153 entry daha
  • pek bilinmez ama kaleiçi'nin etrafını saran, aynı zamanda antalya kalesi'ni oluşturan surlar aslında 20. yüzyılın başlarına kadar ayakta kalmıştır. 1930-1934 yılları arasında antalya belediye başkanlığı yapan hüsnü karakaş tarafından "şehir hava alsın" diye yıktırılmıştır. kayıtlara göre yerel halk da bu kararı desteklemiştir.

    osmanlıda hassa mimarı mustafa raşid efendi'nin 1815 tarihinde çizdiği antalya kalesi haritasında ve 1905'te çizilen kaleiçi haritasında iç ve dış surların çizimleriyle birlikte burçlar ve kapılar işaretlenmiş ve adlandırılmıştır. gerek ibn-i batuta, gerekse evliya çelebi'nin bahsettiği gibi iç surlar rumlar, yahudiler ve müslümanların yaşadığı mahalleleri de birbirinden ayırmaktadır (bkz: ibn-i batuta/#161859281). müslüman ve gayrimüslimleri birbirinden ayıran kapı balık pazarı kapısı'dır. bu kapı her akşam ve cuma namazı vaktinde kapatılırmış. kapının bulunduğu burcun kalıntıları halen durmaktadır, (tudors) arena'nın tam karşısındadır.

    1815 yılında kale haritasının hazırlanmasının nedeni osmanlıda merkezi yönetimin zayıfladığı dönemlerde başka taşralarda olduğu gibi antalya'da da idarenin elden kaybedilmesiyle gerçekleşen olaylardır. antalya'da tekelioğlu ailesi o dönemler çok güçlenmiş ve 2. mahmut bundan rahatsız olarak kontrolü geri almak istemiştir. tekelioğlu ailesi direnmiş ve yaklaşık iki yıllık bir kuşatmanın ardından şehirde tekelioğulları nüfuzu ortadan kaldırılabilmiştir. olaylar sırasında surlardan bazıları hasar görmüştür. bu hasar tespiti için haritalandırma yapılmıştır. bu dönemden itibaren antalya'da sur dışında yerleşim daha hızlanmaya ve şehir genişlemeye başlamıştır.

    kale kapısı olarak anılan taraftaki saat kulesi ise yaklaşık 120 yıllık geçmişe sahiptir. o bölgedeki yıkılmayan bir burcun üstüne 2. abdülhamit anısına yapılmıştır. kulenin kuzeyinde demir bir kanca bulunur. 1950'lere kadar halka teşhir etmek için idamlar burada yapılırmış.

    ayrıca bir zamanların kesik minaresi gibi, yivli minare de yıllarca külahsız şekilde durmuştur. kesik minare gibi restore edilip bugünkü haline kavuşmuştur (bkz: yivli minare/#162714382).

    bir diğer az bilinen tarihi olay da, yat limanı'nın 400 metre açıklarında tophane'ye bakan tarafta türkiye'nin belki de en büyük batığı bulunmaktadır. fransız gemisi saint didier 2. dünya savaşı sırasında antalya'ya sığındığında ingiliz uçakları tarafından batırılmıştır. hatta batığın bulunduğu noktada bir şamandıra bulunur. dalışçıların uğrak noktası olsa da, dalmak dışında bu bölgede hizmet veren turistik denizaltı ile batığın görülmesi de mümkündür.

    yat limanı demişken, buradaki iskele cami için 46 m2'lik kullanım alanıyla türkiye'nin en küçük camisi olduğu iddia edilmektedir.

    ayrıca (bkz: hadrianus kapısı/#161993947)
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap