33 entry daha
  • tarihci gozuyle sessiz ev eleştiriyi yapan; ahmet kuyas yayımlanışı; sanat olayi-1984
    buradaki alintinin yapildigi kitap; orhan pamuk'u anlamak
    kitabı derleyen engin kilic (cok guzel bir derleme kitabı)
    *

    oncelikle engin kilicin bu romanla ilgili muazzam konuşmasını dinlemek icin (bkz: #18690655)
    bu konusmada engin kilic'in bahsettigi ahmet kuyas elestirisini cok aramistim. buraya tamamani (benim gibi arayanlar olursa diye) kopyalalıyorum vatana millete bizim de hizmetimiz olsun kıyısından köşesinden;

    orhan pamuk'un sessiz ev adli romani uzerine uzun bir sessizlikten sonra iki elestiri yayinlandi ocak ayinda. her iki elestirmen de romanin tarihsellik acisindan eristigi zengin boyutlari kavramis gorunmediler bana gore. hele fusun akatlinin romanin toplumsal icerik acisindan pek onemsenecek bir sey getirmedigini soylemesi, bir tarihci olarak cok gucume gitti. bence sessiz ev'in toplumsal-tarihsel icerik bakimindan romanimizda tek basina bir koseye konmasi gerekir. nitekim kanimca orhan pamuk tum toplumumuzu bir eve sigdirmayi basarmakla kalmayip, asagi yukari `bir yuzyillik tarihimizi de uc yuz elli sayfaya sigdirmis`. kutlamamiz gerekir. umarim fusun akatli sessiz ev'i bir kez daha, '32 kasim tekmili birden turk devrim tarihi' olarak okur ve tek tek ele alacagim simgelerin yalnizca bir tarihcinin zorlamalari olmadigini teslim eder.

    buyukbaba doktordur. pozitivizmi simgeleyen bu meslek, cagdaslasma tarihimizin ortaya cikardigi ilk liberal meslektir de ayni zamanda. bir menfi olusu ve siyasal iktidar tarafindan surgun edilisi de sanirim pek yadirganmamistir okurlarca. doktorumuzun pozitivizmi insan faktorunu unutturacak kadar asiridir. bu ozelligi ile tepeden inme devrimciligin kendinden bir sure sonra sloganlasacak 'halka ragmen halk icin' kavraminin da babasidir. her seyi bilen ve yapan aydinlanmacilarimizdan oldugu icin guzel bir tip kitabi yazacagi yerde ansiklopedi yazmaya kalkisir, sonucta da kimseye tek satir okutamaz. gene de hem gelenegi hem cehaleti doller. birincisiyle olan iliskisi kadina soz hakki tanimayan bir evlilikle simgelenen zor kullanma, ikincisiyle olani da norodnik romantizmidir.

    babanne gelenekte iyi niyet ve merak yoktur. su goturmez bir fizik deneyi karsisinda bile gordugune degil de seytana inanmayi yegler. tarihe de saygisi yoktur" yillarin emegini sobaya atip yakar. hakli olarak gecmisten miras kalmis degerlerinin devrim adina satilip savilmasina kizar ama, satilmamis olsalar da simgeledikleri dunyaya donme arzusundan kimse alikoyamaz babaanneyi. butun hincini toplumun iyi niyetni topal ve humanizmini de cuce birakarak alir ve bir turlu olmez.

    gayrimesru babaanne neredeyse yoktur. sesi solugu cikmaz. guzel oldugunu biliriz yalnizca: o gitmeyip gormedigimiz koy gibi bir seydir: bizimdir ve sevilir.

    ogul iyi niyetli on-cumhuriyet memurudur. iyi bir is tutup zengin olacagina ulkeyi kurtarmayi koymustur kafasina. doguya' dogu hizmeti diye bir kavram turemeden gidenlerdendir. yiyici degildir: istifa eder. saftir: basina devlet kusu konan dostlarin 'eski dost'luga terfi ettigini bilmez. didinir durur ve genc yasta olur gider. gider ama tohumlari sacilmistir bir kez. uc cocuk babasi olmak da az sey degildir ciliz bir kadindan.

    dedigimiz gibi gelin celimsiz bir kadindir. on yildan fazla kizilay'a kan yetistirmistir. galicya senin yemen benim, canakkale senin sakarya benim. cok yasamaz, ne var ki genc ve idealist kocasini sever: dogurgandir da. uc cocuk verir iyi kotu bizi bugune getiren.

    gayrimesru cocuklar her seyden once gayrimesrudurlar ve eziktirler: milletin efendisi hic degildirler. topal-iyi niyet calisir durur: 'bize de cikabilir' der ve oglunun okumasini ister: 'sinifini gecmesini ister. en onemli ozelligi topalligidir ama unutmayalim ki cocuk sahibidir. cuce humanizm ise cucedir. bu ozelligiyle guduk oldugu gibi pek ender rastlanan bir yaratiktir. nitekim nesli de tukenecege benziyor.\: kadinin guzelinden anliyor ama onu anlayan yok ki! ustune ustluk bir de alay konusu oluyor. ne yapsin? o da kendini bir takim islere vermistir; bunlarin basinda da herkese yardim etmek, herkesin iyiligini istemek, gelenegin hizmetinde calismak gelir.

    torunlarin en buyugu bilimsel dusuncedir. parlak fikirleri vardir: cagina egemen olan sorular kafasinda yer etmistir. sarayin, savaslarin ya da devletin degil, insanlatin tarihini yazmayi dusunur. gelin gorun ki kisirdir. karisi da birakip gitmistir onu.

    devrimci dusunce* disidir ve hic konusmaz. nasil konussun? daha babalar ve ogullari okuyor:hele biraz daha kendinden oncesini ogrensin, oyle! dedikleri de ortada zaten. ya bilimsel dusunceye cok sorgulayici olmamasini oneriyor ya da gayrimesru toruna ''manyak'' diyor. bilimsel dusunceyi biraz daha iyi taniyip belli bir bilimselligin disinda kalanlari da ''aptal''likla suclamasa olmezdi zavallicik. olumu de cok anlamli:\; olay anindan sonra ve ''beyin'' kanamasindan.

    en kucuk torun, en kucuk olan, kapitalist dusuncedir. palazlanmadan yetim kalmis olmasi buyuk bir aci kaynagidir onun icin ve devlet babasinin erken olumune lanet okur.

    gayrimesru torun da bir disiye ''asiktir'' ipe sapa gelmez sevgisinin karsiliksiz kalisi sertlige goturur onu. duslerine cekiduzen vermeyi akil edemez. edemez, cunku bilimden ve turkce olmayandan ikmale kalmistir: ustelik bunlarin onemini de yadsir. gunumuzde en kararli olan da odur ve sahte kimlikle aramizdadi su anda.

    gerci bir tarihci olarak gucendim demistim yazimin nasinda ama, orhan pamuk'un romanindaki tarihi az cok actigim gibi gorebilmek icin pek meslekten tarihci olmak gerekmez kanisindayim. ne de olsa elli yildir liselerimizde, universitelerimizde devrim tarihi okuyoruz. ama tarih kotuymus, siirsizmis, sicakliktan yoksunmus; ne yapalim? kotumserligine katilmasak da yazara kotumser olma hakkini cok goremeyiz. biz simdi asil sorumuza gelelim; iyi ya da kotu, dogru veya yanlis: sessiz ev'deki toplum. yorum yonunden gercekten yetersiz midir?

    not: orhan pamuk'u elestirenler onun romanlarindan hicbir sey anlamayanlardir diyerek bitireyim bu entryi.
    bir de gezi olaylarina ve turkiyenin cumhuriyet tarihi boyunca gecirdigi buhranlara bu gozle bakmak aydinlatici olur diye dusunuyorum.
    turkce harf sorunu icin uzgunum. *
107 entry daha
hesabın var mı? giriş yap