3 entry daha
  • yenidoğalcılarla tartışmaya giren sıradan bir insan muhtemelen muzanarayı kaybedecektir. değer yargılarının ve ahlakın göreliliği ve sığlığı, ölümün hayatın sonundaki o ihtişamlı duruşu, bedenimizden başka gerçekten sahip oldugumuz bir şey bulunmayaşı, erdemlere neden değer vermesi gerektiğini bilmeyen en prensip sahibi orta zekalıyı bile yıldırmaya, gelecekte pişman olma korkusuyla savunduklarını bir kenara itmeye zorlayabilir. doğal içgüdülerin karşıkonulmaz çekiciliği, güzel kadınlar, yakışıklı erkekler, keyif dolu, zevk dolu bir yaşam, ne istediğimi biliyorum düşüncesisin getirdiği rahatlık ödülleri ile bu ödüllere hiç bir fazladan çaba sarfetmeden ulaşabilme imkanı ve yaşlılıkta yaşanacak pişmanlıkların korkusu başedilemez görünür yenidoğalcılara.

    lakin yenidoğalcılık en fazla on bilemedin on beş yıl yaşanır; ya hayatın aklın kemale ermesini müteakip ilk onbeş yılında ya da otuzbeş kırk yaşlarından sonraki on yıl boyunca sürer. (gerçi yenidoğalcılara göre her iki durum da bir çeşit kemale ermedir ya, neyse.) erken gençliklerinde yenidoğalcılığı benimsiyenler, bilinçli olarak olmasa bile doğal dediklerinin aslında hiç bir anlamı olmadığını farkederek on beş yılın sonunda aile hayatına, dine, tek eşliliğe falan dönerler; hayatlarının ilk otuz kırk yılını çabalayarak geçiren insanlar ise gündelik yaşamın sıkıntılarından daralıp bir dönemliğine yenidoğalcı olurlar.

    gençliğinde yeni doğalcı olanları sık sık seksten bahsetmeleri ve cinsel arzuları hayatın merkezine koyup tüm insan davranış ve ilişkilerini penis'e(yarrak) ya da vajina'ya(am) dayandırarak açıklamaya çalışmalarından tanıyabilirsiniz. otuzbeşinden sonra yenidoğalcı olanlar ise andropoz'a girdi diye anılırlar.

    işin en ironik tarafı her iki grubun da sonradan pişman olmamak için kabullendikleri bu sonlu öğreti içerisinde geçirdikleri yıllar için, itiraf edemedikleri lakin derin derin içlerini kemiren bir pişmanlık duymalarıdır.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap