6 entry daha
  • 20'li yaşlarda bir erkek iseniz, bunun sebepleri şunlar olabilir;

    - şefkate ihtiyacınız vardır, olgun kadınların anaç hisleri cazip gelir.
    - ortamlarda "olgun karı götürüyorum olumm" demek gibi bir amacınız vardır, ki bu durumda aşık değilsinizdir. kendinizi kandırıyorsunuz.
    - yaşıtınız kızlarla anlaşamadığınız için 20'lerin asiliğini atmış kadınlar ilgi alanınıza girmiştir.

    ben de, kendimden 9 yaş büyük bir kadına aşık oldum ve 22 yaşımdayım henüz. sebebini tam olarak bilemiyorum aslında ama saydığım sebeplerden iki numaralı olanla alakam olmadığından eminim.

    internette tanıştık biz. daha doğrusu o beni buldu. ara ara laf atıyordu. internetin sağladığı gizemle klavye başında cesaretlenen kadınlardan biri sandım önce. belki de onlardan biriydi... ne yaşına ne de başka bir özelliğine dikkat ettim. sonra atılan laflar sohbete dönüştü. sonunda, öykülerime getirdiği uzun yorumla dikkatimi gereğin fazla çekti. hemen akabinde daha sıkı bir muhabbet başladı. ne yaşını ne adını biliyordum. hiçbir şey sormadan sadece muhabbet etsem de ilgisi ve tavrı hoşuma gitmeye başladı. akranlarımda bulamadığım pek çok şeye sahipti. kendimi ispatlamam, anlatmak gerekmiyordu. eğer merak ederse, sorularının cevaplarını kendi buluyordu.

    bir şeyler olabileceğini sanmıyordum başlarda. daha doğrusu, hayatıma girse mükemmel olabileceğini düşünüyor, ama bu taşın altına elimi sokmak istemiyordum. ben ki, 22 yaşında, henüz çalışmaya başlamamış ve iki ay sonra askere gidecek toy bir erkektim. bundan 1,5-2 ay evvel... o ise, kendi düzenini kurmuş, benden tecrübeli, istekleri net ve ayakları yere basan bir kadın.

    arada çeşitli imalarda bulunsak da, her seferinde yanından geçtiğimiz kuyuya göz ucuyla bile bakmadık uzun süre. muhabbet ilerledikçe, internetten birileriyle iletişim kurmaya alışkın olmayan o, bana güvenmeye başlıyordu. önce adını, sonra yaşını öğrendim. tahminlerimden uzak değildi ikisi de. zamanla kafamda bir görüntü ve isim yaratmış, topladığım ip uçlarıyla da seçenekler yaratmıştım zaten. sonra bir gün yemeğe çıkalım dedi. o kadar korunaklı yaklaşıyordu ki bana, telefonunu bile vermemişti. ekilmeyi göze alarak buluşma teklifini kabul ettim. ilk kez o günün sabahında konuştuk telefonda. sanki yıllardır konuşuyor gibiydik. ilk fiziksel iletişimimizde birbirimize verdiğimiz puanlar tamdı. akşamında da ekilmedim tabi.

    gece, güzel başlayıp güzel bitti. samimi ama seviyeli, tanıdık ama onun tarafından korunaklı... sanki daha önce çokça yaşanmış gibi. evlere dağıldığımızda ikimiz de fikirlerimizi netleştirmiştik. benim için, akranım olsa kaçırmayacağım bir kadındı. ama aslında, akranım olsa hiçbir şey aynı olmayacaktı.

    o gece sonrasında gelişen muhabet sonucunda, en azından ben aralıkta askere gidene kadar birlikte olmak istediğimizi anladık ve ilişki başladı. sonrasında, kısa sürede uyumlu bir çifte dönüşüp, birbirini düşünmekten vazgeçemeyen, beraber zaman geçirmekten zevk alan bir erkek ve bir kadın çıktı ortaya. ben bunun nasıl olduğunu anlayamıyorum hala. ne ara tanıştık da hangi gün bu kadar girift bir ilişki başladı farkında değilim. tek bildiğim, hissettiklerimin bana iyi geldiği.

    kısa süre sonra kaybetme korkusuyla beraber aşık olduğumu anladım. sevmenin ötesine geçmişti artık. aşk, ilk kez giriyordu kanıma ve vücudumla uyumluydu.

    en başında, çok net olmasa da sınır olarak belirlediğimiz askerliğimin, sonrası ile ilgili hayaller kurmaya başladık. "olursa nasıl olur? nasıl açıklarız ve kabul ettiririz insanlara? kim neder? biz devam ettirebilir miyiz?" şeklinde pek çok soru vardı artık önümüzde. bir yandan yaşadığımız duyguların büyüsüyle gözümüzü karartırken, diğer yandan gerçek dünyayla bağımızı kopartmayalım diye ayaklarımızı yere sağlam basmaya çalışıyorduk.

    en sonunda gittiği yere kadar devam ettirmeye kadar verdik. ikimizde aramızdaki uyumdan, birlikteyken attığımız kahkahalardan, birlikte kurduğumuz sofralardan, rakı masalarından, sarılıp yatarken hissettiğimiz huzurdan vazgeçemedik. şimdi bir buçuk aydır beraberiz. geçireceğimiz zamanların kısıtlı olabileceği korkusuyla normal ilişkilerden katbekat hızlı ilerliyor ilişkimiz. hızlı adımlarla ilerliyoruz daha fazla anı biriktirelim diye ve artık sonunu konuşmuyoruz.

    kendinden büyük birine aşık olmak benim gibi karşılık bulabilenler için şanslı bir durum olduğu kadar şanssız da olabiliyor. toyluk, ilişki konusundaki tecrübesizlik bir şekilde kapanabiliyor. bunun için çabalayan ya da yaşından olgun olan insanlar için kolay sayılabilir bunlar. temelde tek ihtiyaç akıl ve sağduyu sahibi olmak. ama ekonomik anlamda daha düşük seviyede kalan erkek için biraz daha zorlaşıyor durum. araya erkeklik gurur giriyor. ki, bu da karşılıklı incelik ve anlayışla aşılabiliyor.

    böyle bir ilişki yaşarken, ilişkiyi etrafa anlatmak da ilişki için bir sınav olabiliyor. kabul görmeme korkusu gayet normal bir şey aslında. böyle bir durumda önce sizi anlayabilecek insanlardan başlamanız daha iyi sanırım. kalabalık bir ortama sevgili olarak girdiğiniz ilk gün de biraz farklı oluyor.

    en büyük sorunlardan biri de, yaş farkına rağmen iyi giden ilişkilerde beklentilere karşılık vermek. söz konusu kadın ve erkeğin, hayatın farklı noktalarında oluşu durumu biraz zora sokuyor. biri henüz yeni yeni kanatlanırken diğeri uçmayı çoktan öğrenmiş iniş hayalleri kuruyor oluyor. biri çocukluktan yeni çıkmışken, diğeri çocuk sahibi olmak isteyebiliyor. bir tarafın ihtiyacı huzurken diğeri daha hareketli bir hayatın peşinden koşuyor. böyle durumlarda, süreç ne kadar uzarsa uzasın yine sadece iki seçenek kalıyor; ya çift taraflı fedakarlıklarla ilişki devam ediyor ya da iyi dileklerle ilişki bitiyor. insanların hayatlarını kendi istedikleri yönden başka bir yöne çevirmesinin çok zor olması sebebiyle genelde ikinci yol tercih ediliyor. dudaklarda güzel bir tatla, herkes farklı bir yöne gidiyor.

    ama ortada bir aşk varsa her şey karışıyor. fedakarlık yapmaya kalkışsan beklentilerin ve geleceğe dair hayallerinin altında eziliyorsun. hele bir de çeşitli imkansızlıklar varsa iyice batıyorsun. ayrılma kararıysa mantıklı olduğu kadar korkunç görünüyor gözüne. "ne yardan ne serden vazgeçmem" demek gibi bir lüksün de olmadığından, karar anının gelmemesi için dua ederek anın tadını çıkarmaya çalışıyorsun.

    ama her şeyi geçin, eğer uyumlu bir çiftseniz her şey çok güzel oluyor. kadın ve erkek birbirini öyle güzel tamamlıyor ki, yaş konusunda "normal" kabul edilen ilişkilerde görülemeyecek bir dengeyle sürdürüyorsunuz. huzur, şefkat, sevgi, heyecan, aşk hepsi aynı anda geliyor, naif bir olgunluk ve çocuksu bir heyecanla harmanlanıp hayatınızı bir anda değiştiriyor, şölene çeviriyor.

    ya da ben şanslıyım...

    edit: sık sık son durumu soranlar oluyor, o yüzden yazayım dedim. mayıs 2013'te evlendik. hala güzel gidiyor her şey maşallah. oluyormuş yani. vazgeçmeyin hemen. ;)

    edit 2: sorular gelmeye devam ediyor. son durumu merak edenleri şöyle alalım.
100 entry daha
hesabın var mı? giriş yap