46 entry daha
  • eleştirmede hatır gönül dinlemez ancak farklı anlayışlar karşısında hoşgörülü olduğunu açıklar. kendi dünya görüşünü belirtirken "1946'dan beri marksistim ben, medyanın bütün yırtınmalarına rağmen, insanoğlunun yaratabildiği en güzel 'gerçekleşebilir düş'ün sosyalizm olduğuna bugün (1993) de inanıyorum." demiştir.

    görüşlerini onaylamadığı, tartıştığı yazarlardan kimi zaman-aralarındaki uzaklığı duyumsatmak için olmalı- "bayan adalet ağaoğlu", "bay a.kadir ", " bay ataol behramoğlu" diye söz eder.

    "fakir baykurt'un romanlarının çoğunluğunun okunmaya değmez şeyler olduğunu söylemek, köy davasına hayınlık gibi gelmiş; orhan kemal'in romanlarının çoğunun reşat nuri güntekin'in düzeyine ulaşamadığını söylemek sosyalizme karşı çıkmak sanılmıştır. bir zamanlar birilerinin verdikleri yargılar ezbere tekrar edilegelmiştir. gerçekten başarılı romanları olan reşat nuri'nin yeşil gece adlı berbat romanını bu yüzden en beğendikleri on türk roman arasında sayan şairler, yazarlar çıkmıştır. yakup kadri karaosmanoğlu'yu, halide edip adıvar'ı bugün bile büyük romancı sananlar vardır."

    "tahsin yücel, marksizmi de türk solunu da gülünçleştirmek için elinden geleni yapmış. solun yanılgılarını eleştirmek adına özel girişimleri övüp sol bilim insanlarını yerer ve devrimci gençleri 'doyumsuz alıklar, şımarık zengin çocukları' olarak gösterir. kurulu düzenin yanında bir tavır takınır."

    " ahmet altan'ın 'sudaki iz'inde okurun sağduyusunu böylesine küçümseyen, kendi kuşağından gençleri böylesine aşağılayan, egemen güçlerin kamuoyuna kabul ettirmeye çalıştıkları 'devrimci prototipleri'ni devrimci gençlik diye böylesi pervasızlıkla betimlemeye çalışan bir başka roman okumadım. ve ilk kez bir romanı okuduktan sonra duyduğum tek duygu sadece 'tiksinti' oldu."

    "tevfik fikret; ne istemediğini bilen ama ne istediğini bilmeyen, aydınlık geleceklere giden yolu göremeyen bir şair. "

    " nâzım hikmet'in türkçeden ve türkiye'den uzaktayken yazdığı şiirlerin çoğunun başarısız şiirler olması..."

    " ilhan berk ana dilini bilmiyor. ve sonuç: ilgan berk, yeryüzünün hiçbir ülkesinde göremeyeceğimiz bir mucizeyi gerçekleştirmiş, ana dilini öğrenmeden ünlü bir şair olabilmiştir."

    " yakup kadri karaosmanoğlu'nun 'ankara'sında;
    türkiye'nin kalkınmasını dar bir kadronun başarabileceğini sadece teknik ve ekonomik bir süreç sanmak...ve işçi sınıfını ortadan kaldırmak için hepsini toptan devlet memuru yapıvermek; sınıfsal içeriği değişmeyen bir devletin memuru...1934'lü yılların almanya'sı, italya'sı düşünülürse...hayal deyip geçmeyin,onun da 'faşist'i var! '
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap