1 entry daha
  • kerkük kökenli bir türkmendir. resmi kayıtlara göre ismi ahmeddin carlak olsa da carlak soyadını kullanmak yerine, yaşam felsefesini kendine örnek aldığı bedeviye tarikatının kurucusu seydi ahmed ül bedevi'nin lakabını kullandı. kendi ifadesi ile ismi: ahmet bedevi. (bir iddiaya göre de resmi kayıtlardaki ismi ahmet bin carlak imiş.)

    --- spoiler ---

    doğaya adanmış bir ömür: ahmeddin carlak

    manisa tarzanı olarak nam salan türkiye'nin ilk çevre gönüllülerinden ahmeddin carlak'ın vefatının üzerinden 60 yıl geçti. ömrünü manisa'yı yeşillendirmeye adayan çarlak'tan geriye yeşile bürünmüş spil dağı ve çocuklara aşıladığı doğa sevgisi kaldı.

    1899'da kerküklü türkmen bir ailenin çocuğu olarak o zamanlar osmanlı toprağı olan ırak'ın samarra şehrinde dünyaya gelen ahmeddin carlak, kurtuluş savaşı'na katıldı ve istiklal madalyası ile ödüllendirildi.

    1 haziran 1933'te 30 lira aylıkla bahçıvan yardımcısı olarak manisa belediyesi'nin kadrosuna alınmış. kendisi de yoksul olduğu halde belediyeden aldığı aylığı fakirlere yiyecek ve giyecek almak için harcayacak kadar yardımsevermiş. yaşamında fazla masrafı olmadığından paraya ihtiyaç duymaz, kazancını fakirler için harcarmış.

    hayatını yunan ordusunun yakıp yıktığı manisa'yı yeşillendirmeye adayan carlak, spil dağı'nı evi bildi. sayısız fidan dikti ve doğayla iç içe yaşamı nedeniyle manisa tarzanı olarak anıldı.

    spil dağı'nda kurulu kulübesinde yaşayan manisa tarzanı, dağda bulunan topu her gün saat 12’de ateşliyordu. o kadar dakikti ki manisalılar saatlerini bu topa göre ayarlıyordu.

    manisa tarzanı'nın ünü, doğa sevgisini aşıladığı çocuklar ve gençlerle tüm ülkeye yayıldı.

    manisa tarzanı'yla olan anılarını anlatan araştırmacı yazar bedriye aksakal şunları söylüyor: "evimizin arkası fidanlıktı. çocukluğumuzda orada oynarken tarzan mutlaka gelirdi. bakın haa çocuklar ağaçları, dallarını sakın ellemeyin, kırmayın. sizin kolunuzu kırsak acır mı? o dallar da koldur, koruyun, derdi. o 'yeşil manisa' sanını alması tarzan sayesindedir. ne zaman ağaçları kesildi, işte o zaman hastalanmaya başladı tarzan, çok üzüldü."

    manisa tarzanı'nın hayatı film ve kitaplara da konu oldu.

    araştırmacı yazar ali haydar aksakal, ''tarzan bir simge haline gelmeli. türkiye için, doğa için, insanlık için. yeni tarzanlara ihtiyacımız var" dedi.

    son günlerinde ziyaretine gelen gençlere şöyle demiştir: "ahmet bedevi bir çıplak garip adamdır. amma ölünce ağaç sevgisi sembolü olacak, hangi idareci ağacı kestirirse rüyasına girecek, boğazına sarılacağım. bu memleketin yeşile, yeşilliğe, ağaca, çiçeğe ihtiyacı var"

    çıktığı yurt gezilerinde de yoğun ilgi gören türkiye'nin ilk çevre korumacısı, 31 mayıs 1963'te vefat etti. geriye yeşil mirası kaldı.
    (duygu tuncer, trthaber.com)
    --- alıntı ---
hesabın var mı? giriş yap