70 entry daha
  • beden dersinde her şey bir zorlamaydı sanki. yaptığımız hiçbir faaliyetten zevk almazdım. birine ya da bir şeye boş gözüyle bakıyorsan ve o da bunu anlıyorsa yıldızınız barışmaz. ben bütün dönem ödevlerimi beden eğitimi dersinden almışımdır. sürekli 2 düşüyordu karneme, ben onu 4'e yükseltiyordum ikinci dönem. sonra da tam bir pislik gibi hocam sadece bu 4, diğer hepsi 5 diye not istiyordum tabii resimci ve müzikçiden de. sesi güzel diye 5 alan tipler vardı ya. e yok sesin n'apacan? yine de, bu üç yetenek dersinden en başa çıkılabilir olanı bedendir deyip evde takla çalışırdım. zannederim, aklıma yatmadığı için beceremiyordum. bir de boynumu kırarım, bi sakatlık çıkmasın diye içten içe geri duruyordum. ama mecbursun. ertesi gün sözlü var. dikkat ve özeni böyle böyle yitirmişim ben demek. ablam öğretiyordu, kendisi tak diye takla atardı, atikti. her şey o kadar hızlı gelişirdi ki bi strateji geliştiremezdim. bi daha, sonra bi daha takla atardı ablam benim için. neyse sonra ben bu takla işini bi şekil öğrendim. bu sefer de dediler, geriye doğru. hobaa! minderin başında gözümü sabitlediğimi bilirim. bütün bildiklerini bir anda aksine çevirebilir misin abidin? çeviremedim. bi 6 ay da ters takla çalıştım. peş peşe gene atamıyordum. ikisinden birini atabilmeyi öğrendim yalnızca. dersler zorlaştıkça bi de kasa koydular 3-4 katlı, ordan atladık. sonra yine ordan geriye doğru... ben bunu anlamıyordum işte. despotik şeylerden hiç hoşlanmam özge. kimseye çıtım olmamıştır ama her beden eğitimi hocasıyla mutlaka bi kez takışmışımdır. hoca "sağa çark marş!" dese, ben "zebeb?" diyordum. öyle bir hal almıştı. adam kendini komutan sanıyordu yav, var mı ötesi? bahçeyi temizletiyordu bana. en son voleybol oynarken servisi karşılayamadım diye "yat! 10 şınav!" diyince yok ebesinin ali sami diyivermişim. gençlik işte.
278 entry daha
hesabın var mı? giriş yap