4 entry daha
  • hikayeye şans eseri şimdi denk geldim, ayrıştırıyorum:

    ''"meşhur hikâyeyi bilirsiniz:
    (bilmiyorum)

    hani bir öküz sürüsü varmış, çevredeki birkaç aslanın asla erişemediği.
    (tamam, o zaman sorun da yokmuş)

    sonra bir gün, aslanlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, “biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu sarı öküz çok dikkatimizi çekiyor; onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız” demiş.

    (aslanların erişemediği sürünün başına aslan nasıl gitmiş? sürüden ayrı bir anında mı yakalamış? yakalayabildiyse neden yememiş?)

    sürünün önde gelenleri toplanıp “sürünün âli menfaatleri adına” sarı öküzü kurban etmişler.

    (hangi menfaatleri? sürüye hiç erişilemiyorsa, yani tarihinde bir tane bile kayıp vermediyse bu sürü bu aslanlara, niye pazarlığa girişsin ki?)

    tabii kısa bir süre sonra benzer bir bahaneyle kapılarına dayanıp başka bir kurban isteyene kadar…

    (tamam sonra ordan oraya ordan oraya olmuş)

    ”âli menfaatler adına” kurban vermede öyle bir noktaya gelinmiş ki, sürü küçülmüş ve sonunda aslanlara tamamen yem olmuş. o son anda, aslanlara sürekli kurban vererek kurtulacağını zanneden sürü liderleri, “biz bu savaşı ne zaman kaybettik?” sorusuna cevap aramış. ve bu savaşı “sarı öküzü verdikleri gün” kaybettiklerini anlamışlar.''

    bana göre sürü savaşı, pazarlığa girişmek zorunda olmadığı adamlarla zararına pazarlık ettiği gün kaybetmiş.

    şimdi bu örnekten tarihsel bir izdüşüm, eşlek, yakınsak çıkmaz. çünkü tarihte böyle bir karşıtlık hiç bir zaman olmamıştır. aslanların asla erişemediği öküz sürüsü diye sürreal bir örnekten yola çıkıp tutarlı, izanlı bir tarihsel okumaya, mukayeseye ulaşamazsın. öyküyü tekrar kurgulamak gerekirse şöyle kurgulamakta fayda var.

    ''aslanların çevrelediği ve ara sıra etinden budundan yediği bir öküz sürüsü varmış. aynı bölgede daha büyük ve güçlü aslanların yönettiği daha başka öküz sürüleri de varmış. daha güçlü aslanlar, daha güçsüz aslanlarla savaşıyor, hem aslanlardan hem de onların envanterindeki öküzlerden tırtıklıyormuş. bir gün daha güçlü aslanlardan bir aslan çıkmış, ''ya sizi yememize gerek yok biz zaten sadece sarı öküzleri yiyoruz, siz bizim yemediğimiz öküzlerden yiyin, biz de sizin sarı öküzlerden yiyelim, sizi de yemek zorunda kalmayalım.'' demiş. güçsüz aslanlar teklifi kabul etmişler, ilk onlar güçlü aslanların korumasındaki öküzlerden yemişler, güçlü aslanlar da kafalarına göre sarı, siyah ayırmadan öküzlere dadanmışlar. aslanlardan güçsüz olanları güçlü olanlarının himayesine geçmiş. öküzler ortak mal olmuş. bir ara güçsüz aslanlardan birisi sınıf ve kademe düştüğünü fark edince, 'o sarı öküzleri yedirmeyecektik' demiş. geçmişe duyduğu özlemle, epey sallayarak öküzlerin ağzından şu öyküyü yazmış:

    ''"meşhur hikâyeyi bilirsiniz: hani bir öküz sürüsü varmış, çevredeki birkaç aslanın asla erişemediği.sonra bir gün, aslanlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, “biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu sarı öküz çok dikkatimizi çekiyor; onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız” demiş. sürünün önde gelenleri toplanıp “sürünün âli menfaatleri adına” sarı öküzü kurban etmişler.tabii kısa bir süre sonra benzer bir bahaneyle kapılarına dayanıp başka bir kurban isteyene kadar…”âli menfaatler adına” kurban vermede öyle bir noktaya gelinmiş ki, sürü küçülmüş ve sonunda aslanlara tamamen yem olmuş. o son anda, aslanlara sürekli kurban vererek kurtulacağını zanneden sürü liderleri, “biz bu savaşı ne zaman kaybettik?” sorusuna cevap aramış. ve bu savaşı “sarı öküzü verdikleri gün” kaybettiklerini anlamışlar.'' ''
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap