4 entry daha
  • stephan gerlach'ın avusturya elçisi ile beraber viyana'dan başlayıp bütün balkanları aştıktan sonra istanbul'a gelişini ve bu şehirde geçirdiği 5 seneyi anlatan, olağanüstü derecede eğlenceli ve bilgilendirici günlüklerinin kitaplaştırılmış hali.

    muhtemel yanlış anlamaları gidermek için hemen belirtelim: aslında gerlach'ın güldürmek, eğlendirmek gibi bir amacı yoktur; ama soğuk ve mesafeli üslubunun arkasında insanı saran mizahi damarı hemen hissedersiniz. türklerin ve diğer azınlıkların adetlerini uzaydan inmiş bir yabancı gibi tarif edişinde şaşırtıcı bir mizahi yön vardır. merak edenler gerlach'ın hayatında ilk defa namaz kılan bir adamı görüp, adamın ibadetini günlüğüne nasıl aktardığına bir baksınlar; en dindar kişi bile -eğer zihni melekeleri körelmiş derecede bağnaz değilse- gülümsemekten kendini alamayacaktır.

    bu yanıyla günlüklerin bir tür bilim kurgu havası taşıdığı bile söylenebilir -marslılar istanbul'da gibi bir şey. bugün dünyanın hemen her tarafının neye benzediğini, oradakilerin ne yiyip ne içtiğini bilen, en azından bir yerlerde görmüş olan bizler için, gerlach'ın gördüklerini anlatma biçimi alışılmadıktır.

    öte yandan oldukça bilgilendirici bir kitaptır. osmanlı devleti'nin aslında ne olduğunu -bence- bir avrupalı için olabildiğince önyargıdan azade bir şekilde anlatmıştır. sadece devlet yönetimi değil, halkın gündelik yaşamı hakkında da pek hoş detay ve anekdot vardır.

    kitabı okurken 440 yıl öncesinin istanbul'u ve ile bugünkü istanbul arasında hemen hiçbir benzerliğin olmadığını farketmek de ilginç.

    kesinlikle okumalı; en azından "ecdadımız"la ilgili olarak bize sıkılan bir sürü palavranın aslında ne olduğunu anlamak için bile oldukça yararlı.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap