81 entry daha
  • bir resmin müzikteki, bir müzik parçasının resimdeki karşılığını aramaktan söz edilse, çoğun saçma bulunur; demek bu sanatlar özce başka başkadırlar. öyle ise nasıl oluyor da baudelaire 1859 nisanında "richard wagner" adlı makalesini yazmaya kalkabiliyor? üstelik müzik dili ne doğal dile benzer, ne de resim gibi bir nesne betimlemesidir. demek kültürce gelişmiş ülkelerde bir şair, bir müzikçiyi anlayabiliyor. anlamaktan öte, özümseyebiliyor. baudelaire'in wagner'i ele alması, sadece onu beğenmesinden değil, onda (şiir de içinde olmak üzere) sanatların ortak geleceğini görmesindendir. bu bir gerçeğe yaklaşım sorunu idi, gerçeğin iç yüzünü seçme sorunu. wagner'in kendisi de, sanatları biraraya toplama çabasında idi; sonunda bütün iş uyum'u gerekleştirmeye bağlanıyordu. peki ama, müzikte akorun düzenlenmesi ile kontrapunta kurallarına göre oluşan uyumun (armoni) diyelim resimdeki karşılığı ne olabilirdi? bu soru yanıtlandığı gün, resim, müziksel döneme girmiş oluyordu.

    bunun için yapılacak ilk iş, resmi, nesneleri gösteren sanat olmaktan kurtarmaktı. gauguin, renk tonları arasındaki uyumun müzikselliğini ileri sürerek insanların duyularına seslenmeyi denedi. van gogh, bu yolda, plastiği küçümsemeye dek vardırdı işi. yalnızca ressamlar değil, baudelaire gibi şairler de wagner'in kişiliğinde müziğe eğiliyorlar ve sözcüklerde uyanan ses düzenini müzikle karşılaştırıyorlardı. bunda elbet gizemci bir yaklaşım söz konusu idi ve simgecilik akımının başlamasını gerektiriyordu. demek simgecilerin, baudelaire'i kendilerine öncü bilmeleri boşuna değildi.
268 entry daha
hesabın var mı? giriş yap