the following

• vallahi üzülüyorum ben bu dizinin düştüğü hallere. tek hücreli organizmalar mı yazıyor senaryosunu anlamıyorum. bazı fikirler aklına en son gelmesi gereken insanların aklına geliyor işte böyle.
  
  neden mi izliyorum? kafa dağıtıyor, biraz aksiyon, biraz saçmalamaca. bunlar da gerek bünyeye. ama the following gibi potansiyele sahip bir dizide değil. olmamalıydı yani. ama oldu.
  
  --- spoiler ---
  
  efsane bir katil olan joe carroll "bana kaka dedi, edgar allan'a bok dedi." diye çileden çıkıp saldırır mı birine yahu? "silahı da şöminenin üzerinde bırakayım ki ryan beni sinirlendirip alt ettikten sonra hemen alsın beni vurabilsin." der mi? ondan önce kendini bıçaklayan clair'i masada şarap koysun diye çözüp bağlamadan gider mi?
  
  o helikopterli artiz kaçışlar bilmem neler söndü gitti, joker gibi bir villain olmaya aday joe carroll'ın içini boşalttınız ağzına sıçtınız.
  
  ikinci sezonda ölmedi bak onlar kurmacaydı diye çıkarırsanız tek hücreli olduğunuzdan bile şüphe duyacağım. ama senaryonun işlenişi çok açık bir şekilde emma'nın intikam için toparlanıp güçlenip geleceği mesajını verdi. ikinci sezon bir kaç yıl sonra dahi başlayabilir, emma güçlenmiş ve tarikatı tekrar toplamışken.
  
  bir de hazır sezon da bitmişken emma'ya iki çift lafım var. her ne kadar olamayacak seviyede yapay ve gerçekten uzakta olsan,
  
  senin karakterini sikeyim emma.
  
  --- spoiler ---