• üst edit. mesajlar geliyor sağ olun. burada hangisinin daha suçlu olduğuna karar veremiyorum. kurum mu yoksa doktor mu?
    ancak gerçek şu ki, zihniyet bu olduğu sürece bu ülke gelişemez. makam, mevki, prestij ve para bu ülkede diğer tüm şeylerin üstünde ne yazık ki.
    hak, adalet, eşitlik gibi şeyler pek ağırlığı olmayan kavramlar.

    noterden gelen evrak editi: görsel
    tıbbi olmayan malzemeden kasıt sanırım karpuz transferi. karpuz yazamadıklarından dolayı sanırım paket yazmışlar. paket diye nitelenen karpuzu taşımadığımız için çalışma ortamını bozduğumuzu, görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmediğimizi tespit etmişler.
    tüm bu sebeplerle işverenin güvenini zedelemişiz. görev, yetki ve sorumluluklarımızı yerine getirmemişiz. ayrıca çalıştığımız süre zarfında yani yaklaşık 3 yıl boyunca işe 2 saat geç kalmak dışında hiçbir tutanağı olmayan şahsımın davranışlarının iş yerini olumsuz etkilediği iddia edilmiş. iş süreçlerinde aksamalara yol açmışım ve çalışma ortamını bozmuşum. sigara içme alanları dışında sigara içmişim ve çalışma sistemini bozucu davranışlarda, söylemlerde bulunmuşum. aslında görevimi hiç yapmamışım ve bana bunca zaman boşuna maaş vermişler. benim kendi yöneticimin babasının oğluymuşum beni hiç şikayet etmemiş, bugüne kadar tutanak tutmamış, savuma almamış, kınama vermemiş bu yaptıklarımdan dolayı. somut delilleri varmış, bu delilleri görmek isterim. zira kamera görüntüleri mi koyacaklar ortaya acaba? hadi koydular en fazla benimle beraber zilyon kişinin sigara içtiği yerlerdeki görüntüler konabilir. ama bununla ilgili de tarafıma yazılı uyarı, ikaz vs. bulunulmadı.
    tüm bu iş yeri terörü eylemlerim şirketin doğruluk ve bağlılık ilkeleri ile bağdaşmıyormuş. bu yaptıklarım ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı imiş. bu nedenlerle haklı fesihte bulunuluyormuş.
    bir de ahlaksız olmuşum!
    gel de sakin kal!

    yahu karpuz taşımadın, doktor da bunu kendisine saygısızlık olarak gördü. bu nedenle işten çıkarırsak başkalarına örnek olur dememişler. kendileri yazıp, kendileri oynamışlar.
    tekrar söylüyorum. işini hakkıyla yapan biriyim kaldı ki ne bir uyarı, ne bir kınama, ne bir savunma... hiçbir aykırı durumum yok.
    bu ne şimdi?
    dalga geçmek, kılıfına uydurmak değil de ne bu?
    tekrar söylüyorum, hastane içinde hemen herkes söylediğim nedenle işten çıkarıldığımızı biliyor.
    markanızı, imajınızı böyle yollarla zedelemek istiyorsanız buyursunlar...

    şimdi size güçlünün kazandığı, hakkını gözetenenin görmezden gelindiği, adaletin ve eşitliğin yerle yeksan olduğu bir olaydan bahsedeceğim.

    şişli memorial hastanesinde 2 yıl 10 aydır porter olarak çalışıyordum.
    porterın görev tanımı şu şekilde: hasta transferi, medikal cihazların transferi, numune ve evrak transferlerini hastane içinde gerçekleştirmek.

    kurum içinde görev tanımının dışında işler de dayatılabiliyor. bununla ilgili rahatsızlık da yönetimdeki insanlara iletiliyor ve sorun bu şekilde çözülüyor genel olarak. bu olaylar da genelde hemşirelerle yaşanıyor ve konu uzamadan kapanıyordu.

    memorial hastaneleri idari işler direktörü ile bundan yaklaşık 2-3 ay evvel yapılan toplantıda yiyecek ve içecek taşınmaması gerektiğini, bunun kesinlikle yapılmaması gerektiği konusunda onlarca insanın önünde anlaşılmıştı.

    31 mart*(pazar günü çalışan porter sayısı 6, haftaiçi ise 20 küsürlerde.) tarihinde saat 19:40 sularında detay bilgilerine şuradan ulaşılabilecek olan bingür sönmez isimli profesör doktor, sekreterinden porter amirini arayıp yanına göndermesini istiyor.
    arkadaşımız yanına gittiğinde bir tabak karpuz verip bunu kvc hemşirelerine götürmesini istiyor. arkadaşımız da kırmıyor ve götürüyor.
    daha sonrasında sekreterine tekrar aratıp başka hemşirelere de göndereceğini, bu yüzden tekrar gelmesi gerektiğini söylüyor.

    arkadaşımız, bunun kendisinin işi olmadığını ve bu nedenle gelmeyeceğini söylüyor.
    aradan 5-10 dakika geçtikten sonra hastanenin gece müdürü arıyor ve karpuzların götürülmesi gerektiğini iletiyor.
    arkadaşımız yine aynı şekilde götürmeyeceğini, bunun işi olmadığını, bu konuda bir karar alındığını ve buna göre bunu yapmayacağını söylüyor.
    gece müdürü yanında kim var diyor ve telefon bana geçiyor.
    bana da aynı talep ile gelip götürmemiz için ricada bulunuyor.
    ben de kendisine kişisel algılamamasını, toplantıda yemek taşıma işini yapmayacağımıza dair karar alındığını, bunun bizim işimiz olmadığını uygun bir şekilde anlattım.
    daha sonra telefon başka arkadaşımıza geçti ve o da aynı şeyleri söyledi.
    konu böylece kapandı.

    akabinde son konuşan arkadaşımız kattan yoğun bakıma hasta indirmeye gitti.
    bu arada ramazan ayı içinde gerçekleşiyor bu olay ve iftar vakti neredeyse.

    evlere gittik. akşam yöneticim beni aradı ve detay sordu, ben de olduğu gibi anlattım.

    daha sonrasında meşhur doktorumuz bunu kendisine yapılmış bir saygısızlık olarak görmüş ve hastane yönetimine gereğinin yapılmasını istediğine dair mailler atmış. etrafındaki insanlara da bunu söylemiş.

    15 nisan sabahı yöneticimiz, telefon ile konuşan ilk arkadaş ve benim insan kaynaklarına gitmemiz gerektiğini söyledi.

    karpuz taşımadık da kovulacağımı pek konduramadığımdan savunma isteyecekler diye düşünüyorum ya da en kötü ihtimal haklarımızı verirler ve iş akdini bitirirler diye geçiriyorum içimden.
    her ayın 15inde talep ettiğimiz takdirde maaş avansı yatar bize. bu da sabah 9-10 civarlarında olur.
    bizim avans bir türlü yatmadı. iyice işkillendik haliyle. neyse saat 2 oldu insan kaynaklarına gittik ve bizi istemişsiniz dedik.

    ikimizi de farklı odaya aldılar.
    ik müdür yardımcısı hanımefendi geldi ve neden burda olduğumuzu bilip bilmediğimi sordu. tahminlerim olduğunu söyledim.
    sonra elime bir kağıt verdi ve okuyup imzalamamı istedi.

    kağıda elime aldığımda yer alan ifadeler şunlar:
    -mesai saatlerine riayet etmeme (yalan)
    -verilen işleri yerine getirmeme (yalan)
    -üstlerinin emirlerine uymama (yalan)
    -hastaneyi karalama, kötü gösterme (yalan) zira kötü yönetildiğini düşünüyorum ama bunları da kendi aramızda konuşuyoruz hasta, kurum dışından biri ile değil.
    -hastane içinde taşınması gereken malzemeleri taşımama (yalan)
    vs. vs. iki üç paragraf yapmadığımız, gerçek olmayan şeylerden dolayı iş akdinin haklı fesih edildiğini gösteren bir evrak koydular.

    her satırında güldüm ve ikcı hanımefendiye şaka mı bu, siz ne düşünüyorsunuz diye sordum.
    yorum yapamayacağını söyledi.
    imzalamayacağımı söyledim ve noterden evinize bir kağıt gelecek işiniz sonlandı dediler.

    bu şekilde kovulmuş olduk.
    bir doktorun özel işini yapmadığımız için yaklaşık 3 sene emek verdiğim yerden hiçbir hakkım teslim edilmeden işim sonlandırıldı.

    yaptığım işe aşık değildim bu bir gerçek ama hakkıyla yaptığımda yöneticiler tarafından onaylanıyor.
    böyle bir sebepten kovulmuş olmak insanın gerçekten zoruna gidiyor ve kovarken de iftiralarla dolu bir kağıt önümüze konulup imzalamamız bekleniyor.

    hayret-i mucip!

    doktor beyefendinin yaptığı işe saygım sonsuz. hayat kurtarıyor amenna.
    ama biz statümüz düşük olduğu için neden bu şekilde işten çıkarılıyoruz?

    not, elbette dava açacağım.
    ancak bilinsin istedim.

    edit2: şişli memorial hastanesinin yeri belli. olayı tüm hastane biliyor. herkes de durumun farkında. tek kişinin beyanı değil yani. benimkinden farklı bir şey söyleyen insan yok. doktorun kendisine sorsanız o da kabul edecektir. o yüzden tek kişiden dinledik bir de diğer taraftan dinlemek gerekiyor filan gibi cümleler bu konuda yersiz.

    edit3: doktoru tanıyorum babacan diyenler var. evet öyle biri olabilir. bununla ilgili bir sorunum yok. ama babacan olması, gelio geçerken selam vermesi bizi işimizden etmesini haklı mı gösteriyor onu anlamadım? işimiz olmayan bir işi yapmalı mıyız kurumsal bir firmada doktor iyi kalpli, şeker gibi bir insan diye?

    edit4: hayvan gibi destek mesajı geliyor. çok teşekkür ederim. hayvan demişken, hayvan çiftliği kitabında şöyle diyor george orwell tüm hayvanlar eşittir, domuzlar daha eşit.
    kıps.

    edit5: karpuz taşımak şahsi bir iştir stop. kurumsal bir firmada çalışıyorsanız göreviniz olmayan işleri yapıp yapmamak sizin insiyatifinizde olur stop. ilgili kişi başarılı, mükemmel ve buna benzer tüm sıfatlara sahip olsa da yardım etmek ya da etmemek benim insiyatifimde olur stop. insan, medikal ürün, numune taşıyor olduğumuz, her şeyi taşımamız gerektiği anlamına gelmiyor stop. belki ben karpuz görmeye dayanamıyorum içsel bir şekilde stop. insiyatife kalmış bir sebeple işten bu şekilde çıkarılamazsınız stop. ayrıca ik'da önüme konulan şeylere dair bir tutanağım yok stop. 3 senede tek bir tutnak var o da işe 2 saat geç gelmek stop.

    edit6: bazı soruları buradan cevaplamak isterim. doktoru tanırım. zaten o kurumda o kadar süre çalışıp tanımama imkanı yok. burada takınıdığımız tavır kişiler ile alakalı değil. hoca benden sivilken böyle bir şey istese ben de yaparım, nedir elime mi yapışacak? fakat konu bunun görev tanımımızda olmaması ve bizim kurumsal bir firmada görev tanımımızda olmayan bir olayı yapmayı reddetmemiz.
    taşı ne olacak diyenler var. yahu ölmem elbette ama öncesinde yöneticiyle yapılan toplantıda bu duruma değinilmiş ve taşımayacaksınız denmiş. bunu diyen idari hizmetler direktörü. 30 kişinin önünde söyledi. söylemesinin sebebi de yine böyle bir yemek taşıma durumunun bizim yöneticimiz tarafından kendisine, bakın böyle böyle bir durum var. arkadaşlar bundan şikayetçi vs. şeklinde açıklamasından ileri gelmişti.
    yani siz şunu savunuyorsunuz. bir kere yap bir şey olmaz. e yine olursa? e olsun yap zaten işin taşımak değil mi? taşımak ama yemek taşımak değil. yemek taşımak garsonların iş tanımında olan bir durum.
    ayrıca önemli olan kısım taşımak ya da taşımamakdan ziyade beni ve arkadaşımı haksız* gerekçelerle bir anda işten çıkarmış olmaları.
216 entry daha
hesabın var mı? giriş yap