3 entry daha
  • bende hayatım boyunca unutamayacağım bir iz bırakmış olan... yıllar önce, izmir'de bir ilköğretim okulundayım, 13 yaşında. yaşı kemale erdikten sonra yılda iki üç çocuk kitabı yazarak bilgi yayınevi'nden çıkaran yazarlar ekürisi sık sık okulları geziyor. muzaffer izgü'yü, hüseyin yurttaş'ı defalarca hatırlıyorum bu şekilde, ama hidayet karakuş'la tek bir defa tanıştım. geldi, bizi okulun salonuna aldılar. söyleşiden sonra da malum imza kısmına geçildi. kitap standını incelerken bir tanesi özellikle ilgimi çekti: ateş mektupları adlı bir şiir kitabı. babam ve çektikleri sayesinde hayatı boyunca ülkemizin 80 sonrası tarihini yaşamışçasına bilen biri olarak, 13 yaşında bile o kitabın sivas katliamı'yla ilgili olduğunu anladım. yakılanlardan biri oradaydı; onunla tanışmıştık... ve herkes sadece gürültü yapmakla meşguldü...

    sıra bana gelince ateş mektupları'nı uzattım ve çekinerek kendisinin sivas'ta olup olmadığını sordum. ondan sonrası aklıma geldikçe gözlerim doluyor. beyaz saçlı, oturaklı bir adam benim elimi tuttu ve ağlamaya başladı. "sen sivas'ı biliyor musun?" dedi. "dumanı hep hissediyorum." beni sıradan çıkarttı ve imza gününün geri kalanı boyunca yanında tuttu. her yılın her günü, ama en çok da 2 temmuz'da aklıma gelip gözlerimi dolduran bir iz bıraktı hidayet karakuş bana. daha sonra çok şey okudum, çok şey öğrendim. katliamı bütün ayrıntılarıyla saat saat yaşanan dehşetle biliyorum. ama ilk ve en derin çentiği, kendisine ve arkadaşlarına, insanlığa yapılan zülmün anısıyla küçük bir kızın elinden tutarak ağlayan bir şair attı yüreğime.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap