13 entry daha
  • amerikan edebiyatının temelini atan edebiyatçılardandır (ralph waldo emerson, henry david thoreau, herman melville ve henry wadsworth longfellow ile beraber).

    hawthorne, the great stone face(büyük taş yüz) adlı hikayesinde, insanın hayatını olumlu anlamda şekillendirmesinin temel mekanizmalarından birini anlatmıştır. burada, toplumun tümünün kabullendiği bir "rol model'dir" önemli olan. başka bir deyişle, jorge luis borges'in de dediği gibi, bu hikaye, bir insanın, arayış sürecini yaşamasıdır. hawthorne'un burada, kızılderililerden gelen bir efsaneyi kullanıyor olması dikkat çekicidir; daha da ötesi, püriten kökenli bir topluma neredeyse şaman bir yaklaşımı benimsetmeye çalışmaktadır. sanatı sayesinde bunu başarır. hikayenin nasıl biteceği daha başında belli olmakla beraber, hawthorne'un toplum ve düzen eleştirileri dikkati çekmektedir.

    hawthorne'un, earth's holocaust (ateşe verilen dünya) adlı hikayesi, ufaktan başlayan toplumsal eleştirilerin bir virüs gibi nihayet tüm toplumu etkisi altına alıp tüm kazanılmış değerleri imha edeceğini, aman dikkat edilmesi gerektiğini anlatır. yazar, bozguncuların, her şeyi ateşe atıp yakabileceğini söyler; ama, ona göre, toplumun "yüreği" yanmaz oluşu nedeniyle düzenin sigortasıdır.

    hawthorne, wakefield hikayesinde, insanların sosyal olmaları ve görevlerini gerektiği gibi yapmalarının söyler. yoksa, "kişi, bir zamanlar wakefield için olduğunca, evrenin dışına düşmüş birine dönüşebilir".

    the minister's black veil (rahibin kara peçesi) (#26699964), hawthorne'un, püritenlere yekten ve doğrudan bir selamıdır.

    hawthorne'u takdir ediyoruz, ama nasıl; aynen borges'in ettiği gibi: fantastik hikayeleri ve insanın zihnini açan hikayeleri için. yoksa amerikan toplumu için oluşturduğu ideolojiyle değil.

    edgar allan poe (doğumu 1809), daha baştan beri hawthorne'dan (doğumu 1804) hoşlanmamıştır. onu çok alegorik bulur. ama hayat tuhaftır: hawthorne 1841'de neredeyse ilk polisiye hikayeyi yazar (mr. higginbotham's catastrophe); bu tarih poe'nun bu türdeki ilk hikayesinden dört yıl öncedir (nakleden borges).

    fakat benim söylemek istediğim aslında şu: resmi tarih, amerikan edebiyatının kurucu babalarını yere göğe koyamazken (gerçi bunu hakkediyorlar) edgar allan poe'dan bugün bile hiç bahsetmez. a pocket history of the united states (a. nevins, h. s. commager, j. morris, wsp, 8.gözden geçirilmiş baskı, 1986) ve benzerleri poe'yu görmezden gelmeye devam ediyorlar.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap