20 entry daha
  • okulda yapılan versiyonunu hiç ama hiç sevmem. hele tanımadığım, ya da güvenemeyeceğim insanlarla grup yapılmaktan nefret ederim. dönem boyunca selamlaşmaktan öte muhabbetimin olmadığı insanların ders sonunda gelip sinsi sinsi, "bizim grubumuza katılmak ister misin?" demesinden bilahare tiksinirim. çünkü: "bir metre sıçrayabilen iki kişiyle, iki metre aşılmaz" lafı tecrübemle sabittir. zira grup çalışmaları, amaçlanılan hedef ve üretilmesi gereken işle alakasız binbir zorluklarla doludur. her saçmasapan fikrini doğru zanneden ve reddedilmeyi gururuna yediremeyen egosu yüksek insanlarla çalışmak işkencedir. ne alınacak not, ne takım çalışması deneyimi umrunda olmayan "free rider" dediğimiz, hiç katkı ya da kalitesiz katkı koyan köstek insanlarla uğraşmak çok büyük derttir. muhalefet etmeyi ve polemik yaratmayı kendine görev edinmiş isyankar tipler, sırf anti-argümanlar yaratarak takımın önemli bir parçası olduklarını iddia ederler ki, azalarak bitsinler isterim.. bir de yaratıcılıktan uzak, sırf öğretmenin dediğini yapıp not almak için çabalayan averaj insanlar vardır, onları da hiçbir konuda extra iş yapmaya ikna edip, sıradanlıktan uzaklaştıramazsınız.

    uzun lafın kısası: benim için takım çalışması, daha ilk günden sınıfta gözlemlediğim, umursuz ve averajın altı insanları örgütleyip onlara önderlik ederek görev dağılımı yapıp, onları yüzeysel işlerle meşgul kılarak bütün projeyi kendi başıma hazırlayıp "aha bakın ne güzel yaptım valla" bi de siz gözden geçirin, eklemek istediğiniz birşey varsa söyleyin, yoksa aynen teslim edelim canım ciğerim güzel kardeşim dememden ibarettir. bu sayede hem proje tam sizin gayretiniz kadar başarılı/yaratıcı (mükemmel) olur, hem de abuk subuk grup içi dengeler, egolar, tatminler ve garip kişiliklerle muhattap olmak zorunda kalmazsınız.. en önemlisi de proje sonunda "peer review" yani takım elemanlarının birbirini notlaması sırasında rahatça en yüksek katkı puanlarını alıp hocanın da gözüne girersiniz.
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap