70 entry daha
  • eften püften birkaç askerlik anımın en başta geleninin kahramanı komutan. bosna'daki askerliğim döneminde 4. kolordu komutanıydı. bosna'daki birliğimiz 28. mekanize piyade tugayı'na bağlıydı, o da 4. kolordu'ya. eh, talih bu ya, ben bosna'dayken birliği denetlemek için geleceği öğrenildi. askerliğini yapmış arkadaşların aşina olduğu o zevkli hazırlık safhasına girildi. aynı yer, aynı duvar, aynı masa, aynı bahçe 2-3 hafta boyunca "acaba daha da temiz olabilir mi, bundan fazla parlaması mümkün müdür?" beklentisiyle tekrar tekrar temizlendi. neyse, komutanın ziyaret günü geldi çattı. subaylar haliyle çok gergin, bizi de her türlü rehavetten uzak tutmaya, disiplinsizlik göstermememizi sağlamaya çalışıyorlar. son dakika yer paspasları ile karargahın zeminini zımparalıyoruz biz de. ben de aklımca düşünüyorum, “komutana nasıl tekmil vereceğim, heyecan yapıp saçmalamasak bari" diye. derken komutanlarım beni şahane bir göreve uygun buldular. subay yemekhanesinde korgeneralimizin masasında çavuş rütbemle erbaş ve eri temsilen bulunma şerefine nail olacaktım. her neyse; son dakika uyarıları yapıldı, komutan yemiyorsa sen de yeme, seninle konuştuğunda ellerini indir, sakin ve net bir tonda cevap ver gibi. öğlen oldu, masaya yerleştik, komutan geldi, yemekhane “dikaaaayyt” ile hep beraber ayağa kalktı, nefes bile almayan subayların arasından geçen komutan masamıza geldi, oturdu. yanında boncuk boncuk ter döken tabur komutanımız ve masadaki muhtelif rütbeden subay, astsubay ve uzmanlar. komutan yemeğe başladı, ardından biz. sırayla konuştu herkesle, bana da bir iki soru sordu babacan bir tavırla ve güleryüzle. sakince yanıtladım. biraz sonra komutanın önüne bir zeytinyağlı geldi fakat yemedi, dolayısıyla masaya da servis edilmedi. evet masamıza servis yapılıyordu, askerde böyle bir şey yaşamak kimin aklına gelir. neyse; tatlılar geldi, yiğit çavuşunuz davrandı, lapur lupur indiriyor. derken komutan; “çavuş, gelmedi mi sana zeytinyağlı?” diye sordu. -“hayır komutanım!” komutan başını çevirdi; ”hemen verin gençlere, neden eksik veriyorsunuz yemeği!” diye yavaşça uyardı. tatlısının ortasına gelmiş çavuşunuz önüne gelen zeytinyağlıyı “komutanım, ben tatlıdan sonra zeytinyağlı yiyemem, midem kaldırmaz” diyerek nazikçe geri çevirdi. tabii böyle bir şey olmadı, olamadı. korgenerali nazikçe geri çevireni mamak’ta kuyu kebabı yapabilecekleri akıllara geldi. tatlıdan çıkardığım çatal ile 12 saniyede bir tabak zeytinyağlı yutuldu. ve sonra tatlıya kalınan yerden devam edilerek disiplinli bir türk askerinin nasıl olması gerektiği herkese tekrar gösterildi.
263 entry daha
hesabın var mı? giriş yap