69 entry daha
  • kaçıngan, kendisinin sevgiye olan ihtiyacının karşılanmayacağını varsayar. karşılanmayan ihtiyacını gidermek için kendisiyle kendi terk edilmişliği üzerinden bir bağ kurar. bu bağ, ihtiyaçsızlığını temsil eder. ihtiyaçsızlığı onu değerli kılan şeydir, insan doğasının sevgiye muhtaçlığını değersizlik olarak görür. sonsuza dek karşılıksız bırakılmış olma hissi acı verdiğinden bu hissi, bir inkar etme sürecinin altına gömer; insanın bağ kurma, sevgi gösterme ve görme ihtiyaçlarını mütemadiyen inkar eder.

    sevgi ihtiyacının karşılanmaması nedeniyle duygusal olarak kaderlerine terk edilmişlerdir ancak sevgiye ihtiyaçlarını inkar ettikleri an bu terk edilmişlik değil, bağımsızlık adına bir seçim olacaktır. bu bir savunma mekanizmasıdır.

    tam olarak buradaki zıtlık, onları zor duruma sokar. arzusu sevgi görmekken sevgi görmeyi değersizlik zannettiğinden sevgi gördüğü zamanlarda kendisine verdiği değer azalır. arzularıyla değer yargıları birbiriyle çatışır.

    sevginin karşılıksızlığıyla ilgili fikri yoktur, genellikle karşılıklı olduğunu varsayar. tam bu noktada sevgi ihtiyacını inkar halinde olduğundan verilen sevgiye tepkisizdir. çünkü hali hazırda o an aldıkları sevgiye bile ihtiyacının olmadığını iddia ediyordur, dolayısıyla karşılığında verilecek bir şey yoktur. sevgi görmek isteyen birine empati yapamaz. kızgınlık ve öfkeyi anlamakta zorluk çekerler. bu tepkilerin ihtiyaç zamanında verdiklerini ve karşılığı olmadığını öğrenmişlerdir. bu mekanizmayı kullanmazlar.

    sevgiye muhtaç olduğunu hatırlatan durumlardan kaçar. dolayısıyla gördüğü sevgi, sevgiye ihtiyacı olmadığı gerçeğini ortaya koyacak kadar olmalıdır. fazlasını gösterenler, onları korkutur, ihtiyaçsızlıklarını tehdit eder. bağımsızlık hislerini inşa edemedikleri sürece aslında kendi değerlerini(sevgiye ihtiyaçsızlığı) ispata koyulurlar. bu ispatı tehdit eden bağlar, kaçıngan tarafından zayıflatılır.

    örneğin, karşı taraftaki insanın istemeyeceği imaları ve hareketleri sergilerler. göz teması kurmamaya başlarlar, umursamazlıklarını dile getirirler. partnerlerine ilişkide olduklarına dair bir sezgi vermeyecek şekilde yokluklarını hissettirirler. bu boşluğu hissettirmek, bağımsızlık hissini pekiştirir.

    hiçbir zaman tam olarak sevilmeyeceğini bilmek değersizlik duygusu yaratırken sevgiye ihtiyacı olmadığını varsaymak onu yatıştırır. yalnız kalmak, onları sevilmeyecek olma korkusundan uzak tutmakla beraber, kendilerine değerli hissettirir. bağımsızca atılan adımlar, ihtiyaçsızlıklarını pekiştirir. elde edebilir, güçlü bir imaj çizmek onları hayata tutundurur.

    bu nedenle bağlı olmak, onları değersiz hissettirerek, sevgiye ihtiyaçlarını hatırlatacak ve rahatsız edecektir. bağlı olmadan mümkün olduğunca az sevgiyle yetinmeye çalışırlar. bunu mutluluk olarak betimlerler. mutluluğun yapısını anlayamazlar. karşılanmayan sevgi yerine koydukları itibar ve ilginin onları mutlu ettiğini düşünürler. sevgiyi bu şekilde elde ettiklerini zannettiklerinden toplum gözünde basamak tırmanmaya hevesli olurlar. gücü ve bağımsızlığı temsil eden hareketleriyle bilinirler. ancak genelde boşluk hissiyle mücadele ederler. bu mücadele sonunda sevmek istedikleri şeyleri ararlar. deneyimledikleri şeylerin sayısı artsa da bu boşluk hissinden kaçamazlar.

    kendilerine güvenirler. sadece kendilerine güvenmek, ağır duygusal yükler getirir. bazı endişeleri tetikler. hayatlarını titizce, düzenlice ve dikkatlice yaşamaya zorlar. sağlıklarıyla ve gelecekleriyle ilgili konularda çokça endişelenmelerinin, planlarda boğulmalarının sebebi de budur.

    edit: aslında çoğu kendine bile güvenmiyor, bağımsız olabilmenin getirdiği değere güveniyorlar. çünkü dikkat edilirse endişenin kaynağı kendilerini koruma isteği değil, zaten koruma isteği olsaydı endişelenmesine gerek kalmazdı. kendisini koruma motivasyonu da yapay yani. bağımsız olma hissini korumak üzerine koşullanmışlar. yani tam olarak şöyle, terk edilmişliğin verdiği değersizlik hissini yatıştıran ihtiyaçsızlığa güvendikleri için mecburen kendilerini korumaları gerekiyor, ama kendine değer vermekten değil de bağımsızlık hissi üzerinden değer yargılarını kurduklarından hiçbir zaman tam ve güvende hissetmiyorlar. koruma mecburiyetini hissettikçe endişeleri de artıyor..
127 entry daha
hesabın var mı? giriş yap