• çevre edinme, network bağlamında düşünürsek çok güzel bir hamle. hem insan tanıyorsun, hem bir şekilde mülteci kampına düştüğünde zorluk çekmemen için deneyim oluyor.

    homo marasius dediğim bir insanı anlatayım, yanaşın.

    yurtta tanıdığım ilk insan kahramanmaraşlı bir çocuk oluyor. odadaki diğer insanlar maç izlemeye gidiyor, benim futbol ile alakam olmadığı için tekliflerini üzülmeyerek geri çeviriyorum. bu ilk insan homo marasius, ilkel bir hamleyle ‘hadi gel gezek’ diyor. kırmıyorum, sanırım avlanmaya çıkıyoruz.

    ben istanbul’a sadece günübirlik bir boş iş için gelmiş adamım, yol bilmem yordam bilmem. o nereye savurursa oraya yol alıyorum. gülhane’nin şu arka taraflarındaki çıkışından çıkıp sarp kayalıklara oturuyoruz. hayır elimizde içki yok. karşımızda boğaz var ve derin bir sessizlik.. homo marasius başlıyor köyünü anlatmaya, elbistan’tan girip maraş’tan çıkıyor. hayatım boyunca köylüleri sadece köylerinde sevmişimdir. marasius, kültürüne de dokandırdıktan sonra daha dersler bile başlamamışken 102 kişilik sınıfın yüzde kaçının kız olacağını benden tahmin etmemi istiyor. bilmiyorum, diyorum ama o ayağının tezeğiyle buradan bir dişi ayarlamak istediğini ve direk ailesiyle tanıştırması gerektiğini anlatıyor.

    evet bir şeyler ters gidiyor, sıkılmaya başlıyorum. monologdan kurtulmak için istediği kızın neye benzemesi gerektiğini soruyorum. kararsız, suni teneffüsün bile yeterli olacağını düşünüyor, trake solunumu ise arka planda. kafasında belirlediği kriterler var yine de. sigara içmeyecek, oje sürmeyecek, hatta makyaja gerek yok. sanırım geldiği şehri tanımıyor, kırmadan neden diye soruyorum; bunları sadece orospuların yaptığına dair yorumda bulunuyor.

    işte marasius böyle ilkel bir görüşte bu bir şehirde yaşamaya çalışacak ama bir şekilde şehir tarafından yutulacak olanlardan.

    (bkz: üniversitede arkadaş edinememek/@elmalili hamdi yazar)
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap