345 entry daha
  • başlık içinde arayıp içinde "kedi" geçen bir entry bulamayınca, "vallaha da yazılmamış bu, nice canlar telef olacak vayyyy" deyü, "ben yandım siz yanmayın" deyü "kedi" kelimesi ve kullanımları hakkında dikkatli olmanız gerekenleri şuraya yazıyorum gençlet.

    şimdi, geçen cumartesi bir arkadaşımız evine davet etti, bir şeyler yiyip konuşacağız; kadro klasik fıkra gibi işte, ingiliz, amerikalı, fransız, hintli, italyan, allah ne verdiyse.... bunu niye söylüyorum, şundan, hepimizin fransızca seviyesi çok farklı, ingiliz ve italyanlar nispeten kolay öğreniyor, amerikalılar daha yabancı bu dile (ingilizlere kıyasla), türk ve hintliler hepten boku yemiş zaten... neyse, gruptaki brit ablamız köpek almış onu anlatıyor -ki kendisi çatııır çatır konuşuyor fransızcayı-, sonra işte bir mağazaya girip "köpeğim için bilmem ne var mı?" dediğini anlattı, diğer ingiliz ve fransızlar yarıldılar, biz bakıyoruz mel mel, "nolmuş la nolmuş azından mı öpmüş" kıvamındayız.

    "eööö ben anlamadım şimdi n'oldu ki?" diyerek ortamın gerzeği olmayı göze alıp sordum. tabii akabinde "aaa sen bilmiyor musun?", e bilmiyorum ki soruyorum lan! şimdi efem fransızca argosunda dişi şekilde çekimlenmiş köpek yani "ma chienne" bizde cinsel organlara takılan enva-i çeşit lakaba denk geliyormuş. yani bizim abla "dişi köpeğim (dişi olduğunu belirtecek çekimlemeyle söyleyerek) için bilmem ne var mı?" diye sorunca -bir zamanlama harikası olarak o anda da sevgilisi yanına gelince- satıcının yüzünde komik bi gülücük olmuş. sonrasında masada da espriler uçuştu filan. buraya kadar ben de "eheheheh" diye gülmekte beis görmedim espriyi de anlamanın verdiği iç rahatlığı ile, taa ki bir diğer fransız kız "neyse ki kedim dememişsin, o daha fena" diyene kadar. aboooov! lan benim kedim var, hem de dişi, hem de istanbullaaadan tee buralara kadar getirdim. evde hayvan beslemekle ilgili konu açılınca da gayet feminen çekimleyerek (gözü kör olsun bunları çekimlemeyi öğretirken bu bilgileri vermeyen hocaların!) "benim de kedim vaaar, j'ai une chatte" diye üstüne basa basa söylüyorum!

    ben "nassı yani? çok mu fena o? nası fena, ne kadar fena zira ben ortalık yerde söyleyip duruyorum!" diye panikledim, adetağ bir şapşalım ortalık yerde... kızın biri "yani evet direkt 'merhaba, benim bir kukum var' demiş gibi oluyorsun" dedi. hatta "thank you captain obvious" esprisine bile maruz kaldım o derece diyeyim size... "e ama hani, çekimlemek şarttı, ebü bühü" diye debelendim, "dişi çekimlememelisin, chatte yerine j'ai un chat fille" yani "bir kız kedim var demelisin" filan dediler. sonra hatta bir kız fransız kızların asla vajina kelimesini kullanmadığını söyledi, bir başka çocuk (galiba hintli olandı) "iyi de bilimsel bir terim lan o, niye ki?" filan deyince, kız da "valla ben bilmem, bir kızla konuşurken vajina kelimesini kullanırsan büyük ihtimalle kendisini aşağılanmış hissedecektir (am muamelesi yapıyolar anladığım kadarıyla vajina lafına!) o yüzden bence sen gene kedi de" filan dedi. ulan normalde biri "pussy mussy ehe ehe" diye dolansa "ergen" derim, koskoca fransız milleti ciddi ciddi vajina kelimesi yerine chatte kullanıyormuş, vajina kelimesini aşağılayıcı buluyormuş, bildiğin içlerine bülent arınç kaçmış, pek bi şaşırdım!

    neyse böyle epeyce dalga geçildikten sonra birisi, (galiba ingiliz olan çocuk) "neyse ki öğrendin bak, resmi bir ortamda da hayvan geyiği geçebilirdi, insanların yüzünde manasız sırıtışlar oluşabilirdi, öğrendiğin iyi oldu" filan minvalli bir şeyler dedi. o an, öncekinden bile daha acı bir andı sevgili sözlükçüler, zira kedimi fransa'ya getirdiğim o günü hatırladım. şimdi bu ab ülkelerine hayvan sokmak zor zaten, yok kuduz titrasyon testi, yok sağlık belgesi, şimdi bunların beyan edilmesi lazımdır, belki mühürlüyorlardır, sonra yarın öbür gün geri dönerken "nebçim sokmuşun bu kediyi buraya, hani bunun belgelerinde girişte atılan mühür?!" derler deyü şaşkın ördek gibi dolanıp soracak insan arıyorum. elimde kedimin pasaportunu, sağlık raporlarını, şusunu busunu sallayarak bulduğum bir görevliye koştum, az ilerideki gümrük incelemeleri yapan memur şeysini işaret ederek "kedimi (evet tabii ki "ma chatte" diye çekimledim, hıhım, çekim önemli, düzgün konuşucam ya!) nereye deklare etmem gerekiyor, buraya mı?" diye memura sordum. evet, yaptım bunu! adam, o zamanlar neden olduğunu hiç bilmesem de, şimdi sebebini anlayabildiğim şekilde (bühühühühühüh!) "yok matmazel, eğer ticari bir durum yoksa deklare edecek bir şey yok" diyip gülümseyerek beni yollamıştı.

    işte ben bunu anlattığım anda, bütün gece heykel gibi oturan, zerre dudak kıvrımı oynamamış abla bile nefessiz kalasıya güldü bana sevgili sözlükçü. ama ben ne bileyim o cümlenin aynı zamanda "melebaa, kukumu getirdim, nereye göstericem?" manasına geldiğini, ne bileyim memur abinin "ticari durum yoksa göstermeye mahal yok ablam, geç sen" dediğini! lan şerefsizler, resmen madara konusu olduk, bir de sevgilim demez mi "aaa aşkoom sen bilmiyo muydun?" diye.. haa biliyorum tabii ya, ülkeye gelmeden evvel hayatım paris'in arka sokaklarında, latin mahallesi'nde filan geçti, çok bohemdim, her argoya hakimdim! sanki kendisi gelmeden evvel biliyordu haspam! (ona da burada aldığı yoğunlaştırılmış dil kursunda öğretmişler zaten, onun da dişi köpeği vardı da, "benim dişi köpeğim var" dediğinde hocası "öyle demiyoruz, köpek de sen" demiş, bu mazlumum da "ama dişi? çekimlemek? hebele hübele" dediğinde kadın "yok yok, sen beni dinle, deme öyle" diye bir şekilde fikir vermiş, zaten öğremiş sonradan.)

    işte ben de bu rezilliğimi burada anlatıyorum ki, böylece fransa'da "aman fransızca çok kurallı, dur güzel güzel çekimleyeyim" diye dert edinip, kedinizi ve köpeğinizi dişiyse bile çekimlemeyin ey cemaat-i sözlük. sonra benim gibi madara olur, crepe masalarına confiture olursunuz söyliyim!

    ekleme: yalnız değilmişim ulan! 3 sözlükçü daha benim gibi acı yollardan öğrenmiş ajdşsahajdjshah. lanetli bu dil, valla bak, isterseniz fransızca tez yazıyor olun böyle bilmediğiniz bir şey çıkarıp sağ gösterirken sol vuruyor!
1191 entry daha
hesabın var mı? giriş yap