaktadır. kalypso, odysseus'u 7 sene alıkoyar. alıkoymayı biraz açmak gerek: kalypso lanetlidir. savaşta zeus'a karşı saf tuttuğu için bu adada yalnız yaşamaya mahkum olmuştur. ve adaya ilk kez birisi gelmiştir. tanrıçamız, gelen kahramana gerçekten de aşık olur. hatta ona kalması karşılığında ölümsüzlüğü vaad eder. ama odysseus kıyıda, mağarada her yerde evine ve karısına özlem duyup ağlayıp sızlamaktadır. sonunda tanrılar kahramanımıza acır. haberci tanrı hermes'i kalypso'ya gönderirler. hermes adaya varıp tanrıçaya odysseus'u bırakmasını söyler. kalypso başta öfkelenir. sevişip gününü gün ettiği adamı bırakmak istemez. diğer tanrıların kendisini kıskandığını söyler. ama o da bir yere kadar. emir zeus'tan gelmiştir. mecbur uyar. odysseus'la birlikte dönmesi için bir sal yapar. tanrıça, kahramanımızı birkaç gün daha yedirip içirip güzel elbiseler giydirdikten sonra yolcu eder (bir efsaneye göre tanrıça bu gidişten sonra intihar eder. ama ölümsüz olduğu için adada sonsuza kadar yalnız yaşamaya devam eder).

    buradan sonra odysseus nihayet evi ithake'ye varır. evine varan kahramanımız burada birçok mücadeleye girişir. ama o kısım da başka bir entrynin konusu olsun, yoruldum.*

    edit: bunu seven şunu da sevdi: (bkz: the writer's journey/@jfpv)
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap