9 entry daha
  • yerleşimci sömürgecilik örneği olarak dersim

    osmanlı devleti’nin ve türkiye cumhuriyeti’nin modern sömürgeci politikaları arasındaki devamlılığa kürdistan açısından bakıldığında dersim için hazırlanan raporlar öne çıkar. 19. yüzyılda osmanlı bürokratları tarafından hazırlanan resmi belgeler, osmanlı devleti’nin dersim’de yaşayan kızılbaş-kürtleri “ahâli-i gayr-i mutîa” (itaatsiz ahali) olarak tanımlayarak burada yaşayanları; “temdîni” (medenileştirilmesi), “izâle- vahşet” (vahşiliğinin ortadan kaldırılması) ve “tashîh-i itikâd” (inancı düzeltilmesi) gerekenler olarak tanımlamaktadır (gündoğdu ve genç, 2013, 13-43). yeryüzünün lanetlileri kitabında fanon sömürgelerle ilgili şunları ifade eder:

    yerleşimci sanki sömürünün totaliter karakterini göstermek istercesine, yerliyi bir tür kötülüğün özü olarak tasvir eder. yerli toplum, basit bir şekilde değerleri olmayan bir toplum olarak tanımlanmaz. sömürgeci için bu değerlerin sömürge dünyasından kaybolduğunu ya da iyi bir şekilde hiç var olmadığını doğrulamak yeterli değildir. yerlinin ahlak kurallarına duyarsız olduğu ilan edilir; yerli sadece değerlerin yokluğunu değil, aynı zamanda değerlerin reddedilişini de temsil eder. hadi bunu itiraf etmeye cesaret edelim; yerli değerlerin düşmanıdır, bu bağlamda mutlak kötüdür. yerli çürütücü elementtir, yanına gelenleri yok eder; o, deforme edici unsurdur, güzellik ya da ahlakla ilgili olan her şeyi çirkinleştirir; zararlı güçlerin deposu, kör güçlerin bilinçdışı ve telafi edilemez aracıdır (fanon, 1963, 40).

    yukarıda dile getirilen fanon’un tasvir ettiği görüşlere paralel olarak, 1848'de osmanlı devlet yetkilileri, cebel-i dersim ıslahatını (dersim dağı ıslahatı) planlamışlardır ve bu plan sonradan gelen osmanlı bürokatları tarafından daha da geliştirilmiştir (gündoğdu ve genç, 2013, 13-43). planın amaçları; askeri araçlar kullanarak dersim’de okulların, karakolların, camilerin yapımı ve aynı yolla bölgede yaşayan aşiretlerin başka bölgelere sürgün edilmesi ve bölgeye balkanlar veya kafkaslardan gelen muhacirlerin yerleştirilmesi yoluyla dersim topraklarının merkeze entegre edilmesi (gündoğdu ve genç, 2013, 13-43), diğer bir ifadeyle dersim’in modern sömürgeci yöntemlerle osmanlı’nın egemenliği altına girmesidir.

    cumhuriyetin kuruluşundan 1938 yılına kadar geçen süreçte osmanlı geçmişini “geri” olarak aşağılayan kemalist elitler ve askerler, osmanlı'nın dersim'deki sömürgeci amacını 1938’deki soykırımla, köylerin yakılmasıyla ve ardından yolların, okulların, camilerin, karakolların ve diğer devlet binalarının bölgeye kurulması yoluyla tamamlamıştır. kemalist devlet, osmanlı devleti’ne benzer şekilde, alevi-kürtlere, fanon'un avrupa sömürgeleri için tasvir ettiği çerçevede yaklaştı. dersimli alevi-kürtleri tıpkı fanon’un belirttiği gibi güzelliğin ve iyiliğin düşmanı, ahlaksız mutlak kötüler olarak algıladı. dolayısıyla kızılbaş-kürtler yok edilmeliydiler ve yok edildiler. yok edilemeyenleri ise hem kızılbaşlıklarını hem de kürtlüklerini yok ederek medeniyete, iyiliğe, güzelliğe çekecek olan sadece türklük ve sünni müslümanlık olacaktı.

    dersim’in sömürge olarak yönetildiğini gösteren raporlardan en önemlisi ilk türk başbakan ve genelkurmay başkanı fevzi çakmak’a aittir. çakmak,1931 yılında dersim politikalarını yansıtan bir rapor hazırlamıştır. raporunda modern türkçeye çevirisiyle şunları tavsiye etmiştir:

    kürt kökenli yerli memurlar tümüyle bölgeden çıkarılmalı,

    dersim’e iyi yetişmiş idealist memurlar tayin edilmeli,

    yüksek memurlara sömürge yönetimlerindeki yetkiler verilmeli,

    …….

    dersimli okşanarak kazanılmaz. silahlı kuvvetlerin müdahalesi dersimliye daha çok tesir yapar ve iyileştirmenin esasını oluşturur.

    dersim’in yönetimi, sömürge yönetimi gibi ele alınmalı ve burada bir sömürge idaresi kurulmalıdır.

    türk toplumu içinde kürtlük eritilmeli, ondan sonra yavaş yavaş türk hukuku uygulanmalıdır (yayman, 2016, 118).

    modern türk devletinin 1930’lardan bugüne kadar gelen süreçte yürüttüğü kürt politikasının belirleyicilerinden biri konumunda olan fevzi çakmak’ın dersim raporundaki görüşleri son derece önemlidir. bu raporda ifade edilenler birebir hayata geçirilmiş, dersim’de sömürge hukuku uygulanarak, dersim bir sömürge olarak yönetilmiş ve sömürge hukukuna uygun olarak soykırım gerçekleştirilmiştir. soykırımın ardından avrupa’nın sömürgelerinde, özellikle yerleşimci sömürgecilikte yani avusturalya’da ve abd’de olduğu gibi, soykırımdan arta kalan yerliler, örneğin dersim’in yetim kızları, türk askerlerine hizmetçi olarak verildi. bu kızlar yeni evlerinde şiddet ve cinsel tacizlere maruz kaldılar. ayrıca diğer yetim çocuklar dünyanın diğer sömürge bölgelerinden taklit edilerek inşa edilen yatılı okullara gönderildi. yetim erkeklere devlet tarafından kemal ve cemal gibi isimler verildi (akyürekli, 2011, 159-160). soykırımdan kurtulan dersimli kız çocukları ve genç kızlar askerler tarafından zorla kaçırıldı ve elazığ kız enstitüsüne getirildiler (türkyılmaz, 2015). fanon, sömürgecilerin zorbalıklarını ve zulümlerini meşrulaştırmak için yerlileri resmederken zoolojik terimler kullandıklarını ve bu şekilde onları insanlıktan çıkarmaya çalıştıklarını belirtir (fanon, 1963, 41). benzer bir biçimde askerler dersimli çocukları kaçırırken onları 'dağ ayıları' ve 'kuyruklu kürtler' gibi ırkçı ifadelerle aşağılamışlardır. esir olarak kabul edilen bu çocuk ve gençlerin saçları kazınmış ve geleneksel kıyafetleri alınmış ve okul idareleri tarafından temizlik ve diğer işler için hizmetçi olarak kullanılmışlardır (türkyılmaz, 2015).

    amerika’da milyonlarca yerli soykırımdan geçirildi. abd’de soykırımdan kurtulan yerliler beyaz avrupalı kültürüne zorla asimile edildiler. yerel kıyafetleri giyinmeleri yasaklandı. bu fotoğrafta saçları kesilen ve yerel kıyafet giyinmesi yasaklanan yerli bir çocuğun asimilasyon öncesi ve sonrası hâli gösteriliyor. abd’de beyaz avrupalıların yerlilere uyguladığı soykırım ve asimilasyon politikaların aynısı dersim halkına uygulandı. birçok benzerliğin yanı sıra aşağıdaki fotoğrafların yukarıdaki fotoğraflarla olan benzerliği oldukça çarpıcıdır.

    avrupalı yerleşimci sömürgeciliği bilinçli bir şekilde tamamen taklit eden türk devleti sadece muhacirlerin bölgeye yerleştirilmesi, zorla asimilasyon ve kürt çocukları zorla ailelerinden kopararak yatılı okullara kapatarak asimilasyon (kürtlüğü yok etme-türkleştirme) politikalarını değil, amerikalı yerliler ve daha birçok sömürgeleştirilmiş halklar için hazırlanan medenileşme “öncesi” ve medenileşme “sonrası” yaklaşımını fotoğraflarla da bu şekilde taklit etti. yerli amerikalı çocuklara benzer bir şekilde bir bütün olarak ait oldukları komüniteleri soykırımdan geçirilen ve yokedilen dersimli kürt-alevi çocuklar zorla kaçırıldı, yatılı okullarda zorla asimile edildiler ve ardından fotoğrafları vahşilikten çıkarılan medeni türkler olarak sıdıka avar gibi misyonerler ve türk medyası tarafından türk ulusuna gururla servis edildiler. geri kalmışlık ve barbarlık içinde yaşayan ahlak yoksunu vahşi doğulular/kürtlerin (“medeniyetsizler”, “dağ ayıları”, “kuyruklu kürtler”), medeni batılı türkler tarafından kürtlükleri yok edilerek medeniyete taşındığı iddia edildi. bugün hâlâ birçok öğretmen, sömürgeci ve ırkçı bir ideoloji olan ‘medenileştirme’ ideolojisi ile kürt öğrencilere yaklaşmaktadır.

    gullistan yarkin
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap