• 80'li yillarin ortasinda mormon salt lake city'de yasayan iki punk'in kendileriyle, aileleriyle, sehirleriyle mucadelesini konu alan eglenceli bir film. baslarda aile ve cevre degerleriyle kafa bulan 'asi' kahramanimiz, meydana gelen bazi olaylar sonucu kendini de sorgulamaya baslar ve olaylar gelisir. mizah dozu iyi ayarlanmis, zeki ve sevimli bir teenager filmi. basrolde screamden hatirlayabilecegimiz matthew lillard var.
    ramones'li, velvet underground'lu, stooges'li punk soundtrack'i de basarili. ayrica bir sahnede kulaga cok tanidik gelen bir turk ezgisi var. filmin sonundaki credit'lerden anlasildigi kadariyla daghan baydur'a ait bir parca imis. ilginc..
  • annabeth gish de filmde rol alır(pembe peruğuyla beraber)
  • --- spoiler ---

    stevo ve bob adlı iki salt lake city'li punk'ın yaşamını oldukça eğlenceli bir biçimde yansıttıktan sonra, iğneden korktuğu için 'heroin bob' lakabı verilen bob'un alkolle aspirin alıp ölmesiyle farklı bir seyir alan, sonunda da punk yaşamının 'zararlarını' 'gözler önüne seren' film.

    --- spoiler ---
  • soundtrackinde fifi nin english beat coverı olan mirror in the batroom da bulunur. kalbimizi çalar.
  • eserin ilk yarısında steven kardeşimizin zaman zaman takındığı gerzek punk halleri, fak yu ve beraberindeki bira fırlatma, itme kakma sekansları insanın sinirini bozsada; olay örügüsü, anlatımı ve ikinci yarıdaki derinlikle akıllarımızda yer eden bir filim.
  • fuck you dear repliği ile gülücük kıvrımlarına derin anlamlar bırakmıştır. şıktır, zamanını değerlendirmiş, salt lake den kaçarcasına uzaklaşma hissiyatı doğurmuştur.
  • ingiliz yermeleri, anarşi tanımları, porche söylemleri ve yine ingiliz ingiliz ingiliz esprileri ile gayet eğlenceli bir film. sonunda ders çıkartmamızı sağlayan o kaşlı bıyıklı kız da çok haklıdır "o üzerine giydiğin üniforma punk sadece bir müzik türü" evet ama tarihde hiç bir müzik türü yoktur ki üniformalaşmasın* ve tarihde yolunu kaybetmiş hiçbir asi gençlik filmi yoktur ki akılları başlarına gelip sevgi kelebek böcek olmasın.
  • punk'ı ilk kim başlattı? sex pistolsramones mu sorusunun cevabının verildiği amerikan filmi.

    steveo: i don't know who started it and i don't give a fuck. the one thing i do know is that we did it harder, we did it faster, and we definitely did it with more love, baby. you can't take that away from us.
  • --- spoiler ---
    amerika sınırları dahilinde god save the queen ve anarchy in the uk naralarıyla bir yere gelemeyeceğini anlayan stevo hemen buna dayanarak poser ve harbi punk olarak ayırır amerika punk gençliğini. kendisinin kesinlikle poser olmadığını düşünen stevo'nun saçları 18 yaşında mavi ve mohawk'tır. hatta o kadar asidir ki ailesine "aa yee, 18 yaşındayım ve özgürce söylüyorum; fak yuu" der ana-babasına. ana babası da anlayışlıdır yalnız, peki oğlum cici oğlum tadında takılırlar adeta fakin hippiler gibi! stevo zengin bir gençtir ve kaosa can-ı gönülden inanır, ta ki bob trish'le takılmaya başlayana kadar. kendisinin satılmış bir halde olduğunu gören stevo bir de carnivore'un abisiyle yaptığı kaos tartışmasından yenik çıkınca iyice şüphe eder kendinden. bunun üzerine bob bir de ölünce, stevo bırakır anarşiyi, bırakır punk'ı, zaten yalnız başına kalmıştır. ha bir de bir önceki gece brandy adlı kızın ona üstü kapalı bir şekilde poser demiş olmasıyla her şey aydınlanır ve stevo harvard law school'a gitmeye karar verir. yürü be stevo! (bu arada saçları da asker tıraşı oluvermiştir cenaze esnasında bunu da söylemeden geçemeyeceğim)
    --- spoiler ---
  • yolunun yol olmadığını sonunda kavrayıp hidayete ererek kapitalist olan kanı kaynayan gençlik' temalı bir film daha.bu tip filmlerin sayısının artıyor olması belkide amerika birleşik devletleri devletlülerinin yankee prototipi olgunlaşma yaşını aşağı çekme politikasına işaret ediyordur.
hesabın var mı? giriş yap