aynı isimde "vali" başlığı da var
17 entry daha
  • konusu itibariyle, seyircisini etkileme ihtimali yüksek, sosyal beğenilirliğin üst sınırlara ulaşabileceği, taraflı tarafsız herkesin sevdiği birinin hayatının son döneminden bir kesitin kurgulanması sonucu oluşan türk filmi.

    sistemin içinde sistemi eleştirebilen, bürokrasinin değil halkın valisi olan cesur korkusuz bir adamın yaptıklarını anlatan bir filmin yönetmenine, senaristine bakılmaksızın o film beğenilebilir. çünkü konu insanların daha gitmeden ilgi duyacağı cinsten.

    peki olaya konu değil de bir sinema filmi gözüyle bakarsak vali filmi nasıl bir film dersek? gayet kötü bir kurgu, basit mantık hataları, birbiriyle ilişkisiz olaylar, sahne geçişlerinin bağlantısızlığı, bazı oyuncularının yapmacık oyunculuğu, ucuz milliyetçilik, dizi film görüntüleri gibi sahneler ilk aklıma gelenler.

    tabi filmi eleştirirken şu an vizyondaki holivid veya türk yapımı onlarca saçmasapan filmlerin arasından çok daha üst bir yapıt olduğunu unutmamak gerek. sadece böyle bir konu çok daha başarılı bir şekilde işlenilebileceğini belirtmek gerek.

    --- spoiler ---

    filmde gözümü tırmalayan sahnelere gelince

    - mühendis çocukların babası rolünü oynayan şemsi inkaya'nın, filmin sonlarına doğru büyük oğlu öldüğünde 5 dakika boyunca filmin bütününü hiç etkilememesine rağmen ağlarken gösterilmesi.

    -siz türkler çabuk unutuyorsunuz gibi artık mizah dergilerine malzeme olmuş, kurtlar vadisi'nde defalarca kullanılmış bir söz öbeği.

    - türk filmlerinde klasikleşeme bir amerikalının türkçe telaffuzu ile kötü imaj yaratılan amerikan işadamı figürü.

    - tamam, yanında koruma taşımaz, cesur ve sisteme karşılar ama en önemli işleri yaparken bile hiç kimsenin bir tane bile koruması yok, olayları görebilecek bir kişi yok. bu kadar basite indirgenmiş üçü de birbirinden mantıksız cinayet sahnesi aynı filmde çok abartı oldu.

    - emniyet müdürü her olayda en önde gidiyor. filmi izleyen denizlide tek çalışan polisin emniyet müdürü olduğunu sanacak. o da hep olaylardan sonra ortaya çıkıyor. bir kişi ölüyor, onun komplo olduğunu düşünüyor ama hiç önlem yok ortada.

    - sisteme karşı, halkını düşünen valinin film boyunca yaptığı tek icraat denizli'de istiklal caddesi'ne benzer bir caddeyi kapatması. yani adamı tanımazsaydım şeyhülislam zannederdim.

    -film gerçeğe benzer bir olayın kurgulanması deniyor. ama filmde denizli adına hiç yaşanmış gerçek bir olay yok. bir vali karakteri gerçekten var. onun da hiçbir icraatını göremiyoruz.

    - filmle hiç ilgisi olmayan sabancı suikastine benzeyen olay. vali 2003 de öldü, sabancı suikastı 1993 de oldu. 28 yıl önce de darbe olduğu söyleniyor filmde. bu bilgiler ışığında şimdi hangi yıldayız yönetmen açıklasın.

    --- spoiler ---

    bir de gereksiz dipnot filmin ismi, devrim arabaları'na süreç bakımından benzerliklerinden dolayı "devrim uranyumları" olsa hiç fena olmazdı gibime geldi.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap