5 entry daha
  • papa xı. innocentius, 21 eyül 1676’da, osmanlılarn ıı. defa viyana kapılarına dayanmasından 8 yıl önce papa seçildi. 65 yaşındaki papa hayırseverliği ile tanınıyordu; katolik kilisesi’nin başına geçtiğinde ilk işi kilisenin mali disiplinini sağlamak ve aşırı giderleri kısmak oldu. bu sayede elde ettiği mali gücü de yine katolik fakir ve hastaların ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyordu. kilisenin tüm mensuplarına gösterişten uzak, mütevazi bir hayat yaşamalarını ve her daim ihtiyaç sahiplerine yardım etmelerini telkin ediyordu. böylesi insancıl ve yardım sever olan yeni papa konu dış siyaset ve özellikle din olduğunda bambaşka bir kişiliğe bürünüyordu. özellikle kafirlere karşı en ufak bir merhamet dahi yoktu. dış politikada en önemli silahın savaş olduğu kanaatindeydi. osmanlı devleti ise hristiyan topraklarına saplanmış bir hançerdi ve derhal ne pahasına olursa olsun sökülüp atılmalıydı. bunun için de avrupalı devletlerin bir birlik altında ortak bir amaç için toplanmaları gerekiyordu. tanrıya hizmet etmekten daha iyi bir ortak amaç düşünülemezdi. peki bu birlik nasıl, hangi şartlar altında kurulacaktı. uzun yıllardır kendi içlerinde dahi tam olarak anlaşamayan devletleri nasıl olup ta ortak düşmana karşı bir araya getirecekti. işte tam bu noktada mustafa paşa’nın orduları papanın yardımına yetişti. kafir osmanlılar yine avrupa kapılarındaydı. şayet kapılar bir kere açılırsa bir daha kapanması imkansız olur ve müslüman osmanlılar hristiyan topaklarının kalbine kadar gelirdi. kuşatma haberinin gelmesi ile papa da kendi mesaisine başladı. imparatorlara papalık mektupları yazıldı yaklaşan tehlikeden bahsedilirken buna karşı birlik olmanın imparatorların tanrıya karşı en büyük görevleri olduğu hatırlatıldı. papa’nın birincil hedefi viyana kuşatması sırasında şehre gerekli yardımı sağlamaktı. bunun için derhal lehistan kralı’na mektuplar yazamaya elçiler göndermeye başlamıştı. osmanlılar viyana kapılarına dayandığından lehli askerler mutlaka şehrin yardımına koşmalıydılar. bu sadece papa’nın değil tanrının da isteğiydi.

    innocentius’un girişimleri başarılı olmuş lehistan kralı viyana’ya yardım için ordularını yola çıkartmıştı. yine papa’nın girişimleri ile xıv. louis osmanlılar viyana’yı kuşatmaya başlayınca lüksemburg'u abluka etmeyi bıraktı ve imparatorlukla 20 yılı kapsayan bir ateşkes antlaşması imzaladı. batıdaki fransız tehlikesini bu ateşkes antlaşması ile önleyen avusturya, doğuda papa’nın koruyuculuğu altında osmanlı imparatorluğu’nun büyük düşmanlarını kutsal bir ittifak altında toplamayı başardı. papa xı. innocentius’un hayali gerçek oluyor avrupa osmanlı belasından kurtulmak için bütün gücünü bir araya getiriyordu.

    5 mart 1684 yılında avusturya’nın linz şehrinde yeni bir hristiyan müttefik birliği kuruldu. birliğim amacı; hristiyanlar tarafından kaybedilmiş olan bütün toprakların geri kazanılmasıydı ve müttefikler bu kutsal görevlerini papa’nın himayesinde gerçekleştireceklerdi. işte bu şartlar altında üç müttefik devletin temsilcileri kafir osmanlıların hristiyan topraklarından ille ebet atılması için “kutsal ittifak'ı” imzaladılar.

    avusturya, lehistan ve venedik mukaddes ittifakın savaşçıları olacaklar her cepheden osmanlı kafirinin üzerine gideceklerdi. ittifak kurulurken osmanlının büyük düşmanı ruslar da unutulmamış ve masa da bir sandalyede onlar için ayrılmıştı. hatta lehistan kralı sobieski ruslara yazdığı mektubunda “osmanlıları avrupa’dan kovmak günü gelmiş ise bu, ancak bugündür” ifadelerine yer vermişti.
    ittifak antlaşmasının imzalanması ile birlikte papa da zaman kaybetmeden bu devletlere açıktan destek vermeye başladı. bir yandan bütün hristiyan dünyasına kurulan bu ittifakın yeni bir haçlı seferi olduğunu söylüyor diğer taraftan da katolik kilisesinde sağlamış olduğu mali disiplin sayesinde edindiği serveti ittifak ordularının donatılması için gözünü kırpmadan harcıyordu.

    mukaddes ittifakın kurulduğu haberinin osmanlılara ulaşması uzun sürmedi. osmanlılar için bu birlik kutsal değil olsa olsa korkunç bir ittifaktı. viyana kuşatmasında ve sonrasında alınan utanç verici yenilgilerin üzerinden daha ancak bir yıl geçmişti. ve şimdi düşman bütün gücünü toplamış osmanlı’nın üzerine geliyordu. saraya gelen haberlerin arkası kesilmiyordu. gelen bazı haberlere göre ittifak devletleri asıl hedeflerini istanbul olarak belirlemişlerdi. bu gelişmeler çerçevesinde edirne’de büyük bir meclis toplanmasına karar verildi. yapılan uzun görüşmeler sonucunda yaklaşan savaşın kaçınılmaz olduğu konusunda ortak karara varıldı ve alınması gereken önlemler belirlendi. savaşın aynı anda birçok farklı cephede cereyan edeceği anlaşılmıştı. sadrazam edirne’de kalacak ve savaşın tüm cephelerini buradan komuta edecekti. bu savaşta osmanlı imparatorluğunun en büyük yardımcısının kırım hanlığı olacağı belli olmuştu. kırım hanı selim giray derhal edirne’ye çağrıldı; yaklaşan tehlike hakkında bilgi verildi ve savaş planları uzun uzadıya tartışıldı.

    artık iki tarafta da kılıçlar çekilmiş savaş hazırlıkları tamamlanmıştı. savaşın nasıl sonuçlanacağını kestirmek zordu lakin savaşın sonunda orta-avrupa, karadeniz ve akdeniz meselelerin nihai bir çözüme kavuşacağı ortadaydı.

    1684 yılının yaz ayı geldiğinde müttefikler her yandan saldırıya geçtiler. avusturya ordularının ilk hedefi budin’di. eş zamanlı olarak venedikliler de harekete geçmişlerdi. onların öncelikli hedefi mora adasının istilasıydı ve bu amaçla aya-mavra adasını ve preveze’yi ele geçirdiler. en kuvvetli orduyu lehistan kralı toplamıştı ve hedefi hotin kalesiy’di ama asıl hayali avusturya orduları ile birleşip daha sona istanbul üzerine yürümekti. bu şekilde başlayan savaş tam 16 yıl sürecekti. 16 yıl! tarihte sayısız defa tekrarlandığı üzere; yüzbinlerce insan krallarının ya da sultanlarının hedeflerini gerçekleştirmek için düşman bellediklerinin üzerine koşacaktı.

    1683 yılından 1699 yılına kadar savaşın ağırlık merkezi avusturya cephesi olmuş ve bütün diğer cephelerdeki durum ve mücadelenin sonucu buradaki harekata göre belirlenmişti. osmanlı imparatorluğu’nun bu halinde bile lehler, ruslar ve venedikliler taarruzlarında önemli sonuçlar alamıyorlardı.

    viyana’nın kurtuluşundan sonra mücadele macaristan üzerinde toplandı ve başlıca üç safha gösterdi;*

    ilkin 1683’ten 1689’a kadar osmanlılar avusturya orduları önünde sürekli bozgunlarla bulgaristan’da niş’e makedonya’da üsküp’e kadar geri çekilmek zorunda kaldılar. rumeli’ndeki islam halkı bile yerlerini yurtlarını bırakıp anadolu’ya kaçmaya başladı. bu sırada herkes niş üzerinden sınır çizilmesi şartıyla elde edilecek bir barışı nimet olarak görüyordu. bab-i ali barış istemek için viyana’ya imparatorun ayağına bir elçi gönderdiyse de bu girişimden bir netice alamadı.

    1689’dan 1693’e kadar süren ikinci dönemde avusturalyalılar balkanlar’dan geri sürülüyor. belgrad geri alındı bu dönemde iki tarafta ileri bir harekata cesaret edemeyerek savunma durumunda kalıyordu.

    kutsal ittifak savaşlarının son dönemi 1693’ten 1697’te yaşanan zenta bozgununa kadar geçen süredir. zenta muharebesinde alınan ağır yenilididen sonra artık macaristan’daki kayıplarını geri almaktan ümidini kesen bab-i ali ile viyana sarayı arasında barış görüşmeleri başadı. 1699 yılında imzalanan karlofça antlaşması tımışvar hariç, macaristanın tamamı avusturya’ya bırakıldı. orta- avrupa meselesine köklü bir çözüm getirmek amacıyla 16 yıl önce başlatılan macaristan seferi de büyük bir hüsran ile sonuçlanmış oluyordu.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap