865 entry daha
  • (spoiler icerir)

    belki bircok seyi muallakta birakarak, izleyicinin ve fan kitlesinin hayalgucune emanet ederek bitti, ama muthis bitti. simdi herkes oturup "starbuck da bir melek miydi? herkesin gorebildigi turden?" diye birbirine soruyordur. ancak acik olan birsey var:

    her zaman uzerinde durdugu konsepti, yani "robot yaparsan sana karsi gelirler" degil de, "bunlarin hepsi daha onceden yasandi ve yeniden yasanacak" olayini, cok guzel noktaladi, bagladi. once insan, sonra cylon, sonra hibrid, gunun birinde de bob dylan yazacakti o sarkiyi, ve butun bunlar tekrar yasandiginda, insanlik, veya simdiki dunya'daki medeniyet tam olarak yuzde kac insansa artik, bir daha kendisine tanri denilmesini sevmeyen sey gibi davranmaya calisacakti.

    melek baltar ile melek six'in dedigi gibi, hersey matematiksel olarak aciklanabilir bir dizi olaydan ibarettir. bob dylan'in o sarkiyi 150.000 kusur yildan sonra yazmis olmasi, bir tesaduf oldugu kadar, cok dogal bir dongunun parcasidir. bu dongude de, birkac bin yilda bir muthis birsey yasanir. olaganustu birsey. medeniyetler, ne zaman olur da "buradan bir cikis yolu olmali, hicbirsey anlam ifade etmiyor, rahat edemiyorum, insanligin dengesi bozulmus, civisi cikmis" temali sarkilar soylemeye baslarsa, iste o zaman dongu tekrardan baslayacak ve o olaganustu sey tekrardan olacaktir. anladigimiz kadariyla da "tanri" dedigimiz seyin bunu durdurmak icin de pek bir istegi olmadigi gibi, sistemi ona gore kurmustur ve "acaba tekrarlanacak mi" diye uzaktan izlemektedir. araya da melek dedigimiz iki-uc katalizoru sokup ortaligi bulandirir.

    tabii opera salonu olayini, ve opera salonunun aslinda battlestar galactica'nin cic'si olmasi gibi carpici elementler icermesine ek, gaius baltar'in cifcti gecmisini hatirlamasi (ki bu bilmem kac sezon onceden bildigimiz, neredeyse mini series kadar eski olan ama unutulmaya yuz tutmus bir bilgiydi) ve sonunda nasil olduysa utandigi seye donustugunu gormesi, bunda utanilacak birsey olmadigini hissetmesi ve hayatinin aski caprica six'e sarilip aglamasi, laura roslin'in doktora "bir sigara yak ve kendi kendine mirildan" demesi, "ben mukemmel olmak istiyorum, mukemmele bagli olmak istiyorum" diyen bir sam'in gercekten de battlestar galactica'ya bagli olmasi, herkesin gaius baltar'la "magara adaminda bile gozu var" diye dalga gecmesi, tam bir pislik olan cavil'in "iki medeniyet burada sizi bekliyor, e hadi?" demesi ve sonra da "oh frak" diyerek kendini vurmasi, bolumun muthis sahneleri ve olaylariydi. bir final icin fazla umutlu, nefes aldirici ve enfesti, ve butun dizinin karanlik taraflarini, aydinlik taraflarini ve komedi unsurlarini ayni bolumde ozetlemeyi basardi.

    bir yandan eski battlestar galactica muzikleri esliginde gunese dogru yol alan bir filo ve eski tip centurionlar ile eskiyi yad ederken*, oteki yandan eski centurion'a yumruk atan yeni tip centurionlar, "belki bu sefer donguyu kirmayi basardilar" denirken birden gosterilen sevimli japon robotlari, hakikaten "arkadaslar, bu yapim, muthis bir televizyon klasiginin, gunumuze adapte edilmis halidir, guncellenmisidir, bundan 40 sene sonra tekrardan guncellenmemesi icin hicbir sebep yoktur" diyor ayni zamanda. bu bir dongu cunku.

    o kadar iliklerime kadar hissettim ki battlestar galactica'yi, ve o kadar buyuk bir bosluktayim ki, bundan boyle ne yapacagimi sasirmis bir sekilde all along the watchtower dinleyecegim.

    ah, pek tabii, starbuck tanri'nin kizidir ve hakikaten herkesi sonuna goturmustur. battlestar galactica olmustur. icindeki yasayanlar ise, yeni gezegene dagilmis, hemen hemen butun ana karakterler ise yalniz olmeyi secmistir.

    bir efsane daha sona erdi. ayakta alkisliyorum seni battlestar galactica, filodaki en iyi gemi, yasli kadin, mukemmeliyet... bizi yine hayal kirikligina ugratmadin. so say we all...
1309 entry daha
hesabın var mı? giriş yap