1 entry daha
  • "bir gün
    akşamın ölgün
    duran o nâmütenâhî ziyâ denizlerine
    gark olan eşcâr,
    gark olan ovalar
    oluyorken sükût ü hüzne makar
    geldin âlâm-ı kalbi teskine...

    ey şebâbın hayâl-i câvîdi,
    o melûl akşamın havası kadar
    gelişin bir sükûn-ı sârîdi..."

    günümüz lisanıyla şöyle demektedir üstad*;

    bir gün akşamın ölgün duran o sonsuz ışık denizlerine batan ağaçlar, batan ovalar sükûn ve hüznün barınağı oluyorken, kalbin elemlerini yatıştırmaya geldin...
    ey gençliğin ezelî hayali, o melûl akşamın havası kadar gelişin bulaşıcı bir sükûndu...
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap