89 entry daha
  • filmi sinemada izlemiştim ve deli gibi sevmiştim. ancak hakkında konuşacak kadar anlayamamıştım da. bu akşam dvd'sini izleme şansına eriştim ve pek çok cevaba ulaştığıma inanıyorum. onlara geçmeden önce birkaç yorum yapayım. ben öyle terim falan kullanmayı sevmiyorum, kendim gibi olayım yeter maşallah. filmde kesinlikle uzun ve sıkıcı sahneler var, ancak bu filmden soğumanız için neden olmasın derim, soğursanız cidden izlemesi imkansız bir film. karakteri anlamaya çalışın, göreceksiniz sadece imgelerle simgelerle entel dantel öğeler doldurulmuş bir film değil. cidden anlatılanlar var, benim anladıklarımdan bazıları

    --- spoiler ---
    öncelikle karakter -battal ya da kosmos- ağlayarak geliyor, sonunda da ağlayarak gidiyor. deminki gelmeden önce de bunun gibi sonuçlanan bir olay yaşamış ve bir yenisini yaşamaya gidiyor. film kosmosun sonsuz döngüsünün içindeki parçalardan yalnızca biri.

    filmde ben iki ırk gördüm adeta. insanlar -bizler- ve kosmos, neptün gibiler (dahası var mı onların bilmiyoruz). filmi izlerken anladım ki kosmos hem bizden biriydi hem de onlardan. adı gibiydi belki, evrendi kosmos. allah'ın yarattığı en büyük şeydi. insan gibi görmüyordu olayları ama herkese "efendim" diyordu, onları seviyordu, onlar için vardı. kosmos ne olduğunu adıyla söylüyordu zaten. kosmos. evren. o herşeydi ve insanların görmediğini görüp söylüyordu. herkesin yaşamının, her ruhun aynı olduğunu söylüyordu. insanın bakmadığı açıdan, yukarıdan bakabiliyordu. öğretmen ona "sadece bunu yaparsak hayvandan ne farkımız kalır?" dediğinde "insan ne ki hayvandan farklı olsun zaten aynıyız" diyordu. çalışmayı sevmeme huyu yok kosmos'un, tembel değil. zaten çalışıyoruz diyordu, ama bu çalışma karşılığında para almak istemiyordu. yapmamız gerekenin karşılığında bir şey beklemeyi sevmiyorum diyordu kosmos. karnı doysun istiyordu, aşk istiyordu. cinsellik miydi sizce aradığı? neptün'le olan aşkları en doğal olandı. uçtular, dokunmadılar bile birbirlerine. saf aşktı o. aşkı sahneye almış resmen reha erdem. kadraja aşk sokmuş.

    kosmos'un mistik güçleri vardı. ölüleri kaldırıyor, hastalıkları tedavi ediyordu. ama gerekli gördüğünde yapıyordu bunu, yapması gerektiğini hissettiğinde. ani çıkışlar yaparak, insanları korkutmayı umursamadan yapıyordu ama başarılı oluyordu. "allah insanı doğru yarattı ama insan düzeni bozdu." belki bekleseler kosmos ayaklarına gelecekti ama kosmos'un -evrenin- iç dengesini bozup zorla iyileştirtmeye kalktılar kendilerini. düzen bozuldu. kosmos zoraki olarak iyileştirmeye çalıştı. yaramadı.

    hırsız düpedüz kosmostu ama yüzünü görmememiz bunun o paraları kimin çaldığının hiç mi hiç önemi olmadığını gösteriyor. parayı çalmasının nedeni bunun diğerlerini mutlu ettiğini görmesi. sinemada insanlar, "e abi para çalıyor, kötü işte bu herif, dolandırıcı" diyerek olayı çok derin özetlediler. halbuki kosmos dediğim gibi yukarıdan bakıyor. para zaten olmaması gereken bir şey. yapılması gerekenler topraktan yaratılmak, yaşamak, aşk ve toprağa dönmek. herkes için bu böyle "herşeyde bela şu ki herkesin başına gelen şey aynı." kosmos kötülük yapmıyor, kosmos para çalıyor.

    uzay gemisi ya da uydu düşmesi tam anlayamadım. cidden filmde koptuğum yerlerden. bir de o deniz üzerinde dolaşan ışıklar ve ses. cidden anlam veremedim, keşke reha erdem'le biraz sohbet edebilme şansım olsa.

    filmdeki dört kardeş olayı da benim yorumlandırmaya çalıştığım bir konu olmadı açıkcası. ilgimi çekmedi, başkalarının da ilgisini çekmemiş olacak hakkında yazılmış bir şeyler de göremedim.

    --- spoiler ---

    benim kendimce yorumladıklarım, yakaladıklarım bunlar oldu ikinci izleyişimde. tekrar izlemek niyetindeyim ve sanırım çok uzun sürmeyecek bunu yapmam. ama bir dost olarak söylüyorum, yavaşlığına aldanıp kopmayın filmden, sadece kosmos'un pek seyrek ettiği cümleleri dinleyin. her biri hakkında günlerce düşünülecek cümleler. sadece o cümleler için izlenir. filmde ne olduğunu anlayamadım diyenler de benim gibi yapsın, kosmos'un ya da battal'ın ne olduğunu anlamaya çalışsınlar sadece, o zaman diğer kurgular yanda hızlı akıp giderken siz de o uzun sahnelerde düşünme fırsatı yakalıyorsunuz filmden kopmadan. son olarak söylemeden edemem; reha erdem, iyi ki varsın, iyi ki çekmişsin kosmos'u.
227 entry daha
hesabın var mı? giriş yap