• yoktur diyen yalan söyler. doğrulamak ya da yermek değil amacım, ama içeriğini açıklamak isterim elbette.
    peşinen edit koyalım, "ahlaklı ol dayatması", "benim ahlak anlayışıma uygun ol dayatması" anlamına gelmektedir.

    yorumlarını değerlendireceğimiz kabaca iki kesim var önümüzde. genellemenin kralı olacak ama, on kesim yerine iki kesimi açıklayalım diyorum:
    birinci kesim, kadının başını zorlama ile ya da dış etkenlerle kapattığını düşünenler. kadının başını örtmesi karşısında tepkili olan bu kesimin "gururla" paylaştığı videolar, fotoğraflar görüyoruz internette. bilmem hangi parkta hangi başörtülü kız sevgilisiyle öpüşüyormuş, hangi konserde iç çamaşırı görünmüş, bunun fotoğraflarını verip "işte gerçek yüzleri" diyorlar.
    mantık şu: "madem başını örttün, neden sevgilinle geziyorsun, parkta elini tutuyorsun, salyalı bi şekilde öpüşüyorsun? aslında sen hiç de başörtülü biri değilsin. için fesat. sen busun. izleyin ve görün, bu insanlar aslında sandığınız kadar iyi değil."

    yani, ortada genel bir kabul var, başörtülü kadınlar çok ahlaklıdır diye, ve bu deşifre ediliyor, "aslında bunlardan ne ahlaksızlar var, bi bilseniz" diye. saçma mı? tabi ki saçma. başını kapatan kişinin ahlak anlayışını sorgulamak ve bunu genele yaymak istemek, ya da konumuzla alakalı kısmından bakacak olursak, başörtülü kadının ahlak dışı görünen davranışlarını bu kadar açıkça tenkit etmek bence saçma. daha önce sözlükteki bazı entry ler de dahil, bir çok yerde gördüğümüz mantık "başını örtmüş ama yüzünde bir ton makyaj" yahut "başını örtmüş ama kolu açık, kıvırtarak yürüyor" şeklindeydi. bunun bir dayatma olduğunu düşünmekteyim.
    "sen başörtülüsün ve bu şekilde davranmaya hakkın yok" mealinde bir bakıştır bu. bir başkasının sınırlarını belirlemektir.

    ikinci kesim ise, başörtülüleri "arka bahçesi" gibi gören kesim. yobaz diye bildiğimiz insanlar belki de. başörtülüleri o kadar kendilerinden görmeleri yetmiyormuş gibi, sırf başlarına taktıkları örtü yüzünden bir dinin simge taşıyıcılığını onlara yüklemiş kimseler. "başörtülü bir bacımızsın ve bu hareketi yapamazsın" bakış açısı. diğer bir deyişle, bildiğimiz mahalle baskısı. parkta sevgilisiyle oturan, yahut kısa kollu tişört giyerek markete giden başörtülüyü tenkid eden bir kesim de bu.

    --

    kısaca, seven de sevmeyen de, sahip çıkan da çıkmayan da, ahlakî anlayışa ters gördüğü davranışları bir başörtülü kadında görmek istemiyor. "ya o başı açacaksın, ya da böyle davranmayacaksın" mantığı ile eleştiriliyor birileri. hem de sertçe, acımasızca.

    oysaki diyorum, başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece rahat bırakılsa insanlar. ne mükemmel hareketler beklesek onlardan, ne de hatalarını karıştırsak. bir sarı ceketli parkta otursa, bir kızıl saçlı sevgilisiyle dolaşsa, bir kot pantolonlu ömrü boyunca hiç çalışmasa, bir kekeme ömrü boyunca hep konuşsa, bir başörtülü konsere gitse.
    bütün bunlar bizi ilgilendirmese.
    kimse birilerinin bakışıyla "ahlaklı" olmak zorunda kalmasa.
    kimse yaptıklarını kendisinden başkasına açıklamak zorunda kalmasa.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap