11 entry daha
  • amerikalıların, kendilerine tanrı tarafından dünyanın her yerine barış, demokrasi götürsün, götürdüğü yeri de sömürsün, kanını emsin diye verildiğine inandıkları görev, kutsal işgüzarlık.

    john l. o’sullivan, 1839 yılında amerika'nın milli doğuşunu yeni bir tarihin başlangıcı olarak görüp anlattığı the great nation of futurity (geleceğin büyük milleti)'yi yazdıktan sonra işin içine tanrıyı da katarak, bu doğuşun tanrı tarafından verilen bir görevi yerine getirmek için olduğunu anlatan manifest destiny'i de 1845 yılında kaleme almış. çevirisi şöyle;

    manifest destiny

    amerikan halkının birçok farklı ulustan kaynaklanan köklere sahip olmasına ragmen, tamamen insan esitligi ilkesi üzerine insa edilmis olan ulusal bagımsızlık deklarasyonu’nu ilan etmesi, diger uluslar göz önüne alındıgında bizim apayrı bir yerimizin oldugunu göstermektedir. gerçekten, biz, geçmisteki halkların herhangi birinin tarihiyle ve tüm eski çagların sevap ve günahlarıyla da çok az bir baglantıya sahibiz. tam aksine, ulusumuzun dogusu yeni bir tarihin baslangıcıydı: bizi geçmisten ayırarak sadece ve sadece gelecege baglayan sey, daha önce denenmemis olan politik bir sistemin kurulması ve gelistirilmesiydi. ulusal, politik ve ahlaki alanda insanın dogal haklarının bugüne kadarki gelisimine bakarak, ülkemizin gelecegin büyük ulusu olarak tayin edilmis oldugunu güvenle söyleyebiliriz. bu böyle tayin edilmistir; çünkü bir ulusun üzerine insa edildigi mükemmel ve evrensel esitlik ilkesi onun kaderini de belirler. bu ilke tüm maddi dünyanın süreçlerini yönetir. o aynı zamanda ruhun vicdani yasasıdır – yani insanın insana karsı görevini ve nihayetinde insanın insan olarak haklarını dogru ve tam bir biçimde tanımlayan apaçık bir ahlakın emirleridir. bununla birlikte bir ulusun mutlulugunu, büyüklügü ve kalıcılıgını saglayan tarihsel olaylarla dolu gerçek tarihi, yönetim sistemindeki demokratik esitlikle her zaman orantılı olmustur... insan özgürlügünün, uygarlıgın ve saflıgın tarafında yer alan kisi, nasıl olur da eski çagların monarsi ve aristokrasilerine yönelebilir ve onların varlıgından acı duymaz? hangi hayırsever, insanogluna reva görülen baskıları, zalimligi ve adaletsizligi tasarlayabilir ve bunları geçmisten gelen ahlaki korkuyla degistirmez? amerika daha güzel isler yapmak için tayin edilmistir. tüm ulusların ezilmis insanlarının, vicdan haklarının, kisisel oy hakkının ve insanlıgın müdafa edilmesi dısında bizim muharebe meydanı hatıramızın olmaması, sahip oldugumuz benzersiz serefin nisanıdır. gerçek tarihimiz, yüzbinlerce insanın digerlerini öldürdügü hiçbir korkunç katliam içermemektedir; aynı sekilde imparatorlara, krallara, asillere ve kötülere kurban olup aldatılan ve adına kahraman denen insanlardan da bahsetmemektedir. bizim, ülkesini ve özgürlügünü müdafa eden ve fakat taca tahta arzu duymayan vatanseverlerimiz vardır. amerikalılar nüfusun azaltılması gibi kötü emeller beslenmesinden ve terkedilmisligin daha genis ve uzak yerlere yayılmasından ıstırap duymuslardır; çünkü insanoglu yüce bir makamda olmalıdır. bizim, geçmis zamanların tüm örneklerinden sakınma dersleri dısında onunla bir iliskimiz yoktur. engin gelecek, tarihimizden dolayı bizim mücadele alanımızdır. biz bugün, zihnimizde tanrı’nın hakikatleri, kalbimizde lütufkar amaçlar ve geçmisiyle kirlenmemis apaçık bir vicdan ile daha önce yürünmemis bir yola giriyoruz. biz insanlıgın ilerlemesinin ulusuyuz; kim bizim daha ileri adımlarımıza sınır koyacak? tanrı’nın takdiri bizimledir ve buna baska hiçbir dünya gücü sahip degildir. biz, ulusal deklarasyonumuzun daha ilk sayfasında ebedi hakikate isaret ediyoruz ve baska topraklarda yasayan milyonlara cehennemin kapılarının (aristokrasi ve monarsi güçlerinin) ebedi hakikate üstün gelmeyecegini ilan ediyoruz. sınırsız genislikteki gelecek, amerikan büyüklügünün devri olacaktır. kendi muhtesem zaman ve mekan alanında ulusların ulusu -amerikan ulusu- insanogluna ilahi ilkelerin mükemmelligini göstermek ve dünyada en yüksek (kutsal ve hakikat) olana ibadet etmeye adanan en yüce tapınagı kurmak üzere tayin edilmistir. onun zemini bir yarımküre, tavanı ise yıldızlarla süslü cennetlerin seması olacaktır. onun birlesimi, yüz milyonlarca mutlu insanı bir araya getiren ve baska hiçbir insanı efendi olarak görmeyen birçok cumhuriyetin birligidir. bu birlik, tanrı’nın, esitligin dogal ve ahlaki yasası olan kardeslik yasası tarafından yönetilir; “çünkü barıs ve iyi niyet onların içindedir.” ... evet, biz gelisimin, bireysel özgürlügün ve evrensel oy hakkının ulusuyuz. birlesik devletler’in kutup yıldızı hakların esitligidir: bireylerin karsılıklı esitliginin enfes örnegi. hakikat nurunu saçarken biz, bir meseleyi çözmeden digerini bozmadıgımız sürece yozlasamayız. biz, misyonumuzu yerine getirmek için adımlarımızı ileri dogru ve varlıgımızın ilkesini gelistirmek için atmalıyız: vicdan özgürlügü, kisi özgürlügü, ticaret ve meslegi takip etme özgürlügü, özgürlügün ve esitligin evrenselligi. bu bizim yüce kaderimizdir; doganın ebedi ve ezeli ve kaçınılmaz neden-sonuç emirleri içinde bunu basarmak zorundayız. tüm bunlar bizim, dünyada insanın kurtulusunu ve ahlaki itibarı insa etmek için, gelecek tarihimiz olacaktır: degistirilemez hakikat ve tanrı’nın lütfu. hakikatın aydınlatıcı ısıgından uzak kalmıs dünya halklarınına karsı bu kutsanmıs görev için amerika seçilmistir. ve onun yüksek örnekligi, kralların, bas papazların ve oligarkların tiranlıgının ölümü üzerine siddetle vuracaktır. ve bir otlaktaki hayvanlarınkinden daha fazla gıpta edilecek çok ender bulunur bir mevcudiyetin devam ettigi barısın ve iyi niyetin güzel haberlerini tasıyacaktır. öyleyse, bundan sonra, kim bizim ulusumuzun, gelecegin büyük ulusu olarak tayin edildigi hususunda süphe edebilir?

    john l. o’sullivan

    kaynaklar:

    http://www.ekopolitik.org/…t_files/070522160007.pdf
    http://www.durmushocaoglu.com/…in_buyuk_milleti.pdf
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap