83 entry daha
  • bu dev bütçeli ve propaganda soslu ikinci dünya savaşı filmi kült film falan değildir.
    kült filmin tanımının normandiya sahillerinden bile geçmez bu film.

    ''mr. steven spielberg

    dreamworks productions

    10 universal city plaza

    n. hollywood, calif. 91609

    sayın bay spielberg,

    waffen ss’in iki kez yaralanmış ve bulge savaşına katılmış, macaristan ve avusturya’da savaşmış bir gazisi olarak, filminiz “er ryan’ı kurtarmak” hakkında eleştiri yapmama müsade ediniz.

    bu başarılı ve etkleyici diyebileceğimiz filminiz hakkında bir çok yorum okudum. umarım filminizi bir alman ve alman-amerikan bakış açısından eleştirmemde bir sakınca yoktur.

    ilk olarak filmin başındaki omaha plajı’nın istilasıyla ilgili sahneler hakkında yorum yapamayacağım çünkü orada değildim.ancak söylemeliyim ki savaş sahneleri gerçekçi değildi.

    filminizde orijinal alman ekipmanlarının benzerlerini kullanmak için çaba sarfetmişsiniz.bu ekipmanlar arasında spw(schützenpanzerwagen), mg-42 ve kettenkrad’da vardı.

    normandiya’daki bunkerler içerisindeki wehrmacht askerleri iyi resmedilmemişti.ayrıca filmin sonundaki sokak çatışmasındaki waffen-ss askerleri gerçek dışı bir görünüme sahiptiler.

    savaş sahnelerindeki yapmacıklık hakkında söylemek istediğim şey şu; waffen ss askerleri sizin onları “er ryan” da resmettiğiniz gibi değillerdi.

    savaşta amerikan ve rus piyadelerinin tanklarına yapışmış vaziyette hatlarımıza hücum ettiklerine şahit oldum ancak waffen ss bunu yapmazdı.(bulge savaşı’nda ilk gördüğüm amerikalılar patlamış bir zırhlı aracın etrafındaki bir düzine ölü askerdi.)

    ayrıca filmdeki alman askerlerinin saçları ya dazlaktı ya da çok kısa kesilmişti ki bu gerçekle tamamen zıt bir görüntü.galiba waffen ss ‘i rus ordusuyla karıştırdınız.belki de yahudilik damarınız tuttu ve günümüzün ırkçı dazlaklarıyla waffen ss ve 3. reich’in diğer askerleri arasında bir bağ kurmaya çalıştınız.

    ayrıca benim birliğimi gösterdiğiniz bölümde askerlerin yaşlı adamlar yerine 18-19 yaşlarında çocuklar olması gerekiyordu. caen bölgesinde savaşan kahraman hitlerjugend tümeninin subayları ile birlikte yaş ortalaması sadece 19'du!!

    ayrıca, amerikalı askerin alman esirlere davut yıldızlı yahudi kolyesini gösterip “ich jude! ich jude! (ben yahudiyim)” dediği sahne komik olamayacak kadar abartılıydı.

    böyle bir olay gerçekten olsaydı alman askerlerinin birbirlerine ne söyleyebileceklerini size söyleyeyim: “bu herif kafayı yemiş.”

    gördüğüm kadarıyla ii. dünya savaşı’ndaki ortalama bir alman askeri için karşısındaki düşmanın ırkı, dili, rengi veya dininin önemli olmadığını bilmiyorsunuz. alman askeri bunu ne bilirdi ne de önemserdi.

    ayrıca filmin açılış sahnesinde mezarlıkta bir sürü hristiyan haçının ortasındaki tek başına duran yahudi yıldızını göstererek büyük bir karar hatası yapmışsınız.

    sizin burda vermek istediğiniz mesajı anladım ancak filmi izleyen herkes yahudi yıldızını gördükten sonra yüzlerce haç arasında “bir yahudi yıldızı daha var mı?” diye sorup mezarlığı taramaya başlıyor.

    aslında siz bu sorunun cevabı biliyorsunuz. bu sahnede vermeye çalıştığınız mesajın etkisi maalesef ters tepti. bu sahne, ii. dünya savaşı’nda yahudilerin nüfuslarına oranla büyük katılımda bulunup gönüllü oldukları ve canlarını verdikleri iddiasını çürütüyor.

    general patton’un gömüldüğü lüxemburg mezarlığına gittim ve kaç yahudi yıldızı var diye saydım. hiç yahudi yıldızı olmaması beni şok etti.

    aynı şey 1.dünya savaşında alman ordusu için de geçerli. her zaman: “12000 yahudi almanya için kendini feda etti” denir. böylece aslında yüksek olmayan genel yahudi katılımı yüksek gösterilmeye çalışılır. belki de bu “12000 lafı”nın manası şudur: “biz üstümüze düşeni yaptık.”

    2. dünya savaşı sırasında amerikan halkının %25'i kendini alman-amerikan olarak tanımlıyordu. savaş sırasında bu vatansever alman-amerikalılar orduya katıldılar. ordunun genel mevcuduna olan oranları,nüfusun geneline olana oranlarına ya eşitti ya da daha fazlaydı.

    ama filmde amerikan askerleri arasında bir tane bile alman ismi duymadık. nimitz, arnold, spaatz ve hatta eisenhower isimlerini unuttunuz mu yoksa? belki filmdeki pennsylvanialı yüzbaşı miller’in ismi sonradan ingilizleşmiş bir alman ismidir. gördüğüm kadarıyla alman ismilerinin eksikliğinin sebebi günümüzde beyaz saray’daki katıldığınız devlet yemeklerinde çok az alman isimli şahıs olmasından kaynaklanıyor.

    belki de bazı insanlar “goldberg,silverstein,rosenthal ve spielberg” gibi almanca isimlere benzeyen isimlerin alman-amerikanları temsil etmek için yeterli olduğunu düşünüyordur.

    son eleştirim ise filmde çatışma ardından yakalanan almanların hemen infaz edilmeleriydi. amerikan 2. dünya savaşı literatüründe bu tip olayların anlatıldığından daha çok yaşandığı belirtiliyor. uluslar arası yasalara aykırı olan bu tip davranışların genelde tek özrü “az önce çok sevdiği bir arkadaşının almanlar tarafından öldürülmesi”ydi. bu tip bir olayın ardından işlenen savaş suçları anlaşılabilir ve affedilebilir şeylerdi. filminizde bu şekilde davranmayan ve silahını bırakan askerleri vurmayan bir asker(onbaşı upham) korkak olarak lanse ediliyor ve öyle gösteriliyor.

    eski bir alman askeri olarak söylemeliyim ki bizim aramızda böyle alışkanlıklar yoktu, nasıl diyelim, bu aryan olmayan davranışlar. ocak 1945'de sert bir çarpışmanın ardından 10 amerikan askeriyle beraber oturduğumuzu hatırlarım. amerikalılar kendilerine yaptığımız muamele karşısında çok şaşırmışlardı.

    sebebini merak ediyorsanız söyleyeyim. bizim ülkemizde düşman karşıtı nefret propagandası yapılmıyordu. ama amerikalı ve ingiliz askerlerin çoğunun savaşma istekleri sizin gibi yönetmenler tarafından çekilen alman karşıtı savaş filmlerinden kaynaklanıyordu.

    (bu arada hatırlatırım. o dönemlerde ufa stüdyolarında bir tek yahudi yönetmen olmamasına rağmen, tek bir amerikan karşıtı film izlemedim.)

    saygılarımla,

    hans schmidt

    p.o. box 11124

    pensacola, florida 32524-1124''

    kaynak: http://tinyurl.com/d8hchku
295 entry daha
hesabın var mı? giriş yap