1 entry daha
  • bu ülkede hiçbir sosyal, demokratik , özgürlükçü açılım yapmaya potansiyeli olmayan bir güruhun -ki buna ılımlı islamcı sınıfı da diyebiliriz- anlayamayacağı için eleştireceği bir kavram.

    bahsettiğim sınıf, salt 'belediyeci' bir anlayış ile altyapı, yol, elektrik, tünel, kanal, park, üstgeçit, altgeçitler düzeyinde çalışmakta, bunu da 'halka hizmet' adında satmaktadır. ki bu sınıfa göre gelişmişlikti, demokratiklikti sadece 'şehirleşmecilik' sınırlarında ele alınabilmektedir. zaten şehirleşmecilik dışında bu sınıfın icraatlerine bakıldığında elde soluk bir boşluk kalmaktadır. yaklaşık 11 yıllık iktidarlık süresince ne kürt sorunu, ne kıbrıs sorunu ne de avrupa birliği entegrasyonu konularında hiçbir somut icraat bulunmamaktadır.

    ekonomiye gelinecek olursa, çarpık yapılaşma, iktidar yanlısı inşaat şirketlerinin toki destekli devasa projelerde yer almasının ekonomiye getirdiği canlılık dışında başka hiçbir ekonomik atılım yoktur. tamamen keynesyen bir anlayış ile kamu harcamalarını arttırmak suretiyle ekonominin daralması önlenmekte, doların yıllardır düşük değerli seyri sayesinde ise enflasyonun kontrol altına alındığı yalanını beraberinde getirmektedir. ekonomi, hala kayıt dışı kısmın artıklarıyla dönmekte, dünyanın en pahalı akaryakıtı ile açık kapatılmaktadır.

    şimdi bu ülkeye belediye anlayışından öte başka hiçbir şey vermeyen ve veremeyecek olan bir güruhun, türkiye cumhuriyeti halkı kavramı çerçevesinde 'halkçı' bir politika ile karşımıza gelmesi ne kadar gerçekçi bir beklentidir?
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap