25 entry daha
  • fransız ihtilali'yle belleklere yerleşen kutsal plan.

    jonathan livingston birlikte avlandığı sürüsünü terk ederek, hiç bir canlının bir diğerinden üstün olmadığı, ölümün nefesini her aşamada hissettirdiği, yaşamın farklı mekan ve koşullara rağmen tüm biyolojik varlıklara eşit mesafeyle yaklaşan doğanın rutinine sırtını çevirmiş olur. eşitlik, doğal hayatın olmazsa olmaz fıtratıdır. yiyeni yiyen, servis verene servis verilen mutlak dengenin tecelli ettiği tek boyut, doğanın bizzat kendisidir. ancak sosyal hayatın içinde eritilen bireyler için mevcut eşitlik kavramı, kusurlu hukuk kuralları ve kusurlu hiyerarşik bloklar yüzünden kucaklanamaz.

    jonathan'a geri dönelim. sürüyü terk eden martımız, mutlak eşitlik alanından ayrılarak özünü gürleştirmek ve kendisini bilmek ister. çünkü ister yasalarla korunsun, ister doğanın iç ritminden açığa çıkmış olsun eşitlik fazı, limitli bir özgürlük alanı sunar. faydası tartışılmaz 'eşitlik kriterleri' ortak paydayı ve eş düzey fırsatları öne çıkarsa da, bütün bunları korumak adına, varlığı sınırlayıcı prensipleri dayatmakla sorumludur. eşitlik fenomenini idrak eden her varlık özgürlük arayışına meyletmek zorundadır. işte bu sancılı yolculukta yalnız kalan, öz'üyle buluşma macerasında acılar da çeken jonathan, rehber martılarla tanışarak hakikatin bilgisine vakıf olur. bu aşama jonathan livingston'un miracıdır. kendini bilmiş, ilahi olanın sırrına tanıklık etmiştir.

    martı anlatısının sonunda jonathan, hakikat alanından (miraçtan) ayrılıp sürüye geri döner. kardeşlerine/soydaşlarına hizmet etmek, onlara bir'in bilgisini aktarmak, yardım etmek ve eşitlik/özgürlük/kardeşlik planını bütün kardeşlerinin de idrak etmesine vesile olmak ister. hazreti muhammed de miraç sonrası, hakikat'in bilgisine bütün açıklığıyla tanık olmasına, yaradan'la yaşadığı tarif edilemeyen buluşmanın büyüsüne rağmen ümmetine dönmekten kendini alıkoymamıştır. kardeşlik, yaradan'ın ve yaratılış'ın bir'liğini işaret eten vahdet-i vücuddur.

    kurtuluş (vaadedilmiş topraklar), kardeşlik (bir) makamına varmadan erişilebilecek ve eriştirilecek boyut değildir.

    kahraman'ın, henüz eşitlik basamağında yüzyıllardır bocaladığını kabul edersek, tarihsel döngülerde kardeşlik vurgusunu öne çıkarmaya çalışan sıçramaların zaman zaman ivme kazandığı rahatlıkla iddia edilebilir. sadece paris komünü değil, milletler/ülkeler/devletler arası savaşların tümünde, devrimlerin tamamında, egemen güçlerle yönetilenler arasında çıkan çatışmaların hepsinde insanoğlunun kurtuluş arzusu içten içe harlanmaktadır. kurtuluş, eşitlik/özgürlük/kardeşlik güzergahında sadece görünürde mücadele eden için değil, görünürde mücadele edilen için de muazzam bir hikmettir.

    28 mayıs civarı başlayan gezi hareketi'ne bütün bu kavramlar ışığından bakıldığında, hikayenin barındırdığı niyet daha kolay anlaşılır. gezi hareketi, eşitlik/özgürlük/kardeşlik üçgenini yaklaşık bir ay gibi bir süreye sığdırmaya çalışmış hızlandırılmış "ilahi feraset" turudur. bu hızlandırılmış kutsal tur, kavramların iç içe geçmesine, kaçınılmaz tökezlemelere rağmen insanlık tarihinin son vazifedar adımını atmayı başarmıştır. atılan bu adımla birlikte, yeryüzü ölçeklerinde -tüm provokatif efektler, gecikmeler ve komplo kuramları panikleyip panikletse de- kurtuluş planının işlerlik kazanmasının engellenmesini de imkansız kılmıştır.. zaman, görmek istemeyene de gösterecektir.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap