486 entry daha
  • son sene gönülden bağlı olduğu takım gs ile şampiyonluk yaşayan milot, yaz döneminde beni alacaklar diye sevinçten dört köşeydi. güzelce tatilini yaptı, keyfi yerindeydi. rams parkta binlerce taraftar onu bekliyor ve onu istiyordu.

    kulüpler arasında ufak maddi uyuşmazlıklar vardı ama çözülürdü, tüm transferlerde oluyordu bu. o kişisel antrenmanlarına devam etti. bu arada sürekli türk futbolunda da neler oluyor takip ediyordu.

    bir hafta, iki hafta, üç hafta geçti derken milot’un transferi konusunda gelişmeler çok yavaş ilerliyordu. sosyal medyada gs taraftarları onu beklediklerini söylüyor, eski hocası okan da ona ihtiyacımız var diyordu.

    bir gün zaha transferini duydu, biraz burkuldu çünkü gs transfer yapabiliyordu ama benim durumun neden uzadı diye düşündü, mutfak dolabının üstündeki sigara paketine eli uzandı. son üç dal kalmıştı. bir durdu, düşündü. aman deyip yaktı.

    günler geçiyor gs cephesi çok ağır hareket ediyordu. milot yeni transferlerle kendi 11’ini diziyor. arada bir boey’le yazışıyordu.

    bir süre sonra tete’yi aldı gs. milot bu defa daha fazla burkuldu. yine mutfağa gitti. bir sigara daha yaktı. uzun süredir sigara içmiyordu ama bu transfer süreci onu etkilemişti.

    milot küçüklüğünden beri sadık, dürüst, temiz bir çocuktu. bekle deniliyorsa beklerdi. aidiyeti vardı gs’ye ama sanki ikinci üçüncü plana atılmış gibiydi.

    eşi ne zaman istanbul’a geçiyoruz diye soruyordu. o da “inşallah yakında hanım” diyordu. ama son yaşananlar onu biraz şüpheye düşürdü.

    zaniolo’nun gidişi rashica gelişi demekti ama gs yönetimi bu süreçte rashica’ya beklediği ve gereken ilgiyi göstermedi ona efendi sadık erkek muamelesi yaptı. zaha, tete, ramos, ziyech gibi sansasyonel değildi ama onlarda olmayan bazı şeylere sahipti.

    düş kırıklığına uğramıştı rashica, bir gün menajeri istanbul’dan arıyorlar dedi. rashica ve ailesi sevinçten dört köşe oldu. taraftarın onun adını bağırması ve atmosferi hissetti. ancak menajeri “arayan beşiktaş, norwich’le anlaşmışlar” dedi. rashica durdu, afallamıştı. beşiktaş bu kadar kolay anlaşabiliyorken, benim çok sevdiğim, aidiyet hissettiğim kulüp neden beni bu kadar oyaladı. hiçbir şey söylemeden yine mutfağa yöneldi. pakette kalan son dal sigarayı yaktı ve uzun uzun düşündü. o sürede ne düşündüğü bilinmiyor ama döndüğünde “bavulları hazırlayın dedi. istanbul’a dönüyoruz ama farklı bir istanbul’a…”
1148 entry daha
hesabın var mı? giriş yap