48 entry daha
  • "gelişmiş uygarlıkların hepsi birbirine benzer, gelişmemiş uygarlıkların gelişememe nedenleri ise kendine özgüdür" diye tek cümlelik bir özeti aklıma getiren kitap.

    yalnız; istatistiklere ve "ilk"lere hafiften takıntılı biri olmamdan dolayı bir bilgi çelişkisi gözüme çarptı kitapta. yazar önce şöyle diyor: "insanların (avrasya'dan) avustralya'ya yerleşebilmeleri için gemi gerekiyordu ve yerleşmeleri tarihte geminin kullanıldığını gösteren ilk kanıt olma özelliğini taşır. aradan 30.000 yıl geçene kadar (yani 13.000 yıl öncesine kadar) dünyanın akdeniz dışındaki bir yerinde denizciliğin başladığını gösteren güçlü bir kanıt yok.

    daha sonra da şunu diyor: "... ama unutmayın ki dünyada denizciliğe en erken başlamış insanlar avustralyalılar ile yeni ginelilerdi."

    bana bazı yerlerde durumu kurtarmak için 'ama' ile başlayan övgü cümleleri kuruyormuş gibi geldi. beyaz suçluluk duygusu mudur nedir? ya da belki bana öyle gelmiştir, öyle olmayabilir de. kitapta şahane bilgiler olduğunu da söylemeliyim tabi...

    bunlardan bazıları şöyle:

    --- spoiler ---

    ...örneğin nohut, akdeniz'den, etiyopya'dan doğuda hindistan'a kadar geleneksel çiftçilerin her yerde yetiştirdikleri bir üründür. hindistan, bugün dünyadaki nohut üretiminin %80'ini yapmaktadır. bu yüzden insanın yanılıp nohutun hindistan'da evcilleştirilmiş olacağını sanması işten bile değildir. oysa nohutun yaban atası yalnızca türkiye'nin güney doğusunda bulunur. nohutun gerçekten de orada evcilleştirildiği yorumunu destekleyen bir olgu daha vardır. evcilleştirilmiş olabilecek nohutun cilalı taş çağından kalma arkeolojik yörelerde bulunan ve m.ö. yaklaşık 8000 yılına ait en eski kalıntılarına güneydoğu türkiye ile onun hemen yakınındaki kuzey suriye'de rastlanmıştır.

    ---------------------------------------------------------------------

    ...afrika'nın dört zebra türü (evcilleştirilememe meselesinde) daha da beterdir. evcilleştirme çabaları onları arabalara koşmak kadar ileri gitmiştir. 19. yy.'da güney afrika'da koşum hayvanı olarak denenmişlerdir. tuhaflıklarıyla ünlü lord walter rothschild, londra sokaklarında zebraların çektiği bir arabayla dolaşmıştır. heyhat, zebralar yaşları büyüdükçe akıl almaz derecede tehlikeli olurlar.

    ---------------------------------------------------------------------

    ...örneğin mısır'da arpa dışında ilk sekiz tarım bitkisinden hiçbiri yaban doğada yetişmez. mısır'ın nil vadisi bereketli hilal'in dicle ve fırat vadilerine doğal çevre olarak çok benzer. bu yüzden de o iki vadide başarılı olan paket (evcilleştirilmiş tarım ürünleri paketi) nil vadisi'nde de başarılı oldu ve o görkemli yerel mısır uygarlığının doğmasına yol açtı. sfenksleri ve piramitleri aslında mısır kökenli değil, bereketli hilal kökenli ürünleri yiyen insanlar yaptılar.

    ---------------------------------------------------------------------

    ...hastalıklar insanların ölüm nedenlerinin başında geldiği için tarihi biçimlendirmede de önemli rol oynamışlardır. ikinci dünya savaşına kadar savaşlarda ölenlerin çoğu savaş yaralarından değil savaşta taşınan hastalıklardan ölüyordu. büyük komutanları göklere çıkaran bütün o askeri tarihler insan egosunun balonunu söndüren bir doğruyu hafife alıyorlar; eski savaşların galipleri her zaman en iyi komutanlara ve silahlara sahip olan ordular değil, çoğu kez yalnızca düşmanlarına bulaştıracak en berbat mikropları taşıyanlardı...

    ----------------------------------------------------------------------

    ...insanlık tarihinin en büyük salgını birinci dünya savaşı'nın sonunda 21 milyon insanın ölümüne yol açan grip salgınıydı. kara ölüm (veba) 1346 ile 1352 tarihleri arasında avrupa nüfusunun dörtte birinin ölümüne yol açtı. bazı kentlerde ölüm oranı %70'i buluyordu.

    ----------------------------------------------------------------------

    ...insanlık tarihinde öldürücü mikropların oynadığı önemli rolü çok iyi gösteren olay yeni dünya'nın avrupalılarca fethedilişi ve nüfusunun azalışı olayıdır. avrupalıların tüfekleri ve kılıçlarıyla savaş alanlarında ölen amerikan yerlilerinden çok daha fazlası avrasya mikropları yüzünden yatakta öldüler. yerlilerin ve yerli şeflerin çoğunu öldüren ve hayatta kalanların morallerini çökerten bu mikroplar yerlilerin dirençlerini yerle bir etti. örneğin, 1519'da cortes yanında 600 ispanyol'la birlikte, nüfusu milyonları bulan, askeri bakımdan son derece üstün aztek imparatorluğunu ele geçirmek üzere meksika kıyısına çıktı. ispanyollara kesin üstünlük sağlayan şey isponyol kübası'ndan gelen mikroplu bir köleyle 1520'de meksika'ya ulaşan çiçek hastalığıydı. salgın haline gelen bu hastalığın sonucunda azteklerin neredeyse yarısı öldü. imparator cuitlahuaç da ölenlerin arasındaydı. 1618'de meksika'nın daha önce 20 milyon olan nüfusu aşağı yukarı 1,6 milyon düşmüştü.

    -----------------------------------------------------------------------

    ...bir yurtseverlik şarkısı olan "güzel amerika"da uçsuz bucaksız göklerden, bir denizden öteki parlak denize kadar dalgalanan amber renkli tahıllarımızdan söz edilir. aslına bakarsanız bu şarkı coğrafi gerçeklikleri tersine çevirmektedir. afrika'da olduğu gibi amerika kıtalarında da yerel tarım bitkilerinin ve evcil hayvanların yayılmasını sınırlı gökyüzü ve çevre engelleri yavaşlatmıştır. kuzey amerika'da atlas okyanusu'ndan büyük okyanus'a, kanada'dan patagonya'ya ya da mısır'dan güney afrika'ya kadar uzanan yerli tahıl tarlaları falan olmamıştır ama avrasya'nın uçsuz bucaksız gökleri altında atlas okyanusu'ndan büyük okyanus'a kadar dalgalanan amber renkli buğday ve arpalar olmuştur.

    -----------------------------------------------------------------------

    ...bereketli hilal'in batı bölümünde m.ö. 1500 yılına gelmeden geliştirilmiş olan alfabe ile yazı ilkesi bin yıl içinde batıya, kartaca'ya ve doğuya, hindistan'a yayıldı ama tarihöncesi dönemde mezoamerika'da gelişen yazı sistemi neredeyse 2000 yıl andlar'a ulaşamadı.

    -----------------------------------------------------------------------

    ...bir başka nedenden dolayı yeryüzünden silinen ölümcül bir hastalık da yeni gine'de görülen titreme hastalığıydı, yamyamlıkla bulaşan ve şimdiye kadar hiç kimsenin kurtulamadığı, ağır hareket eden bir virüsün yol açtığı bir hastalık. avustralya devlet denetiminin 1959'da kurulmasıyla yamyamlığa ve dolayısıyla da titreme hastalığının yayılmasına son verildiğinde, bu hastalık yeni gine'nin 20.000 kişilik fore kabilesinin köküne kibrit suyu dökme yolunda ilerliyordu. tıp kayıtları bugüne kadar bilinen hiçbir hastalığa benzemeyen bu hastalığın hikayeleriyle doludur ama bir zamanlar korkunç bir salgına dönüşen bu hastalık ne kadar gizemli bir şekilde başladıysa o kadar gizemli bir şekilde yok olmuştur.

    -----------------------------------------------------------------------

    ...nasıl olduysa ilk yazıcılar önlerinde kendi çabalarına kılavuzluk edecek bir örnek, çabalarının sonunda ortaya çıkacak şeyin herhangi bir örneği olmadan bütün bu sorunları çözdüler. bu iş hiç kuşkusuz öylesine güç bir işti ki tarihte yazıyı tamamiyle kendi başlarına icat etmiş insan topluluklarının sayısı da az oldu. tartışmaya yer bırakmayacak şekilde yazının bağımsız olarak icat edildiği iki yer vardı, biri mezapotamya, öteki meksika; mezapotamya'da sümerler m.ö. 3000 yılında, meksika yerlileriyse m.ö. 600 yılında icat etmişlerdi. günümüzde uzman dilciler, yazısız diller için kopya yöntemiyle yazı sistemleri tasarımlıyorlar. türkiye'nin 1928'de kabul ettiği latin alfabesini devletin resmi dilcileri türkçe yazıma uyarladılar, aynı şekilde kiril alfabesi de rusya'daki pek çok kabile diline uyarlanmıştır.

    -----------------------------------------------------------------------

    ...ilyada ve odysseia okuryazar olmayan dinleyiciler için okuryazar olmayan ozanlar tarafından söylenmiş, kulaktan kulağa aktarılmıştı, yüzlerce yıl sonra yunan alfabesi ortaya çıkıncaya kadar yazıya dökülemedi.

    --- spoiler ---
391 entry daha
hesabın var mı? giriş yap