171 entry daha
  • ben şimdi isim verip kimse de böyle olsun istemiyorum ama, lc'de defacto'da çalışan emekçi tezgahtarın bokunu yisin o.

    o kız akşama kadar talan edilen ürünleri katlaya katlaya katlamaktan bi hal oluyor da gıkı çıkmıyor fakirin. elimden geldiğince ben de katlamasına yardım ediyorum ama. "beyfendi siz müşterimizsiniz lütfen uğraşmayın bununla" diyor. ben de "olsun varsın, elime mi yapşcak" diyorum. "ama zaten iyi katlayamıyorsunuz" diyerekten gülümsüyor. "siktir et, zaten 5 dk sonra tekrar allak-pullak olucak" diyorum, onu güldürüyorum.

    kadının biri geliyor sanırım alamanya'dan/hollanda'dan doğru gelmiş biz bunu aksanlı türkçe'sinden ziyade burun kıvırışlı edalarından anlıyoruz: elinin tersiyle onca katlanmış t-shirti bir bozmada bozuyor, kocasının düşmanları sikilesice! orası görece olarak ucuz ya, orası onun hava atabileceği burun kıvırıp insanlara tepeden bakabileceği bir halk pazarı gibi ya; bundan sebep kendinde bu hakkı doğal olarak bulduğunu varsayıyor. yap bakalım bunu mudo'da, beymen'de, mavi'de, sarar'da; delikanlı kim görelim bakalım. öyle önüne geleni elleyip talan edebiliyor musun? bakalım.

    lütfen arkadaşlarım, cüzzi bir mayış karşılığı, uzun çalışma saatleri boyunca ezilen kasiyeri, tezgahtarı, reyon görevlisini bir de biz ezmeyelim ezdirmeyelim. egomuzu bu arkadaşlar üzerinden tatmin etmeyelim. ben şahsen bizzatihi kendim, bu arkadaşlara durduk yere atarlanan sert çıkan kim olursa olsun, dilimin döndüğünce muhalefet şerhi koyup onları kollamayı seçiyorum. zira, gerçekte tüketimi tetiklemek iyicene körüklemekten başka bir amacı olmayan müşteri memnuniyeti bokuyla onları % 100 haklı olduklarında bile korumayan, ezilmelerine müsade eden kapitalist bir sistem var. bu acımasızlığa kendi çapımda da olsa karşı durmayı vicdani bir görev sayıyorum.

    hörmetlerimle.
513 entry daha
hesabın var mı? giriş yap