65 entry daha
  • dikakana bey: hedefteki yazar!

    öncelikle, otisabi'yi çok eskiden tanırım, çok sevdiğim bir çizgi karakterdir, uzun yıllar her macerasını okumuştum. çok sonraları ekşi sözlükte böyle bir lakap olduğunu fark ettim. hem yaşça benden küçük olmasından dolayı, hem de benim için bambaşka bir yerde olan orijinal otisabi karakteriyle karışktırmamak için, ben burada kendine otis kardeş diyeceğim...

    otis kardeş, ekşi'nin popüler ve iyi yazarlarından sayılıyordu. ne yalan söyleyeyim, çok fazla yazısını okumadım buralarda. aklımda en çok yer edeni, babasının kaybediş süreci ile ilgili yazdıklarıydı ve o kadar uzun zaman olmuş okuyalı, demek ki çok güçlü yazmış ki yer etmiş zihnimde. çok etkileyici bulmuştum çünkü yazdıklarını.

    ha bi de bir badehane akşamında vakit geçirmişliğim var kendisiyle, hatırlayacağını sanmam, elinde kamera selim aga'yı (selim sesler) kayıt etme telaşındaydı kendisi.
    her neyse efendim, sonuç olarak, bu kadar insan yanılmış olamaz, otisabi iyi bir yazardır. ben de yukarıda belirttiğim gibi, bazı yazdıklarını okumuş ve çok beğenmişliğim vardır.
    ancak hakkımda yazdıklarıyla iyi bir yazar olmak ile iyi bir okur olmak, okuduğunu anlamak arasında çok fark olduğunu gösterdi bana. otis kardeşin ekşideki reputasyonu için iyi olmadı sanki bjyle olması.
    çünkü iyi bir yazar, aynı zamanda iyi bir okur da olmalıdır. okuduğunu iyi anlayıp özümseyebilmelidir. borges usta der ki, “iyi bir okura rastlamak iyi bir yazar rastlamaktan daha zordur”. galiba haklıymış usta.

    özetle: ben trakyalı olarak kendi yaşadığım çevreyi seven, trakyalı (aslında balkanlı desek daha doğru olur) olmaktan gurur duyan bir insanım. bir çok toplumsal özelliğini de övmekten, beğenmekten ve kötü örneklere karşı iyi olan diye örneklemekten sakınmam. otis kardeşin tepkisi, benim siirt'te yaşanan tecavüzlerle ilgili yazdıklarıma olmuş. ilginç olan, benim siirt ile ilgili yazım, hemen ssg lakaplı yazarın yazdıklarından sonra olmuştu. etrafa küfürler savuran ssg lakaplı yazarın tepkisine eleştirel bir bakış gibiydi. hafızam beni yanıltmıyorsa, bu ssg lakaplı yazar bir zamanlar şahsen bu tip polemiklere girerdi. herhalde işleri yoğun, o polemiğe otis kardeşi girmiş. belki de ben yanılıyorum, ssg lakaplı yazarla hiç alakası yoktur otis kardeşinin yazdıklarının, öylesine, sadece içinden geldiği için yazmıştır. siirt başlığı altında ssg lakaplı yazarın yazdıkları olmasa zaten yine aynı tepkiyi gösterecektir belki.

    ben, siirt'teki seri tecavüzlerle ilgili yazarken, trakya'dan şöyle örnek vermişim:
    "...bizim oralarda "toplu" tecavüz diye bir şey duymadık. tecavüzü bırak, birini taciz ettiği duyulsa tek bir adamın, bütün sülalesi aforoz edilir, bunu gördük."
    otis kardeşin "tüm sülalesini aforoz ederek" yazması buradan geliyor. kimin sülalesinden bahsettiği ise açık değil.

    sarıkamış göndermesi de şu yazdıklarıma ithafen:
    "örneğin daha geçen hafta çorlu'da yaşayan bir sarıkamışlı aile gayrimeşru doğan torunlarını öldürdü, betona gömdü. ancak gizli kalmadı bu, ihbar telefonuyla ortaya çıktı."

    gelelim zurnanın zırt dediği yere:

    otis kardeş tüm iddialarını ve salvolarını, tecavüzü gerçekleştiren adamın uzunköprülü ve doğal olarak trakyalı olduğu iddiası üzerine kurmuş. ancak işte yazının girişinde belirttiğim, 'iyi yazar ama kötü okur' tanımlamasını burada devreye sokmak zorundayım. otis kardeş haberi iyi okusaydı görürdü ki, tecavüzcü şahıs karabüklüdür.

    link verdiği haberde de açıkça yazmaktadır bu bilgiler:

    1- ...r.b.’nin bir süre sonra memleketi karabük’e döndüğü...
    2- ...karabük’te lise 3’üncü sınıfta okuyan b.b., geçen yıl ekim ayında okulda hap içerek intihara kalkıştı. öğretmenleri tarafından hastaneye kaldırılan b.’nin intihar girişiminin nedenini araştıran polis, korkunç gerçeği ortaya çıkardı...

    neymiş? dikkatli okuyacağız, okuduğumuzu anlayacağız. amacımız bir insanın üzerine dörtnala ironiler sürmekse, üzerine bir de arştırma yapacağız. değil mi otis kardeş? çünkü google'de kısacık bir arştırma yapsan, aşağıdaki linkte yer alan, haberde adı geçen uzunköprü'nin kurtepe köylülerinin açıklamasına ulaşabilirdin
    "olayın faili r.b'nin (52), bir maden ocağında çalışmaya başladığı için 1988 yılında kurttepe köyüne yerleştiğini ifade eden köylüler, bu kişinin yaklaşık 10 ay kaldıktan sonra köyden ayrıldığını ve bu nedenle kendisini neredeyse hatırlamadıklarını söyledi."
    http://www.trakyanethaber.com/…i/haber.asp?id=31863

    ama okumak, araştırmak falan çok sıkıcı di mi otis kardeş? oysa öyle aktif aktif bir şeyler yazmak, okunmak, okunmak, beğenilmek öyle mi? sen de haklısın be kardeş...

    ha, bir de otis kardeş rica etmiş:

    "tecavüzcü'nün sarıkamışlı değil de uzun köprülü olmasında pay nedir? dikakana bey buna da hemen bir açıklık getirsin"

    bilemiyorum yetirince açıklık getirebildim mi otis kardeş? tecavüzcü manyak dışarıdan işçi olark gelmiş (çorlu’daki sarıkamışlı aile gibi), köyde 10 ay kalmış ve gitmiş.
    okuduğunu rahat anlayabilmen için oldukça da açıklamalı yazdım.
    umarım senin için yeterince açık olmuştur.

    ha bu arada: otis kardeş, uzunköprü bitişik yazılır. hadi beni okumuyorsun, madeira'yı da mı hiç okumadın be kardeş? yazmaya ayırdığın süre kadar az da okusan? ama hakkını da çok yememek lazım, sarı kamış da yazabilirdin.

    son olarak: ister istemez bu polemik başladığı gibi kişiler üzerinden ilerledi. oysa konunun özüne dönersek, ben siirt başlığı altına yazdıklarımı tekrar etmek istiyorum, çünkü asıl önemli olan otis, dikakana, ssg falan değil, toplumsal olarak düştüğümüz lağımdan nasıl doğrulacağımız:

    tekrar ediyorum:

    tecavüzün ve ahlaksızlığın doğusu batısı olmaz.
    sapkın bireyler türkiye'nin her yerinde çıkar, türkiye'yi geç dünynın her yerinde bulunur. uzunköprü’de, trakya’da da çıkmıştır, çıkacaktır da.
    toplumun bunu nasıl karşıladığı önemlidir.
    bazı illerde tecavüz olur, tüm il bunu bilir, kimse sesini çıkarmaz, hasır altı eder, hayat böyle yürür,
    bazı illerde ise tecavüzcüler ciddi tepkilerle karşılaşır, bir daha insan içine çıkamaz.
    tecavüz ya da benzer olaylar olduğunda, toplum bunu ortaya çıkarmak için hareket geçer.
    ben şahsen trakyalı biri olarak, ancak bildiğim yerler hakkında iddialı konuşabilirim,
    ki bizim oralarda "toplu" tecavüz diye bir şey duymadık.
    tecavüzü bırak, birini taciz ettiği duyulsa tek bir adamın, bütün sülalesi aforoz edilir, bunu gördük.
    bireysel olaylar her yerde olur, da bu olaylara toplumun verdiği tepki değişir gibime geliyor.
    toplumsal tepkiler de, kişisel eylemleri tamamen önleyemese bile en azından azaltan bir unsur olabilir.
    benim memleketimde (ya da sempati duyduğum, savunmaya yelteneceğim bir memlekette) böyle bir olay olsa, sağa sola küfredip saldıracağıma,
    'eh canım her yerde oluyor ya' diyecegime, utanırdım heralde ya da ne yapmak lazım da bir daha olmasa acaba diye düşünürdüm sanki.
    illerin de çeşit çeşit olması gibi, insanlar da çeşit çeşit tabi...

    biraz uzun oldu, kusura kalma...
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap