16 entry daha
  • türkiye vatandaşlarının oynadığı oyundur demiştim. part -2-

    sizi oyuna sürükleyen insanlar devlet dairesinde çalışmayabilir. gündelik hayatınızda, markette, kasapta, manavda, alışveriş merkezinde, her yerde..
    arkadaşlarınızlasınız. çok acil oradan ayrılıp, bir başka yere gitmeniz gerekiyor. daha doğrusu, yaz tatili. dükkanda takılıyorsunuz. birkaç saatliğine arkadaşlarla buluşuyorsunuz ki, abiniz arıyor ve size dükkana gelmenizi söylüyor. ben bu işin amına koyarım ama, koymadım. ''senin kaderin bu bekir! yolu yok çekeceksin!'' * * tam yürüyecekken, arkadaşlardan bir tanesi, sizi arabayla bırakmak ister. kabul edersiniz. arabaya yönelirsiniz. tam kapılar açılıp, arabaya binecekken, bir adam gelir. arabanın markasını sorar. modelini sorar. muhabbet başlar.
    adam: bunu bana satmaz mısın?
    arkadaş: anlaşırsak neden satmayayım.
    adam: takasa girer misin?
    arkadaş: arabanın markası ne?
    adam: ahaa! karşıdaki araba!
    ben: olum, dükkana geç kalıyorum. sen adamla konuş. pazarlık yap. ben yürüyeyim.
    arkadaş: dur! dur iki saniye de, hemen götüreyim seni.
    adam: hee? takasa ne dersin?
    arkadaş: olur abi. konuşuruz. arkadaşın acelesi var. sen numaranı bırak, ben seni arayayım.
    adam: olur. arkadaşın acelesi varsa, sonra konuşalım.

    arkadaş numarayı yazar. kapısını tam kapayacakken, adam kapının kolunu tutar.
    adam: bunun kilometresi kaçta?
    ben: aga ben gidiyorum. siz anlaşın adamla.
    adam: tamam, tamam. sonra konuşuruz. beni kesin ara!
    arkadaş: tamam abi ararım.

    ve araba çalışır. adam cama vurur.
    adam: yaa motoruna bi bakabilir miyiz?

    fıkra mısınız abi? arabanızı da dedim. dükkana geldim.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap