257 entry daha
  • herkes zannediyor ki, ertuğrul günay basın toplantısında başbakan'ı savunmak istemişti.

    oysa olay şöyle gelişmiştir muhtemelen...

    günay, başbakan'ın kars'taki programı esnasında, kendince bi koşuşturmaca içindedir. hayata hep gülümseyerek bakar. yıllar sonra iktidarda olmanın getirdiği bi şaşkınlık vardır ve hala onu üstünden atamamıştır. derken, yardımcılarından birisi yanına gelir, kulağına eğilir ve o tuhaf haberi verir: "sayın bakanım, muhterem başbakanımız kars'taki anıt için 'ucube' buyurmuş. bilginiz olsun." günay'ın kabz hâli o an başlar. kendisinden geçer, gözleri kararır. "ulan nasıl etsek de, kıvırsak ki bunu?" der.

    tabi, olay medya aracılığı ile kitlelere mal oldukça, günay'ın "eski tüfek" arkadaşları onu arayıp gıcık etmeye başlamıştır bile. ertuğrul bey, telefonlara ve şaka yollu mesajlara cevap vermekten bıkmıştır. üstüne üstlük, kendisinden konuyla ilgili açıklama bekleyen gazeteciler arayıp durmaktadır. "en iyisi bir basın toplantısı yapmak" diye düşünür. gününü ve saatini de çok güzel seçer: başbakan'ın ülke sınırlarında olmadığı bir gün ve saat.

    derken toplantı başlar. herkes, tabi ki, ucube'yi sorar bakana. bakan, saatine bakar, vaktin bir an evvel geçip kendini bu badireden kurtarmasını temenni ile mikrofona yaklaşır. evvela, der, başbakan anıta ucube demedi. saçmalamayın efendim! bu sırada, akp'nin ilk halkada yer alan kurtları yememiştir ama bakan, kendince bir çıkış yolu açmıştır, artık oradan kaçıp kurtulabilir. ertuğrul bey, bakanlığın üzerine yüklediği ağırlığı bir kez daha havaya atıp, üç beş saniye rahat nefes almıştır tabi.

    uzun lafın kıssası, özet geç lan derseniz, ertuğrul günay ucube'yle ilgili açıklamasında aslında kendini kurtarmıştır. şimdi başbakan'la konuşur, tatlı tatlı hallederler. tayyip bu olaydan gene kârlı çıkar, kendisi de gene kültür ve turizm bakanı!
715 entry daha
hesabın var mı? giriş yap