59 entry daha
  • her şey zamanla oldu:

    koca koca amcalar ve teyzeler konu ne olursa olsun sürekli " mirim bu dünya böyle; yalnız geldik, yalnız gideceğiz. " diyordu. dünyaya yalnız geldiğimizi ben de çoktan öğrenmiştim. kendi gelişimi hatırlamasam da, kardeşim yalnız gelmişti mesela... nereden geldiğini bilmiyordum. ama annemle babam onu hastane denilen yerde yalnız olarak bulmuşlardı. yanında başka biriyle gelmemişti, düpedüz yalnızdı işte. dünyadan gitmenin ölmek demek olduğunu da öğrendim sonra. ölenler de mezara tek tek konuluyordu. demek ki giderken de yalnızdık. bunları öğrenmem çok zamanımı almadı. bilmediğim ve öğrenmemin uzun zamanımı aldığı kısmıysa, doğumla ölüm arasında kalan ve adına hayat dedikleri yolculukta yalnız olacağımızdı. bu büyükler gerçekten tuhaftı. böylesi kalabalık bir dünyada nasıl mümkün olabilirdi ki bu?

    mümkünmüş...
    tutunduğum her dal kırıldığında anladım.

    o zaman da dünyada açlık, hastalık, savaş gibi kötü şeyler vardı. oysaki ben henüz çocuktum, elimden bir şey gelmiyordu. ama bir gün büyüdüğümde hepsini yok edebilir, dünyayı cennet dedikleri o güzel yerden daha da güzel yapabilirdim. bu süper bir fikirdi ve neden şimdiye kadar kimsenin aklına gelmemişti hayret... nasıl olur da insanoğlu dünyayı güzelleştirme hayallerini bir kenara bırakıp, kendi yüzünü güzelleştirmekten başka bir şey düşünemeyecek hale gelirdi? dünyanın ve insanlığın geleceğinden önce kendi geleceğini düşünmek için ne menem bir kafa gerekirdi? bir çocuğun büyümesine izin vermek için avucunda sakladığı hayal bilyelerini tek tek elinden almak şart mıydı? ütülmeden büyümek mümkün değil miydi?

    değilmiş...
    avucumda hiç bilye kalmadığında anladım.

    artık kaba kuvvetin ve cehaletin değil, bilginin egemen olacağı yeni bir bin yılın öncesinde doğmuştuk. çok şey bilirsek her şey mümkün olacaktı. bize söylenen buydu. bütün bir çocukluk ansiklopedilerden yere düşmüş herhangi bir kağıt parçasına kadar, yazılı olan ne varsa okuyarak geçti. her şey araştırıldı, sorgulandı, onlarca süzgeçten geçirildi. ama ne gam? gün geldi insanoğlu iki lafı bir araya getiremeyenlerin tv'lerde dolar milyarderi sıfatıyla zenginliğini gözlerine sokmasını garipsemedi, aksine ağzının suyu akarak izledi. kimsenin üstüne vazife olmayan özel hayatları öğrenmeye çalışıp, bir halta derman olmamış hikayeleri kulaktan kulağa anlatıp efsaneleştirdi. ve gördük ki; biz tek tek kaybettiğimiz bilyelerimize ağlarken kimi çocuklar o bilyeleri kimselerle paylaşmayıp ileride gözümüze gözümüze sokmak için direkt ceplerine atmışlar. insanoğlu nasıl olur da kendi için saklanılmaya çalışılan bilyeleri unutup gözüne sokulmaya hazır bilyeleri tercih ederdi ki?

    edermiş...
    herkesin bir fiyatı var dendiğinden anladım.

    yaşadığın şartlar ne olursa olsun çocuk olmak mutlu olmakmış. çünkü çocukluk cehaletmiş, cehaletse mutluluk...
    ve bunu fark ettiğinizde sizin için artık çok geç demekmiş.
269 entry daha
hesabın var mı? giriş yap