slc punk

• punkçı iki genç hızlı yaşar. biri ölür. diğeri onun etkisiyle punk'ı bırakıp eski bir hippi olan babası gibi harvard'a hukuk okumaya gider. niye? çünkü punk, anarchy işlerinin sonu yoktur. hem belki sisteme içeriden daha çok zarar verecektir. son sahnede, harvard'a gittiğinden dolayı günah çıkarmak için kendisini daha önce suçladığı öteki punkçılar gibi "poser" olmakla itham eder. slc bataklığına nilüfer çiçeği gibi yayılan film, bu rezil sonla bataklığa teslim oluyor. her dönek, vaziyetinden gelen bok kokusunu bastırmak için "bu yolun sonu yok", "yaşamak benim de hakkım", "sistemi içeriden çökertirim ben de hacu" gibi savunma mekanizmaları üretir. ama zaman, bu iddiaların hepsini itinayla biriktirip kişinin bi tarafına sokar. yönetmen efendi! konusu ve türü (biri dram öteki komedi) aynı olmamakla birlikte, böyle bitirirsen filmin asla requiem for a dream gibi kült olmaz. yönetmenin muhtemel cevabı: çok da skimdeydi! benim de!