10 entry daha
  • meme kelimesi, (miğm diye okunuyor) ingilizceye oxford’lu biolog richard dawkins tarafından “the selfish gene / kendini düşünen gen” isimli kitabının sonunda kullanılarak katılmış. sonradan bu kitabı yorumlayanlar, samuel butler’ın şu süper lafından etkilendiğini düşünüyorlar: tavuk, yumurtanın yeni bir yumurta yapma yoludur. çünkü kitaptaki fikir de bu: genler, onları taşıyan ve çoğaltan organizmaları değil, sadece kendilerini düşünürler.
    dawkins, genlerin bu kendilerini tekrar üreterek bağlı oldukları organizmayı evrimleştirişlerini anlatırken, aynı şeyin bir takım sosyal olgular içinde geçerli olduğunu saptamış, ve örnek vermek için kullanmış. yani, bir takım sosyal olgu ünitelerinin, kendilerini tekrar üreterek kültürel evrimleşmeyi tetiklediğini düşünmüş. bunlara da meme demiş. meme kelimesini seçmesinin sebebi, gene (ciğn) ile benzer bir sese sahip olması

    aslında meme, mimetics’in kısaltılmışı. (mimic, taklid etmek, biyolojide yaratıkların evrimleşirken düşmanlarını korkutan yaratıkları taklid etmeleri gibi) tam tanımı şu: bir insanın söyleyebileceği ya da yapabileceği, genetik olarak karar verilmemiş, ve insandan insana taklit ya da kopyalama yöntemiyle geçen bilgi parçacığı. görünmez ve kendini kopyalayabilen, genlerin hücrelerde yaşadığı gibi insan beyninde yaşayan minik bilgicikler.

    bazıları hatta, başkasından öğrendiğin herşey birer meme’dir diyor, (jestler, mırıldandığın melodiler, moda, “bunu yazan tosun okuyana kosun” cinsi sloganlar, hepsi)

    bulaşma şekilleri de şöyle, ana babadan, çocuğa dikey yönde; (mesela bir ırka duyulan düşmanlık, kan davası) taklit vs ile insandan insana yatay biçimde (moda, medya, internet vs.) ya da yatay dikey arası bir bulaşma yöntemi olarak, birebir ilişki ile bir tanıdıktan etkilenme.
707 entry daha
hesabın var mı? giriş yap