swansea city

• ilginç bir hikayesi olan takım.
  
  ''ta 35 yıl evvel, 1978’de hollandalı lise öğrencisi john van zweden, ingilizcesini geliştirmek için bir mektup arkadaşı bulmak istemiş. oğlan futbol meraklısı, küçük bir futbol kulübünün taraftar grubunu seçeyim demiş, küçük bir muhitte insanların daha fazla samimiyet göstereceğini düşünerek. o sıralar 4. lig’de siftinen swansea’nin kulüp bültenine ilan yollamış. swansea’li lise öğrencisi david morgan ilanı görmüş, ‘kim bu manyak?’ diye merak etmiş, hemen o akşam mektup yazmış john van zweden’e. bunlar muhabbeti ilerletmişler. david gazete kesikleri gönderip ha bire takımından bahsederek, john’u swansea taraftarlığına kazanmış. mektup arkadaşlıklarının ikinci yılında maça davet etmiş onu, john da den haag’dan gelmiş, beraber swansea-shrewsbury town maçına gitmişler. dostluklarıyla birlikte taraftarlıkları da demlenmiş. john orta yaşa gelip ufak boy bir işadamı olduktan sonra da her hafta sonu uçağa atlayıp david’le buluşarak swansea maçına gitmeyi sürdürmüş.
  
  2002 yılında, swansea 4. lig’in dibine demir atmış, mali iflasla karşı karşıya geldiğinde, david morgan vaziyete el koyma sorumluluğunu hissetmiş. beş yakın taraftar arkadaşını toplantıya çağırmış. biri tabii john van zweden. 300 bin pound borcu üstlenmeyi kararlaştırmışlar. david’le john hemen oracıkta denkleştirdikleri 25.001 pound’u götürüp kulübün sahibine toka etmişler ve kulübü, kulüplerini devralmışlar. bugün o taraftar girişiminin kurduğu şirket kulübün yüzde 20 hissesine sahip bulunuyor. (bugünkü swansea takımının piyasa değeri 60 milyon pound’un üzerinde.)
  
  swansea böylece yeniden doğdu. o sezon 5. küme’ye düşmekten kurtuldular. 2005’te 3. lig’e, 2008’de 2. lig’e (championship) çıktılar, iki sene evvel de işte premier lig’e. sezon başlarken ligin uzak ara en ucuz kulübüydüler. statlarının kapasitesi sadece 20 bin. rejenerasyon çalışmasını umuma açık bir fitness merkezinde yapıyorlar, formalar evlerde yıkanıyor. isimsizlerden, ‘tutturamamışlardan’ oluşan bir kadro. kesin düşmeleri bekleniyordu. bu korkuyu çabuk atlattılar, evlerinde manchester city’yi 1-0, arsenal’i 3-2, liverpool’u 1-0 yenmek gibi fiyakalı işler yaptılar. istatistikçiler takımın yüksek pas oranını, ‘top yapma’ gayretini takdir ediyorlar. ‘swansealona’ dediler bir ara. ‘four four two’ dergisi, orta sahada pas trafiğini yöneten britton’u xavi’ye benzetti! bbc’de ‘stili ve cevheri olan takım’ diye övüldüler.
  
  john van zweden ve david morgan, kulübün borçsuzluğuyla övünüyorlar. “uefa 2015’ten itibaren mali fair-play’i cidden uygularsa, şampiyonlar ligi’ndeyiz” diyorlar! günün birinde bir şeyh zuhur edip swansea’yi satın almayı teklif ederse verecekleri cevabı hazır etmişler: “fuck you very much.” bir zamandır ‘swans’ diye kısaltılarak anılıyor swansea: kuğular. kuğunun çirkini olur mu zaten?''